Bismihi Teâlâ
Öyle bir sistem düşünün;
Vur patlasın, çal oynasın!
Tilkiler cirit atadursun!
Tacirler har vurup harman savursun!
Sızıntı, çalıntılara kapı aralaya dursun.
Yani her türlü suiistimallere kapı aralayacak yelpazede olsun.
Sağlam ayaklar üzerine inşa edilmeyen yapı;
Her türlü skandala,
enformasyona zılgıt çalmaz mı?
Eğitimde devlet başarısız…
Bu inkâr edilmiyor.
Zaten üst perdeden yetkililer de gizleyemiyor.
Çürük tahta çivi tutar mı?
İstediğimiz kadar yakınalım,
dert yanalım,
dövünelim,
yanlış sistemden doğru sonuç görülmüş şey değil!
Evvela başta bu biline!
Kısa deyişle baştan revize kaçınılmazdır.
Okullar bir yandan ilim, irfan, tedrisat mektebi işlevi görürken,
Öte yandan beceri, uygulama atölyelerine dönüşmeli…
Benzerini dünya ülkeleri yapıyor.
Nüfusu 125 milyon Japonya,
Nüfusu bizle denk olan Almanya’da sistem işliyor.
İslam medeniyetinin yoğun olarak işlendiği dönemlerde,
Bu topraklarda dünyanın imrendiği havzalarımız, külliyelerimiz kayıtlarda mevcuttur.
Okullarda öğretmenleri rol ve statü yönünden sarstın mı?
Kaybı baştan göze almışsın oluyorsun.
Zira yetkiyi vermedin mi etkiyi bekleyemezsin.
Bu çok sürmez kaotik bir ortam oluşturur.
Sınavkolik sistemde bilgiyi birey, sınav endeksli görür.
Buna bağlı olarak test, sektör haline gelmez mi?
Özel kurumlar başat konumda olmaz mı?
Ne olursa olsun okullar geri konumda olmamalı…
Okulları cazip hale getirmede ciddi referans:
Öğretmeni çalıştırmak,
Onu önemsemek,
Yetkiyi vermektir.
Buna bağlı olarak;
öğrenciyi yönlendirmede,
üst kademelere geçişte ciddi kaynak görülmelidir.
Bireyin sınavdan sınava bilgi edinmesi yazık değil mi?
Gençlerin geleceğini siyasi kavgalarla heba etmek günah değil mi?
Başkalarının keyfi için geleceği karartma lüksümüz var mı?
Bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrarlama devri geçti.
Bir yerde patlaklık veriyor.
Yani yeniçağda eski ezberler işe yaramaz.
Son söz geçti Bor’un pazarı sür eşeği Niğde’ye.
Kalın sağlıcakla...