Bismihi Teâlâ

Bizde yıllardır süregelen ölçme değerlendirme kriteri çoktan seçmeli sınavdır.

Sanırım kolayına kaçıyoruz.

Elbette rahat değerlendirme kolaylığı sağlar…

Lakin umulan/beklenen kâğıt üzerinden öteye geçmez çoğu kez.

Başka deyişle kâğıdın sahaya yansıması  sönük olmaktadır.

MEB, Meslek Kanununda yer verdiği ‘Öğretmenlikte Kariyer Basamaklarını’ büyük bir devrim olarak görüyor.

Paha biçilmez bir değer olarak addediyor adeta…

Oysa öğretmenlerin ekserisi bu şekil uygulamadan şiddetle rahatsız…

Bu konuda sendikaların tepkisi ne olur, orayı bilmem; bana göre bakanlık bindiği dalı kesmeye yelteniyor.

Kendisiyle çelişiyor…

Akla;

-BİR: Demek ki öğretmenler hiçbir eğitim almadan, öğretmenlik hakkı kazanmış…

-İKİ: Demek ki Eğitim fakültelerinin vermiş olduğu diplomalar yok hükmünde!...

-ÜÇ: KPSS bünyesinde atama başvurusu için üç sınav hiç hükmünde…

Uygulanacak sınav bundan neyi farklı?

Envanter, öncekilerin varyantı teorik bilgiler değil mi?

O zaman değişen ne?

Aynı tas aynı hamamsa

Popülist olmaya ne hacet?!

Yani ipe un seriyoruz.

Tabi ki;

Müspet değişim, inovatif projelerimiz olsun.

Geliştirici, bütünleştirici çalışmalarımız olsun.

Şu var ki yerinde ve zamanında yapıldı mı isabet bulur, karşılık bulur.

Gerisi ‘ayvaz kasap hepsi bir hesap’ tan öteye geçmez…

Bakanlık, kanunda öğretmenlik mesleğini;

…özel ihtisas mesleğidir, diye tanımlamıştır.

Bunun karşılığı da uzmanlıksa

o halde bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!...

Toparlayacak olursak;

Taltif/kariyer; çalışmaya, somut işe göre olması daha

Tutarlı olur.

Kâğıt üzeri kariyer tek ölçüt olmamalı…

Doğrusu mesleki olgunluk klasik tarzlı sınavla değil,

Sınıf içi, okul dışı performansla pekâlâ ölçülebilir…

 

Kalın sağlıcakla….