Bismihi Teâlâ                                                                                                         

Evimize, hanemize hoş geldin!..

Bedenimize, benliğimize, gönlümüze hoş geldin!..

Memleketimize, dünyamıza hoş geldiniz!..

Yerin üstü attığımız adımlarla kirli, işleye geldiğimizin faturasını resmeder...

Günah listemiz kabarık, cürmümüz ağır…

Haramlarla bu güzel dünyayı çekilmez hale getirince, hal bu hal olur işte!

  Dünya viran, insanlık; kendi elleriyle işlediği zulmün pençesinde!.. Dünya gezegeni amansız bir illetin girdabında! Canhıraş içerisinde…

Gidişat; sağlık krizi, ekonomik kriz ve ardından diğer krizlere gebe iken, sen imdadımıza yetiş, ey rahmet ayı!..

  Sen engin sıhhat iksirinle bedenimize, ruhumuza sıhhatler ver, ey rahmet ayı!

 İsrafımız tavan yapmış, mide ve haz için tüm gücümüzle sarıldığımız dünyalıklarımız orta yerde dururken; sen tevazuunla, bizlere insaf kapıları aç, ey şefkat ayı!

  Gösterişte kıyasıya rekabetimiz, sonu bitmez emellerimiz sekteye uğradı belki, sen aklımızı başımıza devşir, ey rahmet ayı!

  Dünya, insan yirmi birinci asrın ilk çeyreğinde karantinada olduğu böyle bir zamanda, sen hidayet vesilesi ol, ey rahmet ayı!

***

  İslam medeniyeti karanlıklar içinde kaybolmuş ya da kaybolma riskine karşı, aydınlatıcı vasıtalar sunar.

Pislikler içinde depreşen toplumlara rahmet kanadıyla esenlikler, ferahlatıcı etkisiyle bol oksijen verir.

  Yerkürenin virüsle çarpıştığı böyle bir zamanda, İslam’ın sabitelerinin ne kadar hayati ve yaşamsal olduğunu zorunlu kılar.

  Zorunlu içe kapandığımız bu günleri Ramazan mektebiyle tedrisat kılabiliriz. Muhtevasını iyice kavrayıp, kazanımlarını yaşam kalitesi kılabiliriz.

  Sosyal hayattan koptuğumuz, içtimai ilişkilerin tersyüz olduğu bugünleri azami şekilde oruç ayı ile tefekkürümüzü daha da derinleştirebiliriz.

  Hanemizi ibadethaneye çevirmek zor olmasa gerektir. Hani bir kutsi hadiste “Ben, kâinata, yere göğe sığmadım, fakat müminin kalbine sığdım” öğretisi mekânlar üstü bir realiteyi çağrıştırmıyor mu?

Zaten İslam kaynaklarında kalbe, “Beytullah” ve “Arş-ı Samedani” denmiştir.

 Gönüller O’na yöneldi mi ancak istikamet bulur öbür türlü zindan içerisinde zindan olur. Diğer deyişle azap içerisinde azap… Kutlu nebi Hira’dan ikra’ya tekâmül etmişti.

  Öz olarak karantinada olduğumuz bu günleri ramazan inzivasına yorabiliriz. Gönlümüzü, kapılarımızı bu ayın öğretilerine kulak kabartıp, azami derecede istifade edelim.

Ramazanı Şerifiniz hayırlı olsun, hayırlara vesile olsun.

Kalın sağlıcakla…