Bismihi Teâlâ 

Sen direniş sahasısın Ey Mısır!

İslam’ın kalbisin, ey kadim medeniyet! Bak etrafına maziden bu yana nice firavunlar gelip geçti.. Adı sanı bilinen bilinmeyen nice krallıklar hüküm sürdü Orta Doğu’nun bereketli coğrafyasında… Fakat şu var ki her Firavun ’un karşısında bir Musa belirdi. Onun için mazlumların umudu olan bu yiğitler her daim zalim krallıkların korkulu rüyası oldu. Yani sefahat içerisinde dikenler üzerinde bir hal; zalimlerin paranoyak yaşamları oldu…

Sadece Varlıklarıyla olsa zulüm sütunlarını sarsmaya yettiler… Özgürlüklerine kastedilse de!

Selam sana Ey üstat Hasan el-Benna! Bina ettiğin ihvan bugün İslam davası uğruna en yiğitlerini kurban vermekte…

Selam sana ey Seyyid Kutup! Açmış olduğunuz ilim havzasında nice mütefekkirler yetişiyor! Her birisi birer derya, birer umman…

   Mısır şehitler otağı!!! Özellikle son asırda ihvanla müccesem olmuş bir hal…

İhvan mektebi artık şehadet mektebinin adresi olmuştur. Zira nice yiğitler bu mektepte, şehitler kervanına erişti.

   Kahire, Rabia, Mısır’ın yeraltı, yer üstü zindanları hak batıl mücadelesinin en somut yaşandığı meydanlar! Zira her firavun karşısında Musalar bulmuştur. Bu tarihin değişmeyen kaderidir, realitesidir. Bu determinist hal sürüp gidecektir belirlenmiş sona doğru!!!

   Kahrolsun zalimler! Mısır’ın çağdaş firavunları! Abdülnasır, Kral Faruk, Hüsnü namübarek, Sisi…

Üst akıl ve yerli işbirlikçiler!

Selam sana ey şehit Muhammed Mursi! İlminle, ufkunla, takvanla, cesaretinle gönüllere taht kurdun. Hak davanın takipçilerine numune oldun. Zalim sistemlere karşı boyun eğmedin, haykırdın durmaksızın hak kelam etmeye… Tehditler, boykotlar, zindanlar Allah erine baskın olmaz.

Sen adanmışlığın portresisin ey Mursi!

Ey Azizim! İnsanlıktan uzak sistemler insani bir duruşmayı bile sana çok gördüler..!

Mübarek naaşına sevenlerin almasına bile tahammül etmediler satılmışlar, kuklacılar..!

Taziyesine bile engel oldular bu utanmazlar..!

Kabristan’a bile engel oldular bu soysuzlar..!

Tüm bunlara karşın kendini Hakk’a adayan, canını malını cennet karşılığında Allah’a satanların gönlündeki iman aşkına, dava aşkına, cihat ruhuna asla ve asla engel olamayacaklardır İslam düşmanları..!

 Ey mazlum dava adamı! Belki bu fani dünya da zelil sistemlerin uygulayıcılarıyla muhakeme olamadın fakat zalimlerle yargılaman; “Maliki yewmiddin”e (ceza gününe) hesap gününe kaldı. İşte o gün veyl zalimlere… İlahi adalet tecelli edecek, sonuçta ceza ve mükâfat görülecektir.

  Ey Mursi direnişinle:

-BİR: Batıdan ithal edilen demokrasi putunun foyası bir kez daha ortaya çıkmıştır.

-İKİ: İnsan hakları demagojisini yapan batının ikiyüzlü politikası bir kez daha görüldü.

-ÜÇ: Yerli işbirlikçilerinin ve halkına hain olan kuklacılarının utanmaz yüzü bir kez daha görüldü.

-DÖRT: Dünya bir kez daha zelil alçakların kimler olduğuna; aziz ve izzet sahiplerin kimler olduğuna şahit oldu…

   Sen ki Şeb-i Arus’a eriştin. En sevgiliye kavuştun. Ümmet şahit ki bir an bile zalimlere taviz vermedin. Dünyevi makamlara aldanmadın. Hatta bu makamları aziz kelam uğruna şenlendirdin vakurla fakat Hakk’ın, halkın huzurunda mütevazı bir hal ile… Mekânları, makamları şahsi hesapları uğruna değil İslam davasının maslahatı uğruna kullanma tercihinde bulundun.

  Ey şehit sözlerini bir kez daha yineliyoruz ve tüm inanç ve azmimizle sürdürmek ahdiyle;

BİR: Kur’an bizim anayasamızdır.

İKİ: Resul bizim liderimizdir.

ÜÇ: Cihat bizim yolumuzdur

DÖRT: Allah yolunda şehit olmak en büyük arzumuzdur.

BEŞ: yaptığımız her amelin gayesi Allah rızasıdır.

Tüm bu donanımlara sahip olan dava eri için kölelerin zindanları, tuzakları, oyunları ne zarar verebilir ki..?

Kalın sağlıcakla…