Emperyalist Haçlıların başını hâlihazırda ABD çekiyor. Bunun perde arkası koordinatörü ise siyonist terör İsrail rejimidir.
Artık bunların dün neler yaptıklarını biliyor; bu gün yaptıklarını görüyoruz. Dolayısıyla yarın ne yapacaklarını da tahmin edebiliyoruz.
Haçlının en açık örneğini oluşturan ABD`yi örnek olarak işleyelim.
ABD; alçaltmak istediği bir gücü önce yüceltiyor. Gurur, kibir ve günaha batırmak için şeytanlaştırıyor.
Gururunun zirvesine çıkarttığı, gözünü kararttığı,şeytanlaştırdığı bu güce nihayet AĞIR SUÇLAR işletiyor.
Böylece eli kanlı, despot, vahşi, etrafını dinlemeyen cani bir lider tipi üretiyor.
Eee?Geriye ne kalıyor?
Kendi halkı, komşuları ve dindaşları tarafından dahi lanetlenmiş olan bir caniye CEZA vermek kalıyor.
Haçlı o zaman, hemen olay mahalline iniyor ve o halkı söz konusu zalimden kurtarıyor.
Şimdi Ortadoğu`da yaptığı da odur.
Yani önce yükseltiyor, sonra suç işletiyor ve ardından da ceza kesme moduna geçiyor.
Ceza kesilecek ülke,Müslüman ülke olsa bile oluşturulan algı, Müslüman ülkeler yada liderlerinisanki canavarmışlarcasına cezalandırılmalarına rağmen tepki çekmiyor.
İki yüz yıllık bir emperyalist tecrübeyi kullanan Haçlılar, öyle bir ortam oluşturdular ki kardeşi kardeşe düşman etmeyi başardılar. Bütün Müslüman ülkelerde, bir diğerine düşman olacak algılar oluşturdular.
“İran zaten tarih boyunca İslam ile savaşmış, Türkiye`nin düşmanı, Kürdün de düşmanı. Onlar –haşa- Müslüman da değil.…” algısı gibi..
*”Türkiye`ye de Suriye`de; Arabistan`a, Hicaz ve çevresindeki tüm ülkelerde..” aynı tuzağı kurdular.
Sayın Cumhurbaşkanı;çoğu kez Şii ve Sünni tüm İslam âleminde zihinlere taht kuran söz ve davranışların sahibi olabilmiştir.
Türkiye, Suriye muhalefetine destek verdiği ilk dönemde, Esed üç ayda gidecek deniliyordu.
Ne oldu? Yedi yıldır mazlumlar katloldu.
İslam`ı konuşan muhalefet neredeyse yok oldu; bir NESİL katloldu, infaz edildi.
Şimdi Türkiye aslında yalnız kaldı. Türkiye`yi; üç ayda gider dedikleri Esed`e razı edecekler. PYD/PKK..ile dizginleyecekler ya da ekonomi ile vuracaklar. Bunların tamamını bileştirerek de terbiye edebilir hatta diz çöktürme hesabına girebilirler.
Yanıldıkları nokta; Rabbimizin, tüm hesaplarının üstünde olan bir hesabı. O, tuzak kuranların en iyisidir ve O`nun hesabı da şaşmaz.
*Suud`u da aynı çıkmazın içine sürüyorlar. Verdikleri silahları, İran`a karşı kullanmasını isteyecekler. Lübnan`da terörün iktidarı için kullanacaklar. Hariri, Suud`da tutuklu; daha iyi bir maşa Lübnan`a gelsin diye.
Yani biz biz olalım; ABD ve haçlının ipiyle suya inmeyelim.
Dostumuzu da düşmanımızı da kendimiz seçelim. Savaşırsak da kendi kararımızla savaşalım hatta savaşmayalım.
Türkiye veya huzuru ve istikrarı sağlamış bir İslam ülkesi; sadece kendine değil, bölgeye hatta tüm İslam âlemine acil lazımdır. Kanayan çok yara var; bu dertlere derman olma, huzur ve güvene varma dilek ve temennilerimle.