İnsan olmakla yetinmemişiz bir de Müslüman olmuşuz! “İnsanlık ayaklar altındayken; güçsüzler cennete, güçlüler cehenneme çağırırken…” neler neler olmuş!

Başta Siyonist çete olmak üzere; küresel güçlerin, özellikle de İslam ümmetini yöneten ülkeler, hükümet ve liderler için takke düştü kel göründü!

Dünya hakları, küresel vicdan, iz’an şunu haykırdı: israile lanet olsun ve kahrolsun!..

Dünya devletlerine, küresel güçlere yazıklar olsun! Tuh olsun! Düzenleri batsın!..

Müslüman halkların devletini, nimet ve iradesini yöneten “hükümet, siyaset ve liderlere” bilmem ne olsun!.. Yine de “Yuh olsun! Rabbim ıslah etsin! Islah olmayanları kahretsin!..”

Yeter mi? Asla! Dilim dönmez, ağzım diyemediği için okura bırakıp “amîn!” diyorum.

*“Gönlümüz mazlumdan yana” ama gaflet belki de dalalet har yanımızı sarmış! Ezanların feryatlara karıştığı yerlerden baktım! “Berîyim İlahi!..” desek de yetmiyor!

Ateşin yakıp yıktığı diyarlara baktım ve gördüm: “Kılıcımız zalimden yana olmuş!”

*Hz. Hüseyn’in yürüdüğü Kerbela; Gazzelerin yaşandığı zaman ve zeminler için ÇÖZÜMÜN yegâne adı ve adresidir.

Nice yiğidin Araf’ta kaldığı, nicesinin korku veya vaatlerin kulu olduğu; derken zalim, zânî, ahlaksız Yezid’in “başkan/halife” sıfatıyla din ve devlete, halkın iradesine hükmettiği; kısacası SÖZ’ün bittiği zaman ve zeminlerde birileri çıkmalıydı! “Sözün ötesine geçmeliydi!

Çünkü böylesi durumlarda; sessiz çoğunluğun/milyonların dünya ve ahireti söz konusu. Birilerinin SÖZÜN ÖTESİNE geçmesi lazım. Malını, canını, evlad u iyalini feda edebilmeli!

İşte Hüseyn tam da odur. Gazze’m tam da odur!..

Nasıl mı? Dünyada özellikle de Ümmet coğrafyasında çok alametleri, nice işaretleri vardı.

Tarih; 7 Ekim 2023. Dünyanın boyun eğdiği, özellikle halkı Müslüman ülkelerin belasından sakındığı… Siyonist işgal çetesinin müstahkem mevkilerine Aksa Tufanı başladı.

76 yıllık ezber bozuldu!

Yazın pazarda satılan kar misali eriyen Filistin Davası, sıkıştığı Gazze’de buzdağına dönüştü hem de çölün yaz sıcağında!

Yeri ve zamanı mıydı? Elbette!  

Aksa Tufanı vacip derecesinde bir zaruretti!

Dünyanın gündeminden sildiği, Müslümanların da kurtulmak istediği bir kadim dert ve davamız tarihe geçti! Küresel kurumların hafızasına kazındı. Erimedi aksine Küfür ve zulmün Titaniklerini batıracak Buz-Dağı oldu.

Acı olan şu:

 Çoğu Arap ülkesi, Gazze’nin düşmesini; İbrahim Anlaşması’nın gecikmeden kutlanmasını bekliyor..

İkinci yılına giren direniş; Yemen’e, Lübnan ve Irak’taki Hizbullahî yapılanmalara geçti ama yetmiyor!  

Türkiye başta olmak üzere -her imkânıyla direnişin safında olması gereken ülkelerde- hala AMBARGOyu/BOYKOT’u tartışmamız acı!..

Özbek kardeşlerimiz, Gazze katliamcısı hahamın katili olarak aranıyor. Türkiye kusursuz bir şekilde yakalayıp iade ediyor. O masumların, siyonistin işkencelerinde can çekiştikleri haberleri geliyor(!)

Meydanlarımızın sesi giderek çoğalması gerekirken, yorulduk(!)

İş, halkın protestosuyla da bitmiyor. Çözümün adresi, hükümetlerdir. Yüzlerine acıyı, en acıyı diyeceğimize, zülf-i yâre lütfen dokunmamız acı!..

Cemaat, STK, sair İslami yapılar hiç olmazsa siyoniste karşı tevhide girmeliydi ancak hala kafamız karışık.

Direniş Ekseni hakikaten destan yazıyor ancak ağır kayıpları, kapanmayan yaraları artıyor. Onlara moral ve enerji verecek olan Cephe gerisidir; Ümmetin siyaset, sermaye ve medyasıdır; meydanlarımızın sesidir; küresel vicdanın tel’in ve feryadıdır.

Bu konuda Emperyalist Batı dünyasının sivil inisiyatifi Müslüman dünyasından daha fazla ses veriyor hem de ağır cezalar veren hükümetlerine rağmen!

Dakikaların dahi anlamının olduğu Direniş Ekseni, genişlemelidir. Siyoniste bir taş atanın dahi takdir edilmesi gereken bir zeminde Şii/Sünni, ırk.. illetine saplanmak; hala mazideki tevhidi oluşturamamak “ayıptır, günahtır, cinayettir!”

Diren Gazze’m! Vur Direniş Ekseni!.. Küresel vicdan ayakta!.. Uyan Müslüman! Vesselam!