Halkı Müslüman Devletlerin sorunları düne kadar devletten devlete değişiyordu. 6 Ekim 2023’ün şafağında nur topu gibi bir çocukları oldu: Aksa Tufanı! Devletleri; “İsrail ile yönettikleri Müslüman halklar arasında sersemleten, nice liderleri zelil eden travma!”

Safa ve Merve’deki “saya” inat koşuşturan, sersemleten bir mesai!.. Üstelik nice suç, günah ve cinayetin müsebbibi belki de ortağı oluyorlar.

Netanyahu Laneti de nerden çıktı! İsrail’le zaten ilan edilmiş bin nikâhtan daha derin, daha duygusal ilişkileri vardı. Kendi başının derdine düşen halk ise sorun olmaktan çıkmıştı!..

Terör Devleti; gıdım gıdım işgallerle günlük Filistinli şehit ediyor, Aksa’ya yürüyordu…

Bunlar; devletlerin yazılı kınamalarıyla geçiştiriliyordu!.. Devletler, halklarını buna alıştırmıştı(!) Bazen kınamaya gerek bile kalmıyordu!..

Sıkıştığı son kalesinde Aksa Tufanı’nı başlatan Mukavemet ve gecikmeden şekillenen Direniş Ekseni;  her şeyi altüst etti. Kel göründü!

Her şey, herkes, her söz ve hareket… daha ilk bakışta kendi tanımını, nam u nişanını haykırır oldu!

Sıradan halk bile “Haza münafık, haza fasık, haza işbirlikçi, işte mü’min-mücahit…” diyebildi.

İnanmayan; sosyal medyadan, “Gazze ve İsrail hakkında demeçler veren lider ve siyasiler için neler yazıldığına” bakabilir!

Halkı Müslüman Devlet, hükümet ve liderin; İsrail ve oy bekledikleri halkı ikna etmeleri zor! 

İsraile anlatamazlar çünkü Netanyahu; somut söz ve hareketler istiyor! Zaten bu yüzden; “koltuğunuzu seviyorsanız, oturun! Konuşmayın!” demişti. Siyonist Lanet; dudağını oynatanı bile yanlış anlıyor. Karakolda sorguluyor. Emrine aldığı Amerikalara kadar da şikâyet ediyor.

Amerika da laftan anlamıyor ki(!:)) En küçük cezası ambargo(!) F-35’leri, Eurofighter’ları alamıyorsun! Enflasyon, kriz, kaos; aile içi tartışmalara kadar varır mazallah!.. Hak saklasın belasından!... Yüzünü şeytan görsün(!:)) Malum İsrail’in de şakası yok.

Çare mi? Medyaya ayar vermek lazım. Kocaman iletişim başkanlığı!.. Ana haber bültenleri, yorum-analiz programları, belgeseller… ayarlanır!

Caize, cülusiyelerle akredite edilerek “yazar, analist, stratejist; wî go, ew list!..”  raddelerine çıkarılmış zevat devrede! …ve güdümlü haber-yorumlar mezatta!..

”Warin sêva! Warin sêvan!. Çi bistînî milyonek!...”

*“Gazzeyi biz savunuyoruz! Her şeyi diyemiyoruz ama bir elimiz ordu(!:)) Biz olmasak bitmişti! …telefonla AB başkanlarıyla görüştü! Dışişleriyle, BM sekreteriyle… *Mi go; Amerika dışişleri bakan yardımcısı baş danışmanıyla görüştü!.. *Gazze ve Lübnan’daki durum kabul edilemez. İnsanlar açlıktan ölüyor! Bu bir insanlık suçu! Sizin de çocuğunuz yok mu? Kendinizi Gazze’nin yerine koyun bakalım! Hımm? Valla çok ayıp oluyor! Pisê heram!.. Bebek katili Netanyahu’ya silah vermeyin! BM’den kaydını silelim!... dedik! Ama anlamıyorlar!”

Böyle der Müslüman ülke liderleri ve siyasileri ancaaak!..

Silahtan daha kolay olan petrolü kesemiyorlar! Elçilikler harıl harıl!.. Hava, kara, deniz ulaşımı ve ticareti vırıl vırıl!.. Atılan füzeyi daha ilk dakikada Siyonist’e bildiren Radar üsleri…

Bunlar tabi ki bizde değil; Arap ülkelerinde, Bangladeş’te, Zanzibar’da oluyor!

Neden mi böyleyiz?

**Çünkü: Çoğu devletin alını ak, elleri pak değil!

Asimilasyon, red, inkâr hatta imha projeleriyle;  Dersim, Zilan, Mahabed, Halepçelerle bu günlere taşınan Kürt Meselesi; Küresel özelikle de Siyonist Sermayeli İstihbaratların şakadan hak, hukuk, adaleti konuştukları muazzam bir sayfiye alanı…

Bu devletlerin kuruluşuyla beslenen sanal korkular. “terör; bölünme; iç-dış düşman; muhalif sesleri sindirme, susturma ve nihayet terör ilan etme… geleneği; huzur ve güveni bulan halk “sorar, sorgular” endişesiyle ortamı terörize etme kültürü!..

Çözüm mü?

O sanal gelenek “Bozulmazsa düzelmez!”

O zaman gelin! O Korku Balonuna iğneyi dürtelim! Wesselam!