Evet! Gaflet ve delaletimizin ayyuka çıktığı bir zaman ve zeminde Rahman’ın kurtuluşumuz için verdiği Gazze Mektebi’mizin kusursuz öğrettiği budur.

İnsanlığa ait her şey Müslüman herkes Amerika’nın hedefidir! Amerika ise Siyonist Sermayenin Şövalyesidir! Biliyoruz, görüyoruz...

Çin’den Amerika kıtasına, özellikle de her karış toprağı Nebilerin izi ve hatırası olan Ortadoğu’ya baktığımızda bunu görüyoruz.

Çünkü o Büyük Şeytan’dır. Şeytan’ın kendisidir. Çünkü Şeytan Âdem’den beri imalatçısı olduğu fitne ve fesat, suç ve günahlar, işgal ve katliamların yorgunudur. Bu yorgunluğun sonucunda da kendine tarz ve taktikler, asker ve yandaşlar aradı ve buldu!

Nihayetinde nice temsilci, asker ve yandaşlar da buldu.

Bu temsilcilik, Amerika’nın kendisidir. İsrail Terör Çetesi İblis’in direkt askeridir. Halkına ve Hakk’a ihanet eden Yerli İşbirlikçiler ise yandaşlarıdır… 

Aksa Tufanı etrafında oluşan Direniş Ekseni, sözlük ve lügatlerdeki SÖZ’ün ötesinde Can Pazarı’nın Ateş Hattı’nda bizlere bunu öğretti.  

Gazze Mektebi’nin dert ve dersleri, Aksa Tufanı’nın kasırgası, Hizbullah ve Ensarullah’ın Gazze Direnişinin çağrısına koşması, Irak ve Suriye’den Direniş Eksenine olan destek atışlarında, yayılan Direniş Cephesinde… Büyük Şeytan’ın işgal, katliam ve nefretinin payı büyük.

Bu yüzden; “Var olsun Şeytanım! İlham kaynağımsın!”(Şeriatî)

Batı’da anlamını bulan her ne değer varsa bizde tersine tepiyor! Tesadüf mü?

Mesela Ortadoğu’daki Demokrasi Oyunu’nda bir türlü halkın iradesi tecelli edemiyor.

Askeri darbeler dahil “..değiştirilmesi teklif dahi edilemez” yasaların arkasında Amerika’nın şahsında Batı’nın dayatması, desteği var.    

Her Müslüman ülkenin iç ve dış düşmanlıkları, bitmeyen terör eylemleri var. Görüşme masalarında bitmeye ramak kalacak bir zamanda işler her defasında başa dönüyor. Müslüman ülkelerdeki bir kıvılcıma elindeki benzinle koşan Amerika ve süpürgesi İsrail’dir. İbo Anlaşması denilen teslimiyet anlaşması da bu dayatmanın bir projesi. Netanyahu gibi bir şizofren bunu itiraf etti..

Her Müslüman ülkenin Asya’da, Avrupa’da, Amerika’da stratejik dostları var ama hemen tümü komşularıyla sorunlu. 

Barıştık dedikçe beter tartışıyorlar, çatışıyorlar, savaşıyorlar… Bu fitneyi kutsayan tek devlet de Amerika ve bölgedeki çetesidir.

Bölgedeki sabotaj, kriz ve kaosların adı ve adresi de Amerika’dır. Bunların neticesinde IMF, NATO, Lahey, Cenevrelerde aranan çözümlerin ayak bağı yine Amerika’dır. Kardeşlerimin; İsrail, İngiltere… gibi devletleri de saydıklarını görüyor, duyuyorum ancak bunların “öteki, diğerleri, yandaşları..” grubuna girdiklerini belirtmeliyim.

Vahyin Anakarası; zorunlu göçlerin, işgal, yıkım ve katliamların bölgesi olmaktan kurtulamıyor.

Hâsılı Amerika bütün kötülüklerin membaı; işgal, katliam, soykırımların planlayıcısı. İsrail ise bunun sahnedeki görünen uygulayıcısı.

Neden Amerika?

Çünkü yüzyıldır iki dünya savaşıyla dizayn ettiği Ortadoğu’nun Asalet ve maneviyatı; Bölge Valisi diye atadıkları yerli işbirlikçilerini barındırmıyor.

Ortadoğu; her defasında aslını arıyor, özüne dönmek istiyor!

Bastırdıkları her isyan, yendikleri her Kurtuluş Hareketi, her direniş Cephesi; yeniden daha güçlü bir şekilde diriliyor, direniyor, ileri harekâta kalkışıyor! Kerbelalar yaşatıyorlar ancak Kerbelalara yürüyen Hüseynler diriliyor, bin doğuruyor!..

SÖZ’ün bittiği yerde kanıyla, canıyla, yetmezse bütün aile efradıyla bedel ödeyerek ŞEHADETİYLE Direniş Destanı’nı yazıyor!

İsmail Heniye, Seyyid Nasrallah, Yahya Sinvar… bu şehitler kervanının sadece son yolcuları ancak şimdilik!..

Sinvar’ın şehadetinin ne büyük bir destan ne eşsiz bir zafer bıraktığını Amerika ve Çetesi İsrail hatta Yerli İşbirlikçileri tahmin dahi edemezler! 

Paramparça Vücuduyla oturduğu o Şehadet koltuğunda Siyonist drona attığı o değnek; Tel Aviv’e, Washington’a, Londra’ya ve Yerli İşbirlikçilerin saltanat saraylarındaki ruh hastalarının başına inmiştir! Wesselam!