İnnalillah we inna ileyhî râcî’un!...

Başımız sağ olsun! Ümmet var olsun! İslami diriliş, direniş ve ileri harekâtı daim, kaim, muktedir, iktidar… olsun!

Mücahit, muvahhid.. İsmail Heniyye de şehadet kervanına katıldı! Kutlu olsun! Ey şehîdê İslamê, şehîdya te pîroz bi!..

Kızgın çölleri aşmış deryanın kenarına varmıştı!...

İşte o menzile vardı! “Damla denize kavuştu, gönül muradına erdi!”

“Ya Rabb bizleri de kat o kervana!”

O kazandı! Zaten kazanacaktı!

Nasıl kazanmasın? Âl-İ beyti şehit olurken; onun derdi ve davası Gazze’ydi!

Filistin’in meşru seçimlerinin galibi olarak hükümetin başı olması gerekirken O; gurbetteydi!

Gazze Direnişinin içinde olamamak onun gurbetiydi ama verdiği destansı mücadele kendisinin de bir nebze tesellisiydi! Ailesi şehit olurken gurbetine can-ciğer hasreti eklenmişti!..

İşte bu hasret bitti!.

O Damla; Kapitalist Siyonist Sermayenin, Paralellerinin ve Yerli İşbirlikçilerinin kol gezdiği Çöllerin farklı ihanetlerini aştı. Rabbim ona arzuladığı şehadeti nasip etti!

Şaşırmadık!.. kaybımız büyük ama mutluyuz!.. Cennet Yolu’nun zifiri karanlıklardan, sarp dağlardan geçtiği bu Acîb Asır’da… tek hamlede cennete varmak nedir bilir misin ey Gönül?

Dün; mağripten, maşrıka kadar nice Cihad Cephelerimiz vardı!... Sabotaj, suikast, terör.. denen bir cihad…

Müslüman’a dünyayı dar eden O Cihad Cepheleri nerde? Nerde o yürekler?

Nerde “bir kuş hışırtısını düşman baskını sanıp apansız silahına davranan.,.” eli tetikte o kahramanlar??

Gazze’m yanarken haberlerle teselli bulan kardeşler var! Kurşunu geçtim Siyonist’e sıkılan su tabancası dahi yok!

Kardeşini dahi affedemeyen Deli Yüreklerimiz nerde? Gazze’m destan yazarken Feryad ediyor!

“Ey Fihr Oğulları! Ey ‘Adiy Oğulları!.. Bu dağın ardında bir düşman vardır desem inanır mısınız?” demişti “Rehberim, Kurtarıcım, Peygamberim!”

“Bin Bir Başlı Kartalı nasıl taşır kanaryam?”

Ölümüne direniyor! Ölümün üstüne üstüne gidiyor! Cephede destan yazıyor ama cephe gerisi yanıyor! Çocuklar, çaresiz yaşlılar, yaralıların yaşadığı travmalar… Ya bebekler? Ya annelerin feryadı?..

Cephede zaten adımız yok! Cephe gerisine yetişemez miydik?

Baksanıza Siyonist Terör, başkentlerimizde terör estiriyor!

Tahran’da Heniyye şehid! Bu bir savaş ilanıdır!

Bizler seyrettikçe ateş bizi de yakacak!

Çünkü bu Nebi katilleri durmayacak! Rahman ve Rahim’in Lanetlediği Siyonist Sermayeli asi, azgın azınlık Ortadoğu’yu kana/gözyaşına boğmaya devam edecek!

Çünkü bu lanetin ölümü, barıştadır! Barışın anahtarıysa Siyonist Lanete karşı verilecek savaştadır!

Bu savaş, ilk Siyonist’in Hayfa Limanına inmesiyle başlamıştır! Siyonist’e verilen taviz ve uzlaşma gafletten değilse ihanettendir!

Ümmetin topyekûn vermesi gereken savaşı an itibarıyla Gazze vermektedir!

Bu savaşın muallim ve mimarlarına selam!..

Selam Yahya Ayyaş’a(1996)! “Allah’ım! Ümmetin suskunluğunu Sana şikâyet ediyorum!” diyen Ahmed Yasin’e (2004), Abldulaziz Rantisi’ye (2004), Salih el-Aruri’ye (Beyrut-2024), Siyonist Suikasttan kurtulan ama “ahdini bekleyen” Halid Meşal’e selam, minnet, hasret, sonsuz rahmet!..

Gazze’nin tünellerinde Miraca çıkan, her giriş ve çıkışta yeni bir tez yazan, ezber bozan, Siyonist Efsaneyi zelil eden direnişin mimarı Yahya Sinvarlara tekmil, selam ve dua..

ve HAMAS'lı şehitler kervanının son yolcusu İsmail Heniyye'ye selam, saygı, minnet, hasret, sonsuz rahmet!..

Gazze’ye Wekil ol İlahi ya Settar! İlahî! Bizleri; Sen’in gücünü Siyonistlere, hamilerine ve yerli işbirlikçilerine gösterebilecek iman, iz’an, vicdan, cesaret, tevhid ve cihat felsefesiyle buluştur! Vesselam.