Oruç; Allah’ın emridir. 11 aylık yorulma ve yıpranmanın yıkanması, yağlanmasıdır -gerekirse- tamir ve tadilatıdır hatta yeniden inşasıdır. Bu inşa yüzünden de bir inkılap ve ihyadır!
Rabbimizin fermanı: “Ey iman edenler, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” (Bakara 183) Demek ki oruç; insanları koruyan farz bir ibadettir!
Oruç; sosyal çevredeki bir fert ve toplumu koruduğu gibi millet ve devletleri de korur..
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir” ilkesi bunu anlatıyor.
Bu, şu demektir: insanın komşusu olur. Toplulukların, milletlerin ve devletlerin de komşusu olur.
Komşuların birbirlerine karşı bir hakkı ve hukuku olmalıdır. İslamiyet’te de zaten bu vardır.
İşte Hz. Aişe’den gelen bir rivayette, bu hak ve hukukun derecesini şöyle vurguluyor: "Cibril bana komşu hakkını o kadar çok tavsiye etti ki neredeyse komşuyu komşuya vâris kılacak zannettim.”
*Yukarıdaki ayet ve hadisler doğrultusunda önce nefsimizden yola çıkıp Gazze’ye kadar yürüyelim. Gazze’nin artık yerel hatta bölgesel bir yer adı olmadığını, küresel bir kimlik ve kurum olduğunu zinhar bilelim. Çünkü Gazze artık küresel vicdanın adı, insanlık onurunun adresidir.
Baksanıza dünyanın karşısında el pençe divan durduğu Siyonist Sermayenin trilyon dolarlarını çula oturttu. “Bir gece ansızın gelebiliriz..” diyen nice hükümet ve liderlere dahi çark ettiren, tükürdüğünü yalatan Dört Kitab’ın Lanetlediği İnsan Suretli Siyonist İblis’in inine girdi. Yetinmedi, bir gece ansızın inine girdi. Sadece bu mu? Bu Nebi katillerinin hamisi Büyük Şeytan’ın başına İbrahim’in Baltasını indirdi!
İşte buradan yani Gazze’mden Ramazan 2024’ün dünyasına bakalım.
Dünya, Müslümanlar için ramazanın kutsal olduğunu biliyor.
Bu ayda şeytanların bağlandığını, rahmet ve bereket kapılarının sonuna kadar açıldığını da biz biliriz(!) amma sadece biliriz(!) çünkü:
Çağdaş cahiliye, potmodern küfür ve şirk dünyası, Siyonist Terör Çetesini donatmaya devam ediyor. Terör çetesi için BM’de alınan kararları veto ediyor. “Ateşkes olsun, katliam dursun…” diyeceğine “daha dikkatli olunmalı..” diyor!
Kaçıncı Ramazandır bilmem ama 2024; İslam diyarı Müslüman için bir gurbet, Filistin bir talan olmuş. Aksa ve Kudüs Mekteplerimiz yetimler yurdudur. Gazze, direnişin sürdüğü bir son kale ama 10 km’ye 45 km’lik civarı muhkem bir Toplanma Kampı olmuş.
Ramazan’ın getirdiği hayır ve bereketler Mümin yürekleri ferahlatsa da Ümmetin Bayramına henüz dönüşememiş!..
Nasıl olsun ki!
İslam dünyasında Hicri Yılbaşının yerini Noel almış! Dağ başını duman almış!..
Mesela 2 Ramazan 1445 olan bu günü 12 Mart 2024 olarak biliriz…
Her CUMA bir kıyamdır, yeniden diriliş ve direniştir. Yerin ve göğün Rabbine yönelip kutladığımız bir bayramdır.. amma bu bayramın hayır ve bereketlerini Cumartesi ve Pazar günlerinde arıyoruz(!) aradıkça da hayır ve bereketi kaybediyoruz.
Diyar-ı İslam baştanbaşa Muhacir yurdu olmuş. Muhacirin adı ise terörist olmuş. Terörist kavramının “tanımı, teşhis, tespit ve ilanı…” mı? Bizim elimizde değil. Bu kitabın yazarı, bu fetvanın âlimi bizatihi Teröristin kendisi olmuş!
Ramazan 2024 ama Mümin diyarların arasında hala geçilmez sınırlar, mayınlı tarlalar, eli tetikte jandarmalar; yasa, yönetmelik ve tüzükler, üstüne de Anayasalar!..
Frengistanlarda devletlerin ortak meclisleri, para birimleri, orduları, başkanları.. varken Müslümanların “yüzleşemedikleri korkuları, red ve inkarları, imha ve infazları; Rabia Meydanları, Dersim, Zilan, Halepçeleri, ölüme terk edilen Gazzeleri..” var olmaya devam ediyor!
Aynı Ümmet, komşu olmuş; aynı millet(İbrahim Milleti) ayrı ulus olmuş. BM’de buluşmaya çalışıyoruz amma “Dünyadan büyük olan 5’liler” müsaade ederse!
Yani ramazan 2024’te de hezimet ve karanlık devam ediyor amma bir farkımız da var! O da Gazze’min yaktığı diriliş ve direniş ateşidir.
Şunu artık dünya görüyor, biliyor ve inanıyor:
Dünya artık eskisi olmayacak! İsrail linç, lanet, infaz ve imha sürecine girmiştir! Vasat bir dünya vatandaşı bile artık şuna inanıyor: “Siyonizm, canilik, vahşet ve lanettir. İsrail, dünyanın sıhhat ve selameti için zinhar itlaf edilmelidir!”
Devletler buna hala direniyor. Çünkü hükümet ve liderlerin ekserinin gizli, çirkef tapeleri; vaat ve korkularına ait kayıtlar Siyonist’in elinde amma halklar bu itlafa inanmış ve süreç Gazze’de başlamıştır!
İşte bu yüzden her şeye rağmen Ramazan’dır.
“Remezan e Remezan e/ ‘Emel tê de pir erzan e!/ Serê xêrek b’hezaran e/ Meha pîroz Remezan e!”
Dünyanın selametine, insanlığın buluşup barışmasına; Gazze’nin kapanın kapılarının Deniz ve Nehir’e, ışığa, ümmetin gayretine, hakikat ve medeniyet ehlinin yardımlarına ve acil zafere açılmasına vesile olsun. Vesselam!