Baltacıoğlu`na göre eğitim; “çocukları hayata hazırlama sürecidir. İnsanda istendik davranışlar oluşturma sürecidir; terbiyedir..” gibi tanımlar da vardır.

Terbiye ile eğitim farklıdır.

Eğitim; insan davranışlarına yönelir. Terbiye; insanın tüm maddi manevi yönlerini geliştirmeye, iyileştirmeye yönelen daha geniş bir kavramdır.

 Bu yönüyle bakıldığında terbiye; insanın maddi ve manevi müştereklerinin tümüyle ilgilenir. Peygamberlerin yaptığı, tam da budur.

Modern eğitim tanımlarında; eğitimin doğumla başladığı tezi geçerlik kazansa da İslami eğitim literatürlerinde eğitimin anne karnında başladığı kabul edilir ki bilimsel olan da budur.

Çocuğun temelini oluşturan “..bir damla su (meni)” esas itibarıyla anne ve babadan gelen ilk yapı taşıdır. Bunun da insan ruh ve karakterine ait kodları taşıdığı, genetik biliminin de kabul ettiği bir vakıadır.

Demek ki, ebeveynlerin nelerle, nasıl beslendiği mevzuu hayli önemli.

Beslendiğimiz maddi şeylerin “helal veya haram olması, GDO`suz, organik olması; tarımsal veya hayvansal ürünlerden olup olmaması..” gibi konuların tümü, çocuğu etkileyen sebeplerdendir.

Bunlar da çocuğun eğitim ve terbiyesini sonradan şekillendirecek olan “okul, aile, çevre” sacayağının öncesindeki ögelerdir.

Örneğin bir çocuğun zekâ geriliğini veya aksini etkileyen bu sebepler; babanın, özellikle de annenin beslenmesiyle veya akraba evlilikleriyle alakalı oluşabilecek doğum öncesi eğitim sürecini oluştururlar.

Helal sınırın haricinde beslenen ve davranan ve bunda aşırı giden ailelerin ruh, zihniyet, gelenek, değerleri de bu yönde tezahür eder. Sabıkayla yaşam yürüten ailelerde de durum aynıdır. Çocuğun sadece maddi dünyası değil, manevi dünyası, ruh ve karakteri de büyük oranda anne karnında şekillenir demek mümkün.

Anne karnındaki eğitiminden sonraki ilk eğitim kurumu, şüphesiz aile eğitimidir.

Bundan sonra usta çırak ilişkisi şeklinde gelişen yine yaygın eğitim diyebileceğimiz eğitim şeklidir. Bunların tümü örgün değil, uygulamalı, deneme yanılma ve karşısındaki rol modelden gördüklerini davranış şekline dönüştüren hayat okuludur.

Örgün eğitim kurumları; okul, mektep, medrese ve bunların üniversiteye kadar uzanan bağlantılardır.

Hâsılı kelam, insan eğitimi en zor ve zaruri olan bir eğitim şeklidir. İnsan için eğitim şarttır çünkü eğitimsiz insan; en zavallı, en naçar, en mahrum ve en tehlikeli bir insandır.

İnsanda, eğitim ve terbiyeden geçmediği takdirde, insanlığı tehdit edebilecek hal ve yapılar vardır.

İnsan dışındaki tüm mahlûkat (cansız, bitki, hayvan..)`ın alacağı eğitim, varoluşla beraber onlara verilmiştir. Bunlar da bu ilahi yasalara itaat ederek yaşarlar. Gökcisimlerinin yörüngeleri, çekirdek yapıları, içgüdüleri ihtiyaca cevap vermekte yeterlidir.

İnsan ise her yeteneğe sahip ama bunları ilk etapta kullanacak kabiliyete sahip olmadan doğar.

Beslenme, aldığı aile terbiyesi, çevre ve okul eğitimleri insanı, nihai ruh ve karakterine kavuşturur. 

Müslüman toplumların, başta zirveye taşıdıkları ama sanayi devrimi ve özellikle de modernizmle beraber bir türlü yakalayamadıkları arzulanan eğitim ve medeniyet düzeyine ulaşmaları dilek ve temennilerimizle vesselam.