Sarıkamış Kültürünün Maliyeti
22 Aralık 1914'te yapılan ve Osmanlı'nın kontrol ettiği ümmet coğrafyasına maddi manevi kayıpların yanında, ağır can kaybına sebep olan Sarıkamış Harekâtı'nın 104. Yılı anıldı.
Nice koç yiğitler aslında destan yazdı, anlatılmaz mazlumiyetler yaşandı, orantısız güç olan Sarı Moskof'a diz çöktürüldü. “İmkânsızlıklar ve Serhad'in amansız kış şartları, daha da önemlisi Alman ipiyle kuyuya inmeye çalışan Enver Paşa'nın hırsı,” koca bir millete diz çöktürdü, bir İmparatorluk yok oldu; bir nesil telef oldu.
Ders olsun diyecem ama nafile. Ümmet; Enver Paşa ve Sarıkamışlardan hala çekiyor!
Hegel; “Şark milletleri, istatistikten yararlanmadıkları için uzun ömürlü devletler kuramıyor..” demekte. Tartışılır ancak Don Kisphot romanı, Batı'da yazıldı, Doğu'da yaşandığı da bir gerçek!
“Düşman diye yel değirmenine, koyun sürülerine saldıran; çobanlardan hesap soran, döven; savaşma şansı kalmadığında da gölgesiyle savaşan devlet adamları, liderler ve komutanların alayı” bizde, Müslüman ülkelerde...
Hesapsız kitapsız işler, sonu kestirilemeyen, bitmeyen manasız savaşlar bizde… Ret ve inkâra dayalı, sadece egoyu tatmin amaçlı katliam ve savaşlar bölgemizde.
Son 20 yıla bakalım.
Saddam, “üç ayda Tahran'a girerim” diye, İmam Humeyni'nin bocalayan bir İran'ına saldırdı. Sekiz yıllık bir savaşta, her iki taraftan birer milyon insan yok oldu, şehirler yerle bir oldu, kaynaklar Haçlıya gitti.
Bu yetmemişçesine, Osmanlı haritalarını esas alarak, ABD'nin mera ve otlağı olan Kuveyt'e girdi. ABD, fırsatı kaçırmadı. Bölge barışı ve Kuveyt'in kurtarılması adına, Kuveyt üzerinden bölgeye resmen yerleşti.
Arap ordularının hesapsız kitapsız; lider ve rejimlerin ihanetiyle girdikleri ve her defasında israil'i kahramanlaştırıp meşrulaştırarak çuvalladıkları savaşları saymıyorum bile.
Hicaz gasıbı Suud ailesinin, açlıktan ölümlerin olduğu Yemen'e ölüm yağdırması; Allah'ın, Resulu'nün ve müminlerin lanetini alan bir mezalimdir.
Bir gecede; ABD ve israil'in dahi zor oluşturacağı bir ittifak oluşturarak sırtlan kümesi gibi Yemen'e saldıran Mısır ve Körfez Beylikleri de aynı canavarlık ve basiretsizliğin hadimleri.
Mısır ve okyanus'a kadar uzanan Kuzey Afrika ülkelerindeki iç savaşlar da birer Çağdaş Sarıkamış Harekâtı ve hezimetleridir. Kendi halklarına karşı ve Hakk'a karşı zafer(!?) kazanan liderlere(!) yazıklar olsun!
Osmanlının gerilemesine tahammül edemeyen Nef'i; halkına ve ümmete dev kesilmiş bu cüceleri, “şah-süvar” olarak yeriyor;
“Aferin ey rûzigârın şehsuvar-ı safderi/ Arşa as şimdengeru tiğ-i Süreyya cevheri”
Hasılı kelam; Sarıkamışlara elbette gerekirse son nefese kadar yürünecek ama o zorlu dağlara ve uzun yolculuklara “içimizdeki beyinsizlerin..” kararı ve isteğiyle değil, Hakk'ın ve izanın emri ve kararıyla çıkılmalı derim.
Kardeşlerin dünyasını Kerbela'ya çeviren çağdaş yezitler olduğundan; “Sed hezaran wakî baran a şedît/ Le'netê bînin rih u canê Yezîd” wesselam!