Müptezel, tipik bir tarihsel karakter… Kinin, düşmanlığın, fitnenin, fesadın kesiştiği tuhaf bir yaratık! Ağzıyla Müslümandır… Oysa fikriyat, Yahudiliğin günümüze sarkan, içimize sinmeye çalışan çarpıcı bir temayülü gibidir.
Merak etmesin Müptezel! O karakterin de, o temayülün de yabancısı değiliz. Bin dörtyüz küsur yıldır o karakteri de, o temayülü de iyi tanırız.
Ha bu arada biz de Ka`b b. Eşref`i tanırız, o da tanır! Biz okuruz, o taklit eder. Biz lanetleriz; O takdir eder, lisan-ı hal ile olsa bile!
Ehl-i Kitap olmasına, yapılan anlaşmalara rağmen her fırsatta Şirk Merkezlerine koşar, Müslümanlara karşı Şirk kültürünü över, “Radikal İslamcı” örgütlere karşı şirk dünyasını harekete geçirmek adına itikadına bile asit karıştırır.
Ka`b Mekke`ye koşar; Müptezel, Washington`a… Tel Aviv`e…
Ka`b, “Muhammed`in dini” der, kampanya başlatır; Müptezel, El Kaide`den girer, Hizbullah`tan çıkar.
İlliyet bağları aynı. Ka`b, iddia olunan “Nadiroğulları Terör Örgütü(NTÖ)” mensubu; Müptezel, iddia olunan “Fetullahoğulları Terör Örgütü(FTÖ)” mensubu.
Kabileler, örgütler hatta çağlar farklı olsa da…
Hassasiyet aynı… Karakter aynı… Düşmanlık aynı… Temayül aynı!
Zaman, araç, mekan farklı olsa da;
Asırları aşan tipik bir “Paralel Örgütlenme” dikkatlerden kaçmamaktadır: NTÖ ve FTÖ!
Şu Müptezel`e bakar mısınız?!
Bir bayan, düğüne günler kala müstakbel eşi yakalanıp müebbet hapse çarptırılıyor. Bu bayan sadakatin sınırlarını zorlamak pahasına hala bekliyor. Bırakın yaşadığı dramı, bu dramın habere konu olması bile Müptezel`in kimyasını bozmaya yetiyor.
Müslümanlar aleyhine Mekki duygular besleyen bir portalın ifrazatlarına sığınarak fikriyatıyla Ebu Cehillerin kılıcına takviye sevkiyatına yöneliyor. “Örgütten” giriyor, “vahşetten” çıkıyor. Hızını alamayınca “Tevhid” deyip “Selam” çakıyor. Haber ajansına saldırmak kesmeyince “Kumpas`a” çomak sokan hükümete uzanıyor. Her cümlesi, her kelimesi yerelden beynelmilele “Şirk cephesini” tahkim etmenin mecburiyetine işaret ediyor. Bedir`de darbe alan müşrik ekabirin torunlarını tahrik etmenin çabasını sergiliyor. Kendince “Büyük kuşatma” için duygusal barikatlar tahkim ediyor. Hastalıklı fikriyatı ile müşrik kılıcını bir araya getirerek muazzam bir güç hayali kuruyor.
Müptezel büyük hayaller kuruyor!
Kabile koalisyonu ile Medine`nin işini bitirmeyi düşünüyor. Hak ile batılı herc-u merc etse de ağzındaki baklayı şöyle çıkarıyor:
“Sabıkalı bazı radikal gruplara karşı iktidar cephesinden empati ve sempati ile yaklaşılırken, silahlı mücadeleye ve illegal faaliyete zerre kadar yüz vermemiş ve barışçı söylemi asla terk etmemiş cemaatlere (özellikle de Fethullah Gülen Hocaefendi`ye ve sevenlerine) terör örgütü muamelesi yapmak, büyük bir zulüm değil de nedir?”
İşte buna “Sözün bittiği yer” denir. Sözün bittiği yerden ne başlıyor biliyor musunuz?
Yalan, iftira, kumpas, şantaj…
Müptezel`in ağzından dökülen baklalara bakın!
Sabıkalı radikal gruplara karşı hükümet empati ve sempati besliyormuş!
Oysa;
Silahlı mücadeleye…
İllegal faaliyetlere zerre kadar yüz vermemiş…
Barışçı söylemi asla terk etmemiş…
Xoce Efendi ve sevenlerine terör örgütü muamelesi yapmak zulüm değil de neymiş!!!
Verilen mesaj tüm çıplaklığıyla ortada. Ka`b b. Eşref`in Mekke yolunda sarfettiği “Barış mesajları” ile tamamen PA-RA-LEL!
Bre Müptezel!
Barışçıymışsın ha…
Silaha karşıymışsın ha…
İllegaliteyle işin yokmuş ha… Öyle mi?
“Radikal örgütlere”:
Niye “Kumpasçı” demiyorsun ki?
Niye “Şantajcı” demiyorsun ki?
Niye “İşkenceci” demiyorsun ki?
Niye “Himmetçi-Rüşvetçi” demiyorsun ki?
Niye “Kasetçi-Böcekçi” demiyorsun ki?
Niye “Üniformalı Terörist” demiyorsun ki?
Yoksa Müslüman kızların başörtüsünü açmakla ömür tüketmiş akımın temsilcilerinden biri olarak o bayanın örtülü olması mı seni rahatsız etti?
Hala bile “Temiz eller” operasyonu yürütürsün demek ha!
Her birinizin arşivinde kaç terabyte pornokrafik şantajlar mevcut?
Şarkı, türkü, ır yerine milyonlarca kişinin özel konuşmalarını dinlemek ne zamandan beri “Hocalık” oldu, ne zamandan beri “Efendilik” sayıldı, bre Müptezel!
Önünüzdeki her bir bilgisayar birer elektronik aşufte, birer sanal alufte haline gelmişken neyin ahlakını pazarlıyorsun Müptezel!
Ya illegaliteniz?
Be hey Müptezel! İllegalitenin suyunu çıkardınız be! Resmi kurumlarda bile illegalitenin, tedhişin, silahlı terörün alasını uygulamadınız mı? Devlet, tüm imkanlarına rağmen hala bile Mossadvari yapılanmanızı çözemedi, daha neyin kafasını yaşıyorsun?!
Kaçırdığınız, kaybettirdiğiniz, toprağın altına gömdüğünüz masum insanların kemikleri bile bulunabilmiş değil. Kimi kandırıyorsun bre Müptezel!
“Hoşgörü” şarkısını çalarsınız, oysa tedhişçi örgütlerin burnundan girer, ağzından çıkarsınız. Nerede bir tedhişçi, terörist, Vandal varsa şu anda “Efendi`nin prensi” muamelesi yapan siz değil misiniz?
DHKPC`yi hareketlendiren, PKK`yi parmağında oynatan siz değil misiniz? Kandil-HDP-YDGH üçlüsünü “Alaaddin`in Sihirli Lambası`na” çeviren siz ve dışarıdaki şürekanız değil midir?
Silahla, işkenceyle, kumpasla, şantajla, soygunla, rüşvetle, öküzle, böcekle, tecessüsle içi içe yaşayan bir uluslar arası terör şebekesinin mahdumu olarak hala kendinizi temize çıkarmak adına başkalarına yöneliyorsanız…
İşte bu nedenle müptezelsiniz, müptezelsin!