Şimdiye kadar çoğunlukla Adana… Derken Elazığ… Şimdi de Tarsus!
Her türlü şirrete, her türlü eşkiyalığa demokrasi ayarı çekilirken, bizlere reva görülen ise Hulagücü mantığın ta kendisi…
Sahi, neler oluyor şu Çukurova denen dümdüz ovada? Tamam, dağların, dağlık alanların sicili bozuk da!.. Yoksa “Düz ovada siyaset”in antrenmanını mı yap(tır)ıyor, şu kahraman polislerimiz?!
“Terör yandaşı bir grup Pkk`lı” ve ordudan “milletimizin göz bebeği” madalyasını kapan “Kahraman polisimiz”in muhteşem koalisyonu… Ohh! Ne ala memleket! Adana olgusu kanıksanır oldu. Yetmedi! Şimdi de Tarsus!
Bir grup Kur`an kursu öğrencisi… Hepsi de çocukluk yaşında. Piknik yapıyorlar! Rezalete yelken açan gruplara duyarlı kahraman polisimiz, nedense Kur`an talebelerinin pikniğinden işkillenmiş! Yanlarına sokulmuş… Kim olduklarını öğrenmeye çalışmış güya ama… Bu da işin hikaye tarafı! Tamamen keşif amaçlı. Az sonra gönderecekleri sözde “Bir grup terör yandaşının” saldırısı için zemin yoklama…
Dün Jitemci… Bugün Pkk`li! Aynı zamanda Emniyetçi! Eşkıya örgütünün nevzuhur provakatörleri… Yerine göre de tetikçileri! Zihin dünyaları mı? Hiç sormayın! Biraz psikopatlık… Biraz Zerdüştlük… Az buçuk sosyalizm! Yüzde elli Kürtçülük… Yüzde yüz kişilik bozukluğu… Yüzde beşyüz polis amcalarının sağladığı destek! Böyle bir kişilik kompozisyonundan ne tür hilkat garibeleri çıkar biliyor musunuz? Tıpkı bilim kurgu filmlerinde genleriyle oynananlardan kökü zarar tiplemelerin türemesi gibi bir şey.
Keşif bitmiş… Sıra uygulamada! Polis amcalarının gözetiminde taarruz başlıyor. 10-15 yaşlarındaki çocuklar, polis koruması altında öldüresiye dövülüyorlar. Kendini savunmak için yerden ağaç parçası alan çocuklardan biri, kahraman polislerden birinin silahlı mukavemetiyle karşılaşıyor. Yani anlayacağınız, kendini savunmak yasak! Sanki eski Roma`da arena kurulmuş, vahşi hayvanlara parçalatılmak istenen kurbanlara savunma imkanı da yasak. Polis amcaları zevkten dört köşe! Keyifte Sezar`la yarışma hali gibi bir şey!
Vurun...! Gebertin..! Kanala atın..! komutları ise, planlamanın, merkezi komplonun, alınan kurumsal güvencenin ta kendisi…
Taarruz bitmiş… Sıra kahraman polisimizin rutin işlemlerinde… Saldırganlar mahalle karakolundan… Kim bilir ne tür taltiflerle uğurlanırken, dayaktan baygın çocuklar ise küfür, hakaret eşliğinde ilçe emniyet amirliğine götürülmüş. Yine tehdit, ifade skandalı, uygulanan suçlu prosedürü sonrası ancak evlerine gönderilebilmişler.
İlginçtir, faşizan duygu hararetinin bu sıcak yaz mevsiminde 40 derecenin üzerinde olduğu Tarsus gibi bir yerde… Üstelik danışıklı Silvan çatışması sonrası Pkk/BDP`ye yönelen öfkenin yurt genelinde fiili saldırılara dönüştüğü bir hengamede mahalle muhtarı bile üstten Pkk`li, alttan Emniyetçi eşkıya örgütünün milislerini savunma pozisyonu alabiliyor ya! Varın derin işbirliğinin karanlık kökenlerinin boyutunu siz tahayyül ediverin!
Olay sonrası saldırıyı kınayan Tarsuslu Müslümanlar, saldırıya uğrayanların Kur`an kursu öğrencileri olmasından hareketle tepki vermeyen resmi yetkilileri, hasetsen Diyanet ve müftü efendiyi tepki vermeye çağırmış, duyarlılık beklentisini dile getirmiş.
Kürtçe mevlidi milli hassasiyete zararlı bulan belediye başkanının bulunduğu… Mekke panayırlarındaki meşhur hassasiyetle ev ev, dükkan dükkan dolaşarak “sakın bunlara inanmayın” diyebilen müftü profilinin peydahlandığı bir ilçede resmi zevatın tepkisi, herhalde muhtarın tepkisinin gerisinde kalmayacaktır.
Asıl tepki vermesi gereken hükümet çevresi… D.Bakır`da… Cizre`de… Böyle bir saldırı olsaydı, tabii ki bizim dışımızdaki başka bir çevreye. O zaman koca koca tepkiler neymiş hep beraber görecektik. En ağır kınamalar… En ağır suçlamalar… Zerdüştlük-komünistlik-din düşmanlığı suçlamaları en koca adamların ağzından duyulurdu.
Gel gör ki olay yeri Tarsus… Kurumsal devlet faşizanlığının mayınlı sınır hattı… Mağdurların bir ucunda da Mustazaflar var iken söz konusu Kur`an kursu öğrencileri de olsa hak-hukuk arayışı, duyarlılık çağrısı ‘israf-ı kelam`ın ötesine geçemiyor. Ganalı bir çocuğun Türkçe şarkı söylerken… Ugandalı çocukların Türkçe pop eşliğinde dans ederken dini bütün hükümet yetkililerinde oluşan duygu seli, kabaran hassasiyet, oluk oluk akan göz yaşları Tarsuslu Kur`an kursu öğrencilerine karşı nedense dumura uğruyor. Tıpkı Adana`da hep olageldiği gibi!
Kur`an kurslarını fişlediği… Dindarlara suç isnadında bulunduğu gerekçeleriyle koca koca generallerin cezaevlerinde karavanaya talim ettiği bir dönemde Emniyet içerisindeki sapkın bir grubun kurduğu kirli kumpasa göz yumulması, şayet hükümetin de benimsediği kurumsal bir politika değilse… O halde Tarsus`taki eşkıya örgütünün sergilediği şu katı rezalete nasıl bir izahat getirilebilir?
Dün Adana`da her türlü maharetini sergileyen eşkıya, şimdi de Tarsus`a inmiş bulunuyor. Tüm bu rezaletler yaşanırken… Sözde mağdurlar cellatlarının tetikçiliğine soyunmuşken… Biz yine de yeni anayasa beklentisi içerisinde kıyılarımıza vuracak özgürlükler için ellerimizi duaya kaldırmaya devam edelim! Dün anayasa değişikliği ile geleceğini beklediğimiz sözde özgürlükler için ellerimizi duaya açtığımız gibi!
Eşkıya Tarsus`a hükümran oldu
M.İkbal Atak