Türkiye`de bir olay olmaya dursun. Hemen orada ülkenin aydınlarını (!) görmeye başlarsınız.

Yaşanan olaylar hele ülkenin doğusunda gerçekleşirse sözde yazar-çizerler sağanak bir şekilde doğuya akın ederler. Bu yazar-çizerler ancak ülkenin doğusunda bir olay olursa gelmeye başlarlar. Onun dışında zaten gelmeye niyetleri de yok…

Can Dündar bugünkü yazısında bakın bunu nasıl itiraf ediyor:

“Diyarbakır`a son dört ayda üçüncü gelişim bu... İlki Paris`ten cenazeler geldiğindeydi.
Tetikteydi Diyarbakır...
İkincisi Nevroz`du.
Neşeliydi Diyarbakır...
Ve bu üçüncü gelişimde gergin gördüm Diyarbakır`ı...
Ümit var ama gergin...” diyor Can Dündar…
Barış süreci ile alakalı halkın izlenimini almak ve Dicle Üniversitesinde yaşanan olayları halktan dinlemek için gelmiş Can Bey… Gayet Masum değil mi?

Bence değil… Çünkü yazının devamında Can Bey`in masum bir niyetle Diyarbakır`a (Amed`e) gelmediğini görmekteyiz…

Can Bey önce gelecek olan felaketten dem haber veriyor:

“Hizbullah`la PKK arasında baş gösteren çatışma, bölgeyi ve tarihini bilenler için, yaklaşan bir felaketin habercisi...” yani bir kaos ortamı oluşturmaya, halkı tedirgin etmeye gelmiş gibi bir imajı var yazının… Neyse biz devam edelim…
Adaletli bir şekilde davranmasını beklediğimiz Can Bey, yine kendisine yakışanı yapmış…

Diyarbakır`da yaşanan gerginliğin nedenini öğrenmek için tek tarafı dinlemeyi yeterli görmüş. Çünkü adalet terazisi ancak bir tarafı dinlemeyi taşıyacak siklette…

Can Bey, Gülten Kışanak ve Osman Baydemir`le akşam yemeğinde, kurtlar sofrasında bir araya geliyor ve gündemi değerlendiriyorlar:

“Hizbullah geçmişte yaptıklarının hesabını vermeden sürece dâhil olamaz” deniliyor. Yine de bütün bunlar bir Hizbullah hayaletinin ortalıkta gezindiği gerçeğini gizlemeye yetmiyor.”

Bu hayalet Can Dündar`ı çok korkutmuş olacak ki, onlarla görüşmeye cesaret edemiyor. Güzel Kürtçemizde bir tabir var: “Tırs pise” diye…
Gerçekten de öyleymiş, şimdi anladım…

Can Bey, Diyarbakır`ı gezerken Diyarbakır`ın gözde eğlence merkezine (!) gitmryi de unutmuyor tabi…

“Gece Diyarbakır`ın gözde eğlence merkezlerinden biri olduğu söylenen Ofis`teki Roll`dayız.

Milliyet ekibini gören yanımıza geliyor.” Can Bey`i gören yanına gidiyor ve süreç ile alakalı düşüncelerini söylüyor. Barış süreci ile alakalı tabi ki herkesin görüşüne yer verilmesi gayet normal…

Ama

Burada anormal olan bir şey var. Can Bey Diyarbakır`ın en gözde eğlence merkezini geziyor ama geçmişte hem devletten hem de PKK`de darbe yemiş, köylerinden zorla çıkarılmış halkı ziyaret etmiyor. Onların görüşlerini almak bir yana dursun onlara selam bile vermiyor.

Barış sürecinin çözümü ile alakalı barları ziyaret edeceğine mesela Suriçi`ni ve Suriçi`ndeki mazlum halkı da ziyaret edip, görüşlerini alabilirdi. Ama almadı… Neden?

Çünkü Tırs Pise…