İnsanoğlu hayatının her safhasında kendisini ve muhatap olduğu çevresini yenileme ihtiyacı duyar. Bu ihtiyaç insanın fıtratından gelen bir duygudur.

İnsanoğlu imkânları çerçevesinde evini, evinin içerisindeki eşyaları, binmiş olduğu aracını, kılık-kıyafetini yeri ve zamanı geldiğinde yenileme ihtiyacı duyar. Buna gücü yetmezse onların yerlerini değiştirerek bu yenileme ihtiyacını giderir.

Yenilenme ihtiyacını gidermek için uğraşmayanlar monoton bir yaşam tarzına sahip olup, kendini tamamen yeniliklere kapalı tutar. Bu yenilenme ihtiyacı dünyalıklar için olduğu gibi ahiret hayatını etkileyecek olan İslamî bir yaşam tarzı ve metodu için de gereklidir.

İslam düşmanlarıyla ortak bir dünyada gerçekleştireceğimiz bu yaşam mücadelesinde Nebevî bir metoda olan ihtiyaç kendisiyle beraber bazı yenilenmeleri de getirecektir. Zira Allah Resulü (sav) ‘ nün hayatı ve mücadelesi Resulullah (sav) ve ona iman eden Mümin`lerin sürekli bir yenilenmeye mecbur bırakmıştır.

Mekke`de önce gizli davet gizli örgütlenme, akabinde açıktan davet gizli örgütlenme, sonra hicret ve Yesrib`in Medine olması bu yenilenme ile beraber gelmiştir.

İslamî mücadelede bir safha bitmeden diğerine geçilmez. Bu mücadele safhaları birbirine bağlı sebep-sonuç ilişkisi çerçevesinde gelişir ve büyür. Yenilenmeye, değişime ihtiyacı olan bir mücadelenin bu ihtiyacı giderilmeyip yenilenme ve değişime gidilmezse mücadelenin gelişmesi engellenir ve kısır bir döngü etrafında dönülür, durulur. Bu da İslam düşmanlarının sürekli gelişen metotları karşısında yetersiz kalır ve yenilgi kaçınılmaz bir hal alır.

İslamî mücadeledeki bu yenilenme/değişim tamamen veya kısmen kendini İslam`dan ve İslamî emir ve yasaklardan soyutlayarak geliştirilmez. İslam`ın emir ve yasakları mücadelenin yenilenme kırmızıçizgilerini oluşturur. Bu yenilenme ihtiyacı giderilirken bu emir ve yasaklar dikkate alınmadığı takdirde mücadelenin yenilgi ile karşılaşmaması neredeyse imkânsızdır.

Yenilenme ihtiyacı insan için fıtri olduğu gibi İslamî mücadele veren hareketler için de fıtridir. İslamî mücadelenin devam edebilmesi için zamanın şartlarına ve imkânlara göre yeni stratejiler belirlemek durumundadır. Burada önemli olan bu yenilenme ihtiyacının yerini ve zamanını iyi tespit etmektir.

Allah Resulü (sav), Mekkeli Müşriklerin baskı ve dayatmaları neticesinde bütün Müslümanların toplu bir şekilde yok edilmemesi için Müslümanların bir kısmının Habeşistan`a hicret etmelerini istemiştir. Bu hicret sadece o döneme has bir özellik olarak kalmamış ve dinini rahat bir şekilde yaşayamayan veya zulme maruz kalan Müslümanların, Allah Resulü (sav) ‘ nün bu tavsiyesini Allah Resulü (sav) ‘ n den çok sonra gelmesine rağmen yerine getirme ihtiyacı duymuştur.

Hicret örneğinde olduğu gibi İslam düşmanlarının geliştirmiş olduğu stratejilere karşı geliştirilen böylesine bir strateji Müslümanların tamamen yok edilme tehlikesini ortadan kaldırmıştır.

Günümüz İslamî mücadele çalışmalarında düşmanın Müslümanlara yönelik baskı ve dayatmalarına, geliştirmiş oldukları karalama ve sindirme operasyonlarına karşın İslamî mücadeleyi veren birey ve toplumların bu stratejiler karşısında yeni stratejiler geliştirmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Allah Resulü (sav) ‘ nün &`;düşmanın silahı ile silahlanın” hadisini bu şekilde de anlayabiliriz.

Bugün her türlü yeniliğe kapalı olan ve kapılarını yeniliklere kapatan her toplum İslamî mücadeledeki etkilerini zamanla yitirmeye maruz kalacaktır.

Çağdaş İslam önderlerinden Hasan el Benna`nın İhvanı kurarken belirlemiş olduğu ve zamanla zamanın ihtiyacına göre yeni stratejiler belirlediği hareketi günümüze değin kendini muhafaza etmiş ve şuan Mısır`ı yönetme durumuna kadar bir ilerleme gerçekleştirmiştir.

Allah (cc) ‘ ın belirlemiş olduğu helal dairesi içerisinde ihlâsla belirlenen her türlü strateji -Allah`ın izni ve inayetiyle- zaferle sonuçlanacaktır.

Burada önemli olan İslamî mücadele içerisinde olduğunu iddia eden bireylerin bu mücadele safhasında yeniliklere ne kadar açık olup olmadığıdır. Üç kişi bir araya gelemezken Allah (cc) ‘ ın yardımı ve geliştirilen doğru stratejiler neticesinde milyonlara varan ve Nisan`ı Muhammedî renge boyayan stratejilerin İslam Ümmetine getirdiği muvaffakiyetlerin farkında olmaktır. Bu geliştirilen yeni stratejilerin de ihlâslı bir çalışma ile beraberinde yeni muvaffakiyetleri getireceğini unutmamak gerekir.

"Âlemlerin Rabbi olan Allah (cc) dilemedikçe, siz dileyemezsiniz" [ Tekvir, 29 ]

Dua ile wesselam…