Yeni teknolojilerle insanlığı farklı bir dünyayla yüzleştiren Batı medeniyeti, beşerin, kültürüne ve dini değerlerine dayanarak oluşturduğu ahlaki yapıyı büyük bir erezyona tabi tutup tehlikeli bir zemine çekerek insan hayatını çok zor bir süreçle karşı karşıya getirdi. Batıdaki ahlak her geçen gün rengini yitirirken, yansımaları diğer alanlarda ciddi şekilde etkisini göstermekte, insanlık şiddetli bir ahlaki bozulmayla karşı karşıya kalmaktadır. Batıda başgösteren cinayetler, çocuk ve kadınlara karşı şiddet, tecavüz, gayr-i meşru ilişkiler, kürtaj, eşlerin birbirlerine ihaneti, hemcinsler arasındaki ilişkiler gibi ahlaksızlıkların dalga dalga bütün dünyaya yayıldığı görülmektedir. Halkın bakış ve düşüncesi üzerinde en fazla tasarrufu bulunan iletişim araçları ahlaksızlığı evrensel boyuta dönüştürmekte, evlerin içine kadar hükmedip aile üzerinde anne ve babanın etkisini sıfırlamakta ve ahlaksızlığı bütün insanlığın ortak hayatı olarak yaymaya çalışmaktadır.

Bugün insanlığın en büyük problemi ekonomi, siyasi veya askeri alanlarda değil, ahlaki alandadır. Zira her gün daha fazla bozulan ahlak, Batı toplumunu çöküşün eşiğine getirmişken, iletişim araçlarının etkisiyle yozlaşma dalgaları Müslüman toplumları derinden vurmakta, yeni nesilleri Batının ahlaksız çocuklarına benzer şekilde yetişmektedir. İletişim araçları vasıtasıyla insanlığın ahlakını bozmayı başaran Batı dünyası, ahlaki bozgunculuk ve fesadı yayma savaşında insanlık kalelerinin çoğunu fethetmeyi başardı. Eskiden insanlar inançları ve değerleri çerçevesinde yaşamlarını sürdürürken bugün ise kızlar moda ve güzellik sitelerine kilitlenmiş, erkekler şiddet içeren filmlere ve oyunlara müptela olmuşlar.

Bugün bile basın organlarının çoğunda olgu olarak gösterilen Batılıların durumuyla ilgili veriler, insanlığı bozma üzerine odaklanmış Batının bozulup ruhunu yitirdiğini açıkça ortaya koymaktadır. Örneğin İngiltere`de boşanmaların son zamanlarda % 25 arttığı bildirilmektedir. Her beş evlilikten ikisi boşanma ile sonuçlanmaktadır. Avrupa`nın diğer ülkelerinde de durum bundan farklı değil. Bu kıtada her yıl bir milyondan fazla aile dağılmaktadır. Almanya`da bir yılda 200 bin, İngiltere`de 150 bin, Fransa`da 140 bin, İspanya`da ise 125 bin boşanma neticesinde evlilik müesseseleri tarihe gömülmektedir.

Dünyaya medeniyet pazarlayan ABD`de küçük kızların fuhuş için satılması çirkefliğin diğer bir boyutunu gözler önüne sermektedir. Bir müddet önce New York Times gazetesi, çocuk yaştaki kızların ABD caddelerinde gönüllü olarak tüccarlar tarafından pazarlandığını sayfalarına taşıdı. Yine bazı verilere göre ABD`de geçen yıl 19 milyon insan cinsel hastalıklara yakalandı. Bu hastalıkların ABD ekonomisine 17 milyar dolara mal olduğu bildirilmektedir.

Diğer bir araştırmaya göre ABD`li kızların dörtte biri cinsel hastalıklara müptela olmaktadır. Gelişmiş ülkelerin çoğu bu tür hasalıkları önlemeye çalıştığı halde ABD`de ciddi bir gelişme görünmemektedir. Bu ülkedeki boşanma rakamları oldukça yüksektir. Örneğin her 1000 Amerikalıdan 96`sının evliliği boşanmayla neticelenmektedir. Oysa dünyadaki boşanma ortalaması bin kişide 1.3 kişi kadardır.

Amerika`da psikolojik hastalıklar için çocuklara verilen ilaçlar Avrupa ülkelerinin üç katıdır. Özellikle ABD`li kadınlar bu tür ilaçları düzenli olarak kullanmaktadır. Dünyadaki pornografik yayınların % 89`u ABD`de üretilmektedir. 2006 yılında ABD`de müstehcen sitelerin geliri 2.87 milyar dolar civarındaydı.

Diğer bir araştırmaya göre ise de ABD`li kızlardan dörtte biri 18 yaşına basmadan önce cinsel istirmara tabi tutulmaktadır. Erkekler de ise ise bu rakam altı kişiden birine tekabül etmektedir. Son zamanlarda yapılan bir araştırmanın verilerine göre ABD`de 45 milyon kişi küçük yaşlarda cinsel tacize uğramaktadır.

Bütün bunlar insanlığa medenice ve insanca yaşamayı öğrettiklerini söyleyenlerin içinde bulunduğu vahim durumdan haber vermektedir. Ancak bunları yazarken insanlarımızın bulunduğu durum kuşkusuz kafaları kurcalamaktadır. Ülkemizde son yıllarda ileşitim araçlarının katkısı ve hükümetlerin ortamı hazırlaması neticesinde yoğun bir bozulmanın yaşandığına tanık olmaktayız. Özellikle bazı televizyon kanallarındaki aşağılık diziler, gayrı meşru ilişkileri ve zinayı sıradan bir durum gibi gösterme çabaları ciddi anlamda bozulmaların yaşanmasına sebep olmaktadır. İslami olarak yayına başlayan, ancak reklam parasının cezzabiyeti karşısında vites değiştiren televizyon kanalları, ahlaksız yayın yapanlardan aşağı kalmamaktadır.

Ülkeyle sınırlı kalmayan ahlaksız film ve dizilerin çoğu Arapça`ya çevrilip Arap dünyasında gösterime girdi. Basına yansıyan haberlere göre bütün bunlar, iki-üç yıl içinde Arap dünyasında büyük bozulmalara yol açıp bir çok aile müessesesinin   çözülmesine ya da dağılmasına sebep oldular.

Özellikle hükümetler, ahlakın bozulmasını önleyen ortamlara sınırlama getirirken, ahlaksızlığa yol açan alanlar bütünüyle serbest bırakılmaktadır. Müslüman halkın inancının ve ahlakının gereği olan tesettür yasağı okullarda ve diğer kamu alanlarında devam ederken, kızların açılıp saçılarak okula gitmeleri ve iletişim araçlarının ahlaksızca yayınlarının etkisinde kalan kızlarla erkeklerin karma eğitimden dolayı aynı ortamda bulunmaları ahlaksızlığın zirve yapmasına ve gençlerdeki bozulmaların her geçen gün daha fazla artmasına yol açmaktadır.