Özgürlük, birçoğunun düşündüğünün aksine bütün bağlardan kopuk hiçbir kural ve kaide tanımadan insanın canının istediği gibi yaşaması değildir. Batılı tarzda özgürlük mefhumunun bu tür anlamlara yakın bir tarifi olabilir.

 

Ancak İslami anlamda bu türden bir özgürlük, özgürlük değil aksine esarettir. Bu tür bir özgürlük anlayışı, insanın heva ve hevesine esir olması, hayvani şehvetlerin dört duvarı arasına sıkışması, şeytani vesvese ve nefsin esareti altında özgürce yaşamaktan mahrum kalmasıdır.

İnsanoğlu sadece yemek, içmek, yatmak, mal biriktirmek, harcamak ve şehvet için yaratılmadığından özgürlüğü de bu tür kayıtlara bağlı olarak tarif edilemez. Çok daha büyük hedeflere sahip olan insan, hayatı boyunca kemale ulaşmak için çabalar. İslami bakış açısına göre özgürlük, insanın bütün engellemelere rağmen kemale ulaşma yolunda çabalamasıdır.

Çerçeveyi biraz daha müşahhaslaştırırsak İslam`a göre özgürlük, Allah Teala`nın rızasını kazanma yolunda her türlü heva ve hevesten kurtulmadır. Batılı anlayışa göre ise özgürlük, nefsi isteklerin ve şehvetin doyuma ulaşması için engellerin aşılması ve bağların ortadan kaldırılmasıdır.

Öyleyse tesettür heva ve hevesin önünü kesen ve şehveti sınırlandıran bir duvar vazifesi gördüğünden insanı boş, anlamsız ve değerini düşürüp bayağılaştıran kayıtlardan kurtaran en büyük özgürlük vasıtalarındandır.

Sathi bir bakışla etrafımıza göz gezdirdiğimiz zaman tesettürün kadına kazandırdığı özgürlüğü rahatlıkla teşhis edebiliriz. İslami ya da gayr-i İslami olsun, dünya toplumlarında tesettürlü kadınlar toplumsal faaliyetlerinde ya da en basitinden gidiş gelişlerinde tesettürsüz kadınlara göre çok daha özgür ve emniyet içinde hareket ederler. Heva ve heves peşindeki insanlar, tesettürlü kadınların, oyunlarına oyuncak olmayacaklarını bildiklerinden rahatsız etme bir yana, yanlarından bile geçmemeye çalışırlar. Ancak tesettürsüz kadınlar bu özgürlükten yoksundurlar. Bedenlerinin bir kısmını teşhir ettiklerinden insanlardan çoğunun bakışlarını celp ederler. Nefsi heva ve heves güzergâhında olmayan bazı gençleri bile cezbedip heva ve heveslerini tahrik ederler. Neticede şehvet düşkünlerinin hedefi haline gelir, özgürlüklerini yitirmiş suçlular gibi kötü niyetlilerin fırsat bulduklarında verecekleri zarar tehlikesiyle yüz yüze bulunurlar.

Şehvet düşkünlerinin ya da akidelerinin gölgesinden kendilerini kontrol eden insanların dışındakilerin tehlikeli bakışlarına maruz kalmak, bu bakışların mahdudiyeti altında yaşamak ve fırsatçılar tarafından her an bir belayla yüz yüze bulunmak hayatı zindana çevirmekten başka hangi kelimelerle ifade edilebilir?

Tesettürlü kadınlara gelince, bedenlerini örten tesettür sayesinde güzelliklerini ve süslerini helallerinden başkasına göstermezler. İnsanları cezbeden yönleri olmadığı için topluma çıkışları ve hareketleri sıradan ve olağan bir durumdadır. Hatta bedenlerini saran tesettürden dolayı toplumun büyük kesimi tarafından saygı görürler. Tesettür güçlü bir koruma bahşetmekte, bakışlardan muhafaza etmekte, güven içinde, hiçbir kaygı ve korku taşımadan vazifelerini icra ortamı sağlamaktadır. Hareketleri de tesettürleri gibi ölçülü olduğundan davranışları tabiidir. Kimsenin dikkatini çekmedikleri gibi tesettürün kendilerine bahşettiği ortamda hayatlarını özgürce sürdürebilmektedirler.

Yukarıda geçtiği gibi tesettürsüz kadınlar evlerinden dışarıya adımlarını attıkları anda kötü niyetlilerin ve heves düşkünlerinin bakışları altında ezikliği ve korkuyu yaşarken, tesettürlü kadın hiçbir sıkıntı ve sınırlamayla karşılaşmadan güven içinde yaşamlarını sürdürürler.

Öyleyse hangi kadın özgürdür? Tesettürlü mü daha özgür tesettürsüz mü?