Amerika, İslama karşı savaşta başarılı olmak için her gün yeni yöntemleri devreye sokmakta ve farklı araç gereçlerden istifade etmektedir. ABD son zamanlarda İslam`a karşı savaşın dozunu yükseltirken, İslam`la mücadelesinde daha etkin sonuçlara ulaşma ve halkın desteğini almak için beyin yıkayıcı propaganda yöntemlerinden de bolca istifade etmektedir.
Son günlerde Pamela Geller`in başını çektiği “Amerika Özgürlüğünü Savunma Girişimi” (AFDI) adlı Siyonist destekli grup İslam`a karşı mücadelesini New York ve Washington metrolarının duraklarında bulunan billboardlarda İslam`ı kötüleyen afişlerle yeni bir alana taşıdı. Tevbe Suresinin 5. Ayetinden bir bölümünün “Haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün!” ile Nisa suresinin 56. ayetinin: “Şüphesiz ayetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar…” yer aldığı panolarda, Müslümanların vahşi ve barbar olduklarıyla ilgili açıklamalara yer verilmektedir.
Son günlerde Pamela Geller`in başını çektiği “Amerika Özgürlüğünü Savunma Girişimi” (AFDI) adlı Siyonist destekli grup İslam`a karşı mücadelesini New York ve Washington metrolarının duraklarında bulunan billboardlarda İslam`ı kötüleyen afişlerle yeni bir alana taşıdı. Tevbe Suresinin 5. Ayetinden bir bölümünün “Haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün!” ile Nisa suresinin 56. ayetinin: “Şüphesiz ayetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar…” yer aldığı panolarda, Müslümanların vahşi ve barbar olduklarıyla ilgili açıklamalara yer verilmektedir.
İslam`a karşı savaş başlattıklarını dile getiren grubun sorumlusu Pamella Geller, propagandalarının sebebini şu şekilde açıklamaktadır: “Kur`an`a göre bizi böyle bir gelecek mi bekliyor? Bunun benzersiz bir proje olduğunu düşünüyorum. Böyle bir yolu tutup propaganda savaşında bize bu imkanı sunan Hamas ve Amerika İslami İlişkiler Konseyine teşekkür etmek isterim. Onların yöntemlerini konu alıp milyonlarca Amerikalıyı Kur`an`ın mahiyetinden haberdar ediyoruz. Kur`an`ın cihadla ilgili bütün ayetlerini bu şekilde sergilemeye çalışacağız”
Kimi panolarda ayet-i kerimelerin altında “Dikkat edin! Bu bir propaganda savaşıdır ve sizler bunun hedefisiniz” denilerek bütün Amerikalılar savaşın saflarına davet edilmektedir.
Pamela Gellerr`in başını çektiği bu grup İslam`a ve Müslümanlara karşı nefreti körüklemek için ABD`nin büyük kentlerinin metro istasyonlarını propaganda alanı seçerken, grubun son propaganda savaşında 70 bin dolar harcadığı bildirilmektedir.
Bazı billboardlarda 11 Eylül`de yıkılan ikiz kulelerin yangın içindeki resimleri gösterilirken bunların yanında cihad içerikli ayeti kerimelerin meallerine yer verilmektedir. Kimi billboardlarda ateşler içinde yanan Amerikalıların resimleri verilirken, masum ve mazlum Amerikalıların vahşi ve barbar Müslümanlar tarafından nasıl da ateşlerde yakıldığı çarpıcı şekilde yansıtılmaktadır. Farklı duraklarda değişik şekil ve içeriklerin bulunduğu billboardların başında ise “Büyük tehlike!”, “Dikkat et!” “Tehlike yaklaştı!” “Bu bir propaganda savaşıdır ve bunun hedefi sislersiniz!” yazılarına yer verilerek Amerika halkı Müslümanlarla mücadeleye çağırılmaktadır.
New York`taki metro istasyonlarında İslam aleyhinde yapılan propagandaların bir kısmında “Medeni insanlarla vahşiler arasındaki savaşta yerinizi alın ve medeni insanları savunun. İsrail`i savunun. Cihadı yok edin” yazılarına yer verilmektedir.
İsrail düşmanlarını vahşi olarak nitelendiren propagandayla karşılaşan 45 yaşlarındaki Mona İltihavi isimli tesettürlü bayan, eline aldığı sprey boyayla billboarddaki yazıyı karalamaya çalışırken söz konusu grubun sorumlusu Pamella Geller`in engeliyle karşılaşır. Geller`in bütün çabalarına rağmen İltihavi elindeki boyayla çirkin yazıları karalamaya devam eder. Geller`in şikâyeti üzerine İltihavi New York polisi tarafından gözaltına alınır.
Propagandayı yapan grubun üyeleri, bu çabalarıyla İslam`a karşı savaşta halkı uyandırmaya çalıştıklarını, kendilerini bekleyen İslami tehlikeyi haber verdiklerini ve Amerika halkını İslam`a karşı bilinçlendirmeyi amaçladıklarını sık sık dile getiriyorlar.
Aynı propaganda eş zamanlı olarak Washington`da da yürütülmektedir. ABD`de yaşayan Müslümanların yoğun çabalarına rağmen, bunları engelleme imkanı görünmemektedir. Siyonist gruplar tarafından desteklendiklerinden İslam`a karşı kin ve nefret içerikli propagandalarını hiçbir engelle karşılaşmadan rahatlıkla yerine getiriyorlar. Kimi zaman Müslümanların şikâyetleriyle karşılaşan ABD`li yetkililer, bunun düşünce ve ifade özgürlüğünün yansıması olduğunu ileri sürüp işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar.
Aslında bu, emperyalist ve siyonist güçlerin İslam`la savaşının küçük bir yüzüdür. Kimi zaman karikatürle, kimi zaman filmle, kimi zaman da Müslümanlara doğrudan saldırarak İslam`a karşı savaşımı farklı boyutlarda yürütüyorlar.
Savundukları değerler İslam`la mukayese edilemeyecek kadar gevşek ve temelsiz olduğundan ve aynı zamanda halkları arasında İslam`a ciddi bir yöneliş bulunduğundan, kin ve nefret üretmenin ve insanları İslam düşmanı haline getirmenin dışında bir yol bulamıyorlar. Örneğin İslam`ı kabul edenlerin sayısının büyük artış gösterdiği İngiltere`de propagandaların yeterli etkiyi sağlayamadığı ve İslam`ın yayılmaya devam ettiğini gören İngilizler, bu ülkede İslam`ın tebliğini yasakladılar. Silahları etkin olamayınca yasaklarla önünü almaya çalışıyorlar.
İslam insanların derdine derman oldukça ve cezp ettikçe emperyalist ve siyonistlerin İslam`a karşı savaşı farklı alanlarda yaygın şekilde devam edecek. Müslümanların bu gerçeği görüp bilinçli hareket etmeleri ve farklı yöntemlerden istifade ederek İslam`ı yeryüzü insanlığına sunup İslam düşmanlarının çabalarını boşa çıkarmaları zorunlu hale gelmiştir.