Stratejik Düşünce ve Analiz Merkezi, yani kısa adıyla SDAM, 28-29 Ocak 2017 tarihlerinde, Diyarbakır`da 2. Akademik Çalışmalar Toplantısını düzenledi. Sağ olsunlar bizleri de davet etme nezaketi göstermişler.
Ana teması “Milliyetçilik” olan toplantıda ben de bir tebliğ sundum. Belirlenen konu ile ilgili ortalama 21 sunum gerçekleşti. Her birisi özenle seçilmiş başlıklar ve titizlikle hazırlanmış tebliğlerden sonra, kendimizi daha bir donanımlı hissettik.
Tabi bu vesileyle bir kez daha bilginin gücünü gördük ve bu bilginin İslamileştirilmesi ihtiyacını hissettik. Bu anlamda birçok kulvarda olduğu gibi bu kulvarda da ne kadar geç kaldığımızı da fark ettik.
Günümüzde, yeryüzüne bilgiye sahip olanların yön verdiğini hemen hepimiz biliyoruz. Özellikle bu bilgi sayesinde cahil toplulukları yönlendirme kabiliyetini ellerinde bulunduranların, bilgilerini ne kadar kötü niyetle kullandıklarını da biliyoruz.
Bu nedenle bilginin “El-emin” insanların elinde bulunması zarureti vardır. Yoksa insanlar, kendi ali menfaatleri uğruna diğer insanları sömürmekten vazgeçmemektedir. Yani bilginin İslamileştirilmesi meselesi, bizim yararımıza olduğu gibi insanlığın da faydasınadır.
Camia olarak böyle bir ihtiyaca kayıtsız kalamayız. Özellikle toplantımızın “Değerlendirme ve Kapanış” bölümünde, Abdulkadir Turan`ın dile getirdiği gibi her birimizin yüksek lisans, doktora gibi akademik çalışmaların içine girmemiz gerekmektedir. Bu tür çalışmaların teşvik edilmesi elzemdir.
Tabi bizler birilerinin yaptığı gibi salt akademik endişe ile değil, İslami kaygı ve hizmet etme bilinci ile bu işlere el atmalıyız. Yoksa içinde Allah rızası olmayan bir işin yapılması, ne bize ne de insanlığa bir fayda vermeyecektir.
Toplantıya katılanların en fazla doktora öğrencisi olması hasebiyle, akademik çalışmalara olan ilgimizin çok yeni olduğunu söyleyebiliriz. Buna rağmen sunum yapan arkadaşlarımızın konularında yetkin olması, sorulan sorulara doyurucu cevaplar vermeleri gelecek adına bizleri umutlandırmıştır. Her bir tebliğden sonra bilgi dağarcığımıza yeni yeni şeylerin katıldığını hissetmek, aç olan insanın yemeğe kavuşması gibi bir duyguydu.
Bilgiyi ellerinde bulundurup, bunu kendi çıkarlarına alet edenlerin, konu ile ilgili kurumsallaşmaları, bizlerin ise daha yeni emekleme döneminde olmamız, ne kadar cehd içinde olmamız gerektiğini bir kez daha acı bir şekilde bize gösterdi. Evet, almamız gereken daha çok yol var.
Belki, bizler zaten okumaya önem veren bir camiayız denilebilir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, bilginin disipline edilerek elde edilmesi, analiz ve sentez süreçlerinden geçirilerek kullanılabilir hale getirilmesi elzemdir. Yoksa dağınık olarak elde edilen bilginin uzun vadede pek faydalı olmadığının farkında olmamız gerek.
Netice itibariyle başkalarının dünyevi güç ve iktidar olma hırsı ile ele geçirmeye çalıştığı bilgiye, bizler Allah rızasına uygun olarak sahip olmalıyız. Yoksa meydanı onlara bırakmış oluruz ki, bu durumun neticelerini bu gün İslam coğrafyasında bariz bir şekilde görüyoruz.
Son olarak toplantıyı tertip eden SDAM yetkililerine, bunun için binalarını ve çalışanlarını bizlerin hizmetine koyan İttihhad`ul-Ulema`ya ve toplantıya yakından-uzaktan katılan iştirakçılara teşekkür ederim.
Bizler bilgi ile dolu dolu iki gün geçirdik.
Allah razı olsun.