Millet İttifakı denilen “Altılı Masa” sahiplerinin kafası karışık. Bugüne kadar bir aday tespit edememeleri, konu üzerinde ittifak edemediklerini gösteriyor. Muhtemelen her birinin kendi ajandaları var. Masadakiler birbirlerini izleyip, duruma göre pozisyon aldıklarından parçalı bir yapı arz ediyorlar.

Fakat şöyle bir gerçek var ortada. Altılı Masa HDP’yi ürkütmek istemiyor. İYİ Parti kendi tabanını göz önünde bulundurarak, genel başkan düzeyinde değil, genellikle daha alt seviyede, dostlar alışverişte görsün tarzında bazı açıklamalarda bulunuyor. Çünkü altılının altısı da HDP’nin desteğine muhtaç durumdadırlar. Kendi oyları ile kazanamayacakları seçimde, HDP’nin örtülü desteğini arıyorlar.

Böylelikle ortaya ilginç bir durum çıkıyor. HDP’ye şunu demek istiyorlar: “Sen oylarını bize ver ki biz seçilelim ama yanımızda görünme. Eşe dosta karşı ne deriz sonra?” Oysa HDP bu kez kaçak göçek değil, açık seçik oynamak istiyor.

Samimiyet testi gibi bir şey. Yani HDP’nin verdiği oylar ile masalarına kurulacaklar, makamlarını elde edecekler ama yan yana görünmek istemeyecekler. Tabi ara ara HDP’nin gönlünü yapma babından bir iki kelam etmeleri gerektiğinin farkındalar. Bu tarz açılamalar dahi Altılı Masada tartışmalara neden olmaktadır.

En son olarak CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in sarf ettiği “HDP’ye bakanlık verilebilir” cümlesi ile bahsettiğimiz tarzda bir tartışma oluşturmuş durumdadır. İYİ Parti yetkilileri işi “Haddini bildirme” raddesine vardırdılar. Gürsel Tekin ise bu kişilerin kendisine had bildirme konumunda olmadıklarını söyledi.

İYİ Partililer, “Biz terörle arasına mesafe koyamayanlarla birlikte yol yürümeyiz. PKK’ya terör örgütü diyemeyenlerle bizim işim olmaz” diyorlar. Ama HDP’nin PKK’nin talimatları doğrultusuna kurulan siyasi bir oluşum olduğunu, PKK ile beraber yol aldıklarını, onların kırsal kesimden duyuramadıkları tezlerini meclisten duyurduklarını herkes biliyor. Bunu HDP de söylüyor.

CHP’nin son zamanlarda ihtiyaç duyduğu seçim desteği nedeniyle, HDP’ye karşı daha temkinli bir dil kullandığı gözden kaçmıyor. İyi ama İYİ Parti de Altılı Masada CHP’nin en önemli partneri durumundadır. Bu ittifaktan bir adayın cumhurbaşkanı seçilebilmesi için HDP’nin desteği şart görünüyor. Yoksa kendi başlarına seçim kazanamazlar.

Haydi bakalım işin içinden çıkın çıkabiliyorsanız. CHP köprüden geçene kadar bir nebze HDP ile kalkıp oturabilir. Fakat İYİ Parti bu oturup kalkmalara ne diyecek acaba? Peki ya diğer küçük partiler. Onların bu durumda söyleyecek sözleri yok mu? İYİ Parti, CHP ile ipleri koparmadan bir şeyler söyleyebiliyor ama küçük partiler hiçbir şey söylenmemiş gibi davranıyorlar. Muhtemelen ilk seçimde silinmemek için bekleyip görme pozisyonundalar.

Cumhur İttifakı açısından durumlar biraz daha net gibi görünüyor. Bu ittifak HDP’yi bir muhalif parti ve PKK yandaşı olarak görüyor. AK Parti, MHP ve BBP arasındaki ittifak daha net bir durum arz ediyor.

Bu ittifakın HDP gibi bir sorunu yok. Onlar daha çok oy aldıkları muhafazakâr çevreler ile bir probleme girmiş gibi görünüyorlar. AK Parti özellikle MHP’nin baskısı ile daha jakoben tavırlar takınmaktadır. Eskiden AK Partinin kullandığı jargon daha bir İslami idi. Şimdi ise “Vatan millet Sakarya” edebiyatı yapmaktadırlar. Bu milliyetçi argümanlar AK Parti’nin içinde dahi bir rahatsızlığa sebebiyet vermektedir.

Kısacası kurulan ittifakların belirli oranda taban rahatsızlığına sebebiyet verdiğini söyleyebiliriz.