Bugün ile yarın arasında bir yıllık fark var. Öyle ya, 2020 yılının ilk günü yayımlanacak yazımızı, 2019’un son gününde yazıyoruz.

2019’un son saatlerini yaşadığımız şu demde, yarına nasıl başlayacağımızı bilmiyoruz. Dolayısıyla eskilerin “Müneccimlik” dedikleri, moderncesi ile “Medyumluk” herkesin harcı değildir.

Müneccimlik öyle hafife alınacak bir meslek değil. Eskiden önemli bir kurumdu. Çünkü eski devlet başkanları, onların sözlerine kanarak, bir sürü icraata kalkışırlardı.

Fakat değinmek istediğim husus bu değil. Ben bizzat olabilecekleri dile getirmenin derdindeyim. Aşağıda yazdıklarımı okuduğunuzda, muhtemelen “Bunları bilmek için müneccim olmaya gerek yok” diyeceksiniz ama olsun, yine de yazayım.

Örneğin; bu gece saat 00.00’da, daha çok Avrupai şehirlerde, insanlar; kadın-erkek iç içe tepinip, yeni yıla tepinerek gireceklerdir. Mesela Amerikan’ın meşhur meydanlarında toplanan tepinikçiler, söylediğimi yapacaklardır. İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda vb. diğer ülkelerin meydanlarındaki tepinikçiler de öyle.

Tabi onlara özenen ve hayatları boyunca eziklik duygusu ile onlar gibi yaşamaya çalışan bizim Taksim’deki tepinikçiler gibi, birçok Müslüman tepinikçi de hakeza aynısından yapacaklar.

Eskiden düğünlere gittiğimde, kendinden geçercesine oynayanlara hep tepinikçi gözü ile baktım. Hatta kendi kendime; “Kameramandan görüntüleri alsam da, düğünden sonra şu tepinikçi kendini bir izlese, acaba yaptıklarından utanır mı?” diye sorardım.

Tabi olayın sadece tepinikçiler tarafı yok. Bir de İslam coğrafyasının şehirleri, meydanları var. Biraz da oralarda, bu akşam ne olabilir diye tahmin yürütebiliriz.

Muhtemelen İdlib’de bir patlama olacak. Rejimin, Rusya’nın veya türevlerinin attığı bilmem kaç kilogramlık bir patlayıcı, her ne hikmetse sivillerin yaşadığı bir binaya denk gelecek. Sabaha enkaz görüntüleri ile başlayacak İdlibliler, yeni bir kâbusa uyanacaklar.

Suudilerin gadrine/hışmına uğrayan Yemenli çocuklar, yeni bir sabaha yine aç başlayacaklar. Bu arada Suudi yetkililer; dillerini çıkarıp, salyalarını akıtarak, ABD’den alacakları bir aferin için; “Daha kaç Müslüman katledeyim?” diye soracaklar.

Londra’da geceyi hindi yiyerek geçirenlerin tükettikleri kalori miktarı; muhtemelen Somali, Burundi, Kamerun, Orta Afrika, Haiti, Nijerya, Sudan vb. yerlerdeki insanların kişi başına düşen yıllık kalorilerinin toplamından daha fazla olacak.

Uyduruk Arap krallarının şımarık prensleri, pelerinlerini toparlayıp; romantik bir gece yaşamak için, özel uçaklarıyla, Paris’in bilmem hangi caddesinde yeni yıla girmek için yola çıkacaklar.

Hem sizlere bir şey söyleyeyim mi? Bence Batılılar rahatça tepinebilirler. Çünkü onların bu gecelerinin garantörü olan, tepinikçi Müslüman kral, prens, başkanlardan bolca var.
Ama mesele sadece bu üst tepinikçi Müslüman idareciler değil. Mesele Müslüman ahalinin uyanışı için, kaç volt şiddetinde bir elektrik şokunun olması gerektiğidir?

Bu tepinikçi Batılı zihniyetin semeresi olan gençlerden, uyuşturucu kullanmak için tuvaletlere giren ve oralarda uyuşturucu komasından ölenlerin akıbetleri, böylesi bir elektriksel şok oluşturacaksa, onu da yazayım.

İnternette aradığınızda, özellikle cami tuvaletlerinde uyuşturucu kullanan ve ölen insanlarla karşılaşırsınız. Bu ülkenin İslami yerleşikliği en kadim kentlerinden biri Cizre’dir. Tarihi Hz. Nuh (as)’a dayanan İlçe’nin, Alibey Mahallesi’ndeki, Buğday Pazarı Cami’sinin tuvaletinde, bir genç uyuşturucu kullanıp, öylece sızıp, sonra da ölmüştü. Cesedi için camiye gelen çarşaflı kadınlar da ağlıyordu.

Bu tepinikçi medeniyetin yetiştirdiği insanlık tuvaletin dibini buldu.

Uyanmak ve uyandırmak için daha ne olsun?