Yaşı uygun olan okuyucular hatırlayacaklardır ki; Gorbaçov çok büyük umutlarla Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin başına geçmişti. Gerçekleştirdiği Glasnost ve Perestroyka hareketleri sonucu; SSCB’yi yeni bir yapılanma sürecine koymuştu.

Ama sonuç; SSCB ve Komünizm açısından tam bir fiyaskoydu. Çünkü SSCB ile birlikte Varşova Paktı ülkeleri dağıldı, komünizm çöktü. Böylece dünya üzerinde bulunan komünistlerin umutları, bu ideoloji ile birlikte çöpe atılmış oldu.  

            Her ne hikmetse, bu Trump denilen adam, bana Gorbaçov’u andırıyor. Sanki zevali gelmiş bir devletin başındaki son başkan gibi duruyor. Benimkisi sadece bir önseziden ibarettir. Belki uzun, belki kısa ama ABD’yi olması gereken kalıba çekecek diye düşünüyorum.

Daha önce de bu köşede yazmıştım; “Teşekkürler Trump” diye. Yazdığım yazıyı bir paragraf ile hatırlayalım:

“ABD’nin başına Trump denen bir çılgın geçti. Adam çılgın mılgın ama içinden geçenleri olduğu gibi söylüyor. Örneğin; göçmen gönderen bazı ülkeler için; “B.k çukuru” ifadesini kullanıyor. Suudi Arabistan’a; “Biz olmazsak iki hafta ayakta kalamazsınız, onun için daha fazla para gönderin” mealinde sözler sarf ediyor. Muhammed bir Selman’ı vassal bir devletin veliaht prensi gibi karşılıyor ve onlardan aldığı paraları yüzlerine yüzlerine vuruyor. Kaşıkçı meselesinde; “Doğrudur, Suudi rejimi büyük bir suç işlemiş ama bizim önemli bir müttefikimiz” anlamında sözler söyleyerek, Suudileri korumaya çalıştığını göstermekten çekinmiyor.

Amerikalı yetkililerin başı Trump ile dertte. Adam seçimle başa geçmiş ama yaptığı işe inanmıyor. Her açıklaması ile rahatsızlığını ve bu arada daha önce yedikleri naneleri ifşa ediyor. Bu nedenle rejim açısından bu tür beyanlar, aslında birer skandal mahiyetinde. 04/03/2019 tarihi itibariyle medyaya yansıyan açıklamaları bu türden. Birlikte bakalım:

"Biz Orta Doğu'ya son 20 yılda 7 trilyon dolar harcadık ama ışıklarını kapatmadan uçağımızı indiremiyoruz. Bu çok kötü. 7 trilyon dolar harcadık ve inerken ışıklarımızı kapatmak zorundayız."

"İniş yaptığım hava üssü ne inanılmaz bir şey. Onu inşa ederken 3 milyar dolar harcamışızdır. Irak'tan çekilmek istemememin bir nedeni de bu. Nasıl bırakacaksın ki onu?"  

            Washington'da Cumhuriyetçilerin "Muhafazakâr Siyasi Eylem Konferansı'nda" Irak’a yaptığı ziyareti ve ilk izlenimlerini anlatıyor Mr. Trump.

            Aslında çok doğal, tabii ve olması gereken de bu. Böylece Ortadoğu halklarına; “Bakın bu adamların tek derdi bizim paramız, enerjimiz, petrolümüz” demek zorunda kalmıyoruz.

            Aslında en elitinden en avamına kadar, ortalama bir ABD’li bu şekilde düşünür. Yani petrol, enerji, para. Asıl mesele nedir biliyor musunuz? Gizlenmiş niyetlerin ifşası.

Bu açıklamaları duyduğumda, ne yalan söyleyeyim, aklıma ilk gelen; “Bir Avuç Dolar ve İyi, Kötü, Çirkin” gibi filmler oldu. Neticesi para olan ve çıkarları için ihanetin ter türlüsünü yapacak, sarı saçlı mavi gözlü insanların normal hali işte.

Baksanıza Irak’ta kendilerince veya onların yerli işbirlikçilerince katledilen milyonlarca insandan bahsettiği yok. Adam, harcadığı dolarların derdi ile yanıp tutuşmakta.

Sakın yadırgadığımı falan düşünmeyin. Bu tür açıklamaları yadırgamadığım gibi gayet olumlu buluyorum.

İnşallah ABD’nin sonunu, emperyalizmin bu yeni veledi, yaptığı açıklamalarla getirir.