Dün Erzurum Atatürk Üniversitesinde yaşanan bir olay Türkiye`de birilerinin yine boş durmadığını gösterdi.
Bu ülkede ortalığı karıştırmak isteyenler öncelikle üniversitelerden başlar. Sonra sokaklara iner ve senaryo devam eder.
Bunun karşısında durması gereken hükümettir ve kolluk kuvvetleridir. Sosyal medyada insanları kin ve nefrete sevk eden, düşmanlık ve vandallığa tahrik eden hesaplardan yapılan yayınları sıradan vatandaş görüp tepki koyarken sorumluluk makamında olanların sessiz kalması tam bir gaflet halidir. Üçbeş ağacı bahane ederek çıkan gezi olaylarının vardığı sonuçlar daha dün yaşanmadı mı?
Bu ülkede herkes yaslar çerçevesinde fikirlerini anlatma hakkına sahiptir. Birilerinin fikirlerini kabul etmiyor diye kalkıp kendini kanunların üstünde görerek kendisine rol biçmesi fitnenin ateşlenmesi için yeterlidir. Sonra herkes kendisinde bu hakkı görürse bu ülkenin geleceği kaos ve karışıklığı anlatmaya gerek bile yoktur. Zamanında bu ülkede kurtarılmış bölgeler ve bu bölgelerde kurulan halk mahkemelerini bilmeyen yoktur. Hergün öldürülen onlarca insanın haberlerini gazeteler yaza yaza bitiremiyordu. Uzaktan olayları izleyip kendisine rol çıkacak günü bekleyen akbabaları da unutmamak lazım.
Bugün de yaşanan bu olay aynen tarihin takarrürü gibidir. İslami bütün camiaların sevip saydığı Muhterem Mehmet Göktaş hocaya yapılan herhangi bir saldırı bir anda bütün ülkede gerilime neden olacak bir olayın başlamasına sebep olur. Cizre`den Yüksekova`ya, Edirne`den Ağrı`ya tüm etkinliklere gidip insanımızı İslam`ı anlatan fedakar ve cefakar hocamızın ayağına bir diken batmasına, bir kılına zarar gelmesine onu sevenlerinin tahammülü yoktur.
Bir üniversitede verilen bir konferansı hazmedemeyen bu gruh sadece provokatif olaylarla ülkeyi karıştırmak istiyor. Hocamızın bütün konuşmaları ve çalışmaları kamuoyu önünde olmaktadır. Bu ülkenin savcıları ve güvenlik kuvvetleri vardır. Kimsenin kalkıp kendini bunların yerine koyup ahkâm kesmesine hakkı yoktur. Artık yapılan en ufak bir haksızlık anında bütün kamuoyunda görülüp izlenmekte. Gençlerin izzeti nefisleri ile oynamaya da kimsenin hakkı yoktur. Bu hadsizliği yapanlara kanun haddini bildirmelidir.
Hükümet bu konuda üzerine düşen sorumluluğu derhal yerine getirmeli ve olay hakkında soruşturma başlatmalıdır. Bu zorbalık kimsenin yanında kar kalmamalıdır. Herkesin kanunlara ve yasalara uyma konusunda farkı olmamalıdır. Kimse kendisini yasaların üstünde görüp ceza kesmemelidir. Ayrıca bu konuda siyasi endişelerle kapılıp yetkililerin ihmal etmesine de müsamaha edilmemelidir.
Bu ülkede birilerini korkutarak ve sustursak üste çıkma devri kapanmıştır. Eğer fikirlerine güveniyorsan çıkarsın kamuoyu ile paylaşırsın. Birisinin fikrini beğenmez isen onu da karşı fikirlerin ile susturursun. Ama bunu kaba kuvvet ve zorbalık ile yapmak kimsenin haddine değildir. Bu ülkede yaşayan herkes ülkesini sever ve en az diğeri kadar da vatanseverdir. Bu ülkede yaşayan herkesin dedeleri bu ülke için gerektiğinde canlarını feda etmekten geri durmamışlardır. Bugün de düşman saldırısı olsa torunları ülkeleri için savaşmaktan geri kalmazlar.
Ama bu halka daha iyi hizmet noktasında yaşanan fikir ayrılıklarını zorbalıkla bastırmak vatanseverlik değildir. Bu sadece bu halka kötülüktür.