İslam ümmeti tarihte çeşitli buhran ve saldırılar ile karşı karşıya kalmışlardır. Bu saldırılar içinde en tehlikelileri kendi içinde yaptığı kardeş savaşlarıdır. İslam ümmeti kendi arasında vahdeti sağlayamamış, Hz. Osman döneminden başlayarak büyük bir fitnenin içine düşmüştür.
Bu fitnelerin başını da münafıklar çekmiştir. Özellikle de Yahudiler bunda etkin rol üstlenmişlerdir. Ta Hz. Peygamber döneminden başlayarak İslam ve Müslümanlara karşı büyük bir düşmanlık ve kin beslemişlerdir.
Bu haksız kin ve düşmanlıklarından dolayı Yüce Allah her defasında burunlarını yere sürtmüş, onları rezil ve rüsvay etmiştir.
Tarihin hangi dönemine bakarsak bakalım İslam ümmeti içinde Müslümanlar bunlara karşı alabildiğine hoşgörülü ve müsamahalı oldukları halde, bunlar sürekli düşmanlarla işbirliği içine girerek ihanet şebekeleri oluşturmuşlardır.
Bunlar Müslümanlardan çok Hıristiyanlardan büyük zulümler görmelerine rağmen onları kendilerine dost görmüş, İslam`a ve Müslümanlara düşmanlık göstermişlerdir. Çünkü İslam`ın hakikatlerine tahammül edemiyorlardı.
Bunların nüfus olarak çok az olmalarından dolayı sürekli bir entrika ve hainlik peşinde olmalarına sebep olmuştur. Gizli ihanet şebekeleri oluşturmuş, maşalar edinmiş, hep perde arkasında kalmışlardır.
Ta ki, Filistin meselesi ortaya çıkana kadar. Filistin`i gasp ettikten sonra, batı Hıristiyan âlemini de arkalarına alarak, Müslümanlara karşı olan tarihi kinlerini kusmaya başlamışlardır. Müslüman milletlerin ayağa kalkmaması, birlik ve beraberlik içinde olmaması ve içlerinden İslami hareketlerin oluşmaması için kukla yönetimler vasıtasıyla çok ciddi tedbirler almışlardır. En ağır cezaları ve en vahşi işkenceleri bu Müslümanlara uygulamışlardır.
Bu durumu gören Müslüman liderler bulundukları ülkelerde en büyük düşmanlarının Siyonizm olduğunun farkına varmış ve onlar da Siyonizme savaş açmışlardır.
Bu Müslüman liderler sayesinde Müslüman halk da bunların farkına varmış ve bulundukları ülkede kim Siyonizm ile savaşmışsa onlara büyük bir teveccüh ve destekte bulunmuşlardır.
Bugün Müslüman halk için meşru bir hareketin ölçüsü siyonizle savaş olmuştur. Yüzünü siyonizimle savaşa çeviren hareketler gerek Şii olsun gerekse Sünni olsun İslam ümmeti tarafından büyük bir teveccüh ile karşılanmış ve bağrına basmıştır. Yüzünü Müslümanlara çevirip mücadelesini Müslümanlarla yapanlar ise kayb etmiştir.
Dün bu ümmetin en efdalleri Siyonizm ile savaşanlar olduğu gibi bugünde öyledir. Bugün siyonistlere tek laf etmeyenler, bir tek taş atmayanlar ümmetin satılmışları olarak görülmektedir. Dün Siyonizmle savaşanlar bu ümmetin kahramanları olarak görüldüğü halde bugün savaşı bırakanları ümmet de bırakmıştır.
Ey Müslümanlar aranızdaki ihtilaf ve çatışmaları bırakın! Gerçek düşmanımız Siyonist Yahudilerdir.
Tarihte Kudüs özgür olduğu sürece bu ümmet de özgür olmuş, Kudüs esarete girdiği yıllar bu ümmetin de esareti başlamıştır.
Bu ümmetin fertleri efdal olama istiyorsa cihat için yüzünü siyonizme çevirmeli, özgür olmak istiyorsa önce Kudüse sahip çıkmalıdır.