Doğruhaber Gazetesi inşallah 1Kasım Salı günü günlük olarak yayınlanacak. Böylece haftalık olarak çıktığı yolculuğuna hedeflediği günlük hayaline kavuşmuş olacak. Allah muvaffak etsin. Bize doğruların haberini ve doğru haberleri vermeye devam etsin inşallah.
Şüphesiz doğru bir haber, insan hayatı için çok büyük bir öneme haizdir. İnsanın dünya ve ahret hayatı, insanın aldığı haberler üzerine bina ettiği bir gerçektir. Dolayısıyla Müslümanların hayatında olması gereken ana madde, birinci şık, bir şey hakkında karar vermeden önce o şey hakkında doğru bir habere sahibi olmasıdır. Doğru bir haber insanı doğru bir düşünceye ve doğru bir sonuca götürür.
Dolayısıyla doğru haber insan düşüncesinin oluşmasındaki ilk adımdır. Bu adım yanlış atıldığı zaman insanın ilk düğmesini yanlış iliklemesi gibi geri kalan bütün adımlar yanlış olur. Bu kadar önemli bir mesele…
Bu öneme binaen İslam düşmanları yalan haberleri yaymak için gazete üzerine gazete, dergi üstüne dergi, radyo üstüne radyo açmışlar. Her dilde, her telde ve her renkte çoğaltmışlar. İnsanların zihnini yalanları ile allak bullak etmişler. Zamanın sihirbazları olup halkı Haktan saptırmışlar. Filimlerle, haberlerle, yazılar ve söyleşilerle topumu istedikleri gibi yönlendirmişler. Hakkı, haklıyı ve hakikati susturmuşlar. Sahte kahramanlar ve sahte karakterler oluşturup topluma sunmuşlar. Toplumun aklını, fikrini ve duygularını çelmişler, çalmışlar.
İşte Doğruhaber ve Doğru Medya geç de olsa, güçte olsa, işte bu alanı doldurup oluşturmak için atılmış çok hayırlı bir adımdır. Kendi insanımızı, kendi haberimizi, kendi değerimizi en iyi ve en güzel bir şekilde anlatmak için atılmış çok hayırlı bir adımdır.
İnşallah günlük ile başlayan ilk adımı önce üç adım ileriye, sonra yürümeye ve sonra da koşar adımlarla hedefe doğru ilerletmeye cehd u azm u gayret edeceğiz. Bizim sesimiz, bizim sözümüz ve bizim kalemimiz olan doğruhaberi sahiplenecek, her eve ve her işyerine girmesi için gayret göstereceğiz.
Bu camia çok sıkıntılar, çok eziyetler gördü. Sürgünler, zindanlar ve yokluklar yaşadı. Yalan üstüne yalanlar, iftira üstüne iftiralara uğradı. Bütün yokluklara, haksızlıklara ve zulümlere rağmen doğru bildiği yoldan şaşmadı. Hakkı ve hakikati bildiği kadar yaşadı, taviz vermedi. Her zorlukta bir adım geri atmadı. Olduğu yerde direndi, sabretti, sebat etti. Ta ki, Allah onlara hayırlı bir kapı açana kadar. Çünkü Allah`ın dinine yardım edeni Allah`ın yardımsız bırakmayacağına inanıyordu. Çünkü sabrın sonunun selamet olacağından emindi.