Şu anda toplumun kahir ekseriyeti toplumdaki ahlaki yozlaşmadan şikayetçi. Neslin git gide ahlakilikten uzaklaşmasından ciddi bir endişe duymaktadır. ama bakıyoruz da bazıları bu yangına benzin dökmekle uğraşıyor.

Birkaç gündür HDP`nin kadın hakları konulu pankartları ve eylemleri konuşuluyor. Bu pankartlar ve eylemlerde kadına bakış açılarını ortaya koyuyorlar. Toplumdan ve toplumun değer yargılarına düşman olan bu yaklaşım tarihte bize hiç de yabancı değildir.

İlkin cumhuriyetin kurulması ile cumhuriyeti kuran kadroların kadına yaklaşımının aynısını şu anda yavru HDP yapmaktadır. bu da gösteriyor ki bunlar bir ağacın iki dalıdırlar. Şimdi Atatürk`ün aşağıdaki sözü ile HDP`nin aşağıdaki sözünü karşılaştırın ve arada bir fak olup olmadığını söyleyin.

Atatürk; “Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Onun için din ve namus telakkisini kaldırmalıyız. Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz. Bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur”

HDP "Toplumsal kabustur namus"

Dolayısıyla bu iki düşünce ve sahipleri sadece onlara verilen rolleri oynayan birer piyondurlar. İslam düşmanlarının piyonudurlar. Biri Türk milleti içindeki dindar yapıyı kırmak diğeri de Kürt milleti içindeki dindar yapıyı kırmakla görevli maşalardır.

Çünkü İslam ümmetini işgal temek isteyenler bir türlü bu kaleyi aşamıyorlardı. Bütün vatanın kaleleri işgal edilirdi ama insan ruhunun kalesini bu duygular koruduğu için onu tanklarla toplarla geçemiyorlardı.

Bu her iki İslam milletinin temel unsuru namuslu olmaları idi. Bu milleti namus değerleri üzerinden kandıranlar yine bunlar değil mi? 1. Dünya savaşında vatan, millet, din , namus edebiyatı ile bu milleti kendilerine bağlamadılar mı? Şu anda da BDP cenahı halkı kışkırtmak için bu namus meselelerini kullanmıyorlar mı? Milleti Kobaniye götürürken, dağlarda savaştırırken zavallı vatandaşı namus yalanları ile kandırmıyorlar mı? Hatta "niye namaz kılmıyorsun diye?" soranlara "namusumuz çiğnenirken namaz mı kılınır?" diye cevap vermiyorlar mıydı? Peki şimdi namuslarını kurtardılar mı veya artık ona ihtiyaç duymuyorlar mı ki bu kadar düşmanlık yapıyorlar? Kadınları "biz kimsenin namusu değiliz" derken acaba erkekleri ne diyordur?

Siyaseten sizin namusunuzun olmadığını biliyoruz. Çünkü otuz yıldır savaştığınız bir devlete silah için yalvarmak, bizi kurtarın diye ellerine yapışmak, gözünüzü sosyalizm ile açtığınızdan beri sömürgeci, kapitalist dediğiniz Amerika`dan yardım almak için yalvarmak, hain dediğiniz Berzni`ye yalvarmak için, ancak siyasi namussuz olmak lazımdır.

Onu da siz yaptınız.

Ama iş gelip de kadının namusuna dayanınca onu da inkar etmek, artık sizde hiç bir çizginin kalmadığını ve tamamen namus kavramının düşmanı olduğunuzu göstermektedir.

Aslında aslınıza dönmeniz en iyisi. Şimdiye kadar halk arasında bir maske ile dolaşıyordunuz. Artık o maskelere ihtiyaç dahi duymuyorsunuz. Bu açıdan sizi tebrik etmek lazım. Artık olduğunuz gibi görünmeye başlamışsınız.

Siz, içinden çıktığınız halkın değerlerini alenen aşağılarken, toplumda bir elin parmaklarını geçmeyen homolara canu gönülden sahip çıkmanız bu topluma ne kadar düşman olduğunuzun en güzel göstergesidir.

Sizde atalarınızın yolundan yürüyün bakalım.

Bizde izzetimizle, şerefimizle ve namusumuzla kendi yolumuzdan yürüyeceğiz.

Ama kendisinde namus olupta, hala sizin bu yüzünüzü görmeyen körlere yazıklar olsun. Bu toplumda, laik Türklerden ve laik Kürtlerden başka bu namus kavramından rahatsız olan yoktur.

Toplum için namussuzluk en büyük kabustur.