Sorunumuz ne İsrail, ne Amerika. Tek derdimiz tefrika.

Evet, günlerdir İsrail tarafından Filistinli kardeşlerimize yapılan vahşi saldırılardan dolayı içimiz yanıyor. Dünya da bu vahşiliği seyir ediyor. İnsan haklarına ne kadar önem verdiğini bildiğimiz! batı uygarlığı bir kez daha çirkin yüzünü bize gösterdi. Ve söz konusu Müslümanlar olunca hiç bir haklarının olmadığını en yetkili ağızlarından salyalar akıtarak dile getirdi. Biz artık bunlara ikiyüzlü diyemiyoruz, çünkü bunlarda yüz yok. Bunlarda ne insan yüzü nede insan ruhu var. Bunların hepsi hayvanlaşmış aşağılık mahlûklardır. Eğer inanmıyorsanız mahşer günü bunları arayıp bulun! İnanın ki hiç birisi insan suretinde dirilmeyeceklerdir. Çünkü Allah onları kendi asıl kimlikleriyle diriltip haşr edecektir.

Şimdi biz bugün bu olaylardan dolayı ah vah çekip kendimizi paralamamıza gerek yok. Çünkü küffarın durumunu Peygamberimiz bin dört yüz sene evvel bize bildirmiştir. Küfür tek millettir. Ondan Müslümanların yararına bir şey beklemeyin. O her zaman ve her yerde kendi çıkarı için çalışır. Dolayısıyla bizim bunlardan bir şey beklememiz dinimize ve peygamberimze bir hakarettir. Veya bizim cahilliğimizin bir göstergesidir.

Biz bugün sıkıntı çekiyorsak bu sıkıntının birinci sebebi ne batının güçlü olması nede bizim zayıflığımızdandır. Bizim tek sıkıntımız aramızdaki tefrikadır.

Gelin önce aramızdaki bu tefrikayı yok edelim. Bizim belimizi kıran asıl sorunumuz budur. Biz bugün işgal edilmiş toprakları kurtarsak bile yarın yine orayı kaybetmeye mahkûmuz. Peki bu iş nasıl olacak? İşte asıl üzerinde durulması gereken mesele budur.

Müslümanların birleşmesi ve aralarındaki bu tefrikanın bitmesi için ne yapılmalıdır? Bu soruyu cevaplayıp uyguladığımızda işte o zaman bu savaşı kazanmış oluruz. Yoksa daha çok başımızda bombalar patlar. Evlerimiz barklarımız başımıza yıkılır.
Bugün hangi Müslümanın yanına oturup konuşsan hep aynı lafları duyarsın. Kime sorsan aynı dertten muzdarip olduğunu görürsün. Protestolarımızı ve kınamalarımız bile doğru dürüst yapamıyoruz. Hepimizden çıkan sesler ayrı olduğu için çok cılız ve kimseye gitmiyor. Ancak kendimiz duyuyoruz.

Onun için acil olarak aramızdaki meseleleri bir tarafa bırakmalı. Tefrikaya sebep olacak hal hareket ve söylemlerden en az İsrail ve amerikadan kaçtığımız gibi kaçmalıyız. Aramızda sevgi ve muhabbeti artıracak ziyaretleşmelere ağırlık vermeli, herkesi kendi ağzından dinleyip değerlendirmeliyiz. Bizi tefrikaya götürecek her şeyden kaçınmalıyız. Düşman karşımızda dururken yönümüzü birbirimize çevirenlerden kaçmalı onlara gerekli cevabı vermeliyiz.

Fiziki birlikten önce duygusal ve kalbi birliktelikler kurulmalı. Birbirimize kardeşliği yaşatmalıyız. Kardeş olduğumuzu ve kardeş hukukunun bulunduğunu, kardeşlik hukukunu muhafaza etmeliyiz. Cemaat, parti, grup, hizb düşüncesi etrafında değil İslami düşüncenin, kardeşlik şuurunun etrafında bir araya gelmeliyiz. Aramızda farklılıklar olabilir. Ancak farklılıklar ayrılıklara sebep olmamalı. Ancak İslam birdir. Emirleri de birdir. İslami sorumluluğumuzun grup sorumluluğumuzu aştığının farkında olmalıyız.

Gelin tefrikayı aramızdan kaldıralım ve kardeş olalım. Kardeşliğimiz için fedakarlıkta bulunalım.

Bizi ayıran meseleler için değil, bizi birleştiren meseleler için ittifak edelim, yardımlaşalım.