Hz. Ali (ra), bir sözünde şöyle buyuruyor;” Bin defa mazlum olmayı bir defa zalim olmaya tercih ederim.”

Biz yalanlar üstüne kurulmuş, dolanlarla ve sahtekârlıklarla sürdürülen bir seçim yerine. Hak ve haklı davamızla sürdürdüğümüz bir seçimi kaybetme pahasına sürdürmeye kararlıyız. Biz halkın seçimine göre değil Hakkın seçimine göre çalışırız. Dolayısıyla diğer partilerin sürdürdüğü iki yüzlü bir seçimi sürdürmemiz mümkün değildir. Buda bizim imtihanımızdır.

Allah bizi, ağzımızdan çıkan sözlerle imtihan ediyor. Seçim meydanlarındaki söylemlerimizle deniyor. Evet hiç kimsenin beklemediği bir sonuçla karşılaştık. Ama şu da bir gerçektir ki hiç kimsenin beklemediği bir çalışmayı da ortaya koyduk. Hiç kimsenin karşılaşmadığı saldırılarla, komplolarla ve karartmalarla, engellemelerle karşılaştık. Hiç kimsenin ummadığı bir sabır ve gayret gösterdik. Hakta ve hakikatte sebat ettik.

Eğer seçim sonuçları oy oranları ile değerlendiriliyorsa biz kaybettik.

Ama biz ilkelerimizden taviz vermedik. Siyaseti İslam`a hizmetçi kılmaya olan sözümüze sadakat gösterdik ve göstereceğiz. Referansımız olan İslam`a bir halel getirmedik. Davamızı kapı kapı her eve anlattık. Biz halkı, halk bizi tanıdı.

Halkı kandırmadık, yalan söylemedik. Seçim adaylarımıza kimse bir kusur bulmadı. Zorla kimseden para ve oy almadık. Hedefe giden her yol meşrudur demedik. Tüzüğümüzde yazılan ilkelerimizden taviz vermedik.

İslam`ın izzetini ve şerefini koruduk. Her peygamberin ve hak davetçisini başına gelen imtihan sürecini biz de yaşayacağız. Şeytan ve dostlarının fısıltılarına ve söylemlerine muhatap olacağız. Fakat biz biliyoruz ki bir hakikatimiz onların bütün yalanlarını süpürüp atar. Onların halka karşı gizledikleri gerçek yüzleri ortaya çıkacaktır.

Biz güneydoğuda kendi tabanımızı gördük. Bundan sonra var olan bu tabanımı üzerine yeni çalışmalarımızı bina edeceğiz. Eksikliklerimizi giderecek, yeniden çalışmalarımıza devam edeceğiz. Biz haklı bir davanın sahipleriyiz. Varsın halkın bir kısmı onları desteklersin.

Bu onların seçimi ve onların bileceği bir iştir. Fakat bizler kendimizi, çocuklarımızı eş dost ve akrabalarımızı onlara teslim etmeyeceğiz. Onların zihniyetini kendi alanlarımıza sokmayacağız. Biz davamız için yaşayacağız. Bizim davamız hak bir davadır. Ve her zaman haklıdır. Biz buna inandık.

Halkımızı da buna inandırmak için çalışacağız. Sonuçta Allah`ın bile insanları zorlamadığı bir şeye biz de zorlamayacağız. Halkın seçimine saygı duyuyoruz. Ama onun yanlışı seçtiğini düşünüyoruz. Sonuçta herkes laik olduğu ile yönetilir. Eğer onlar bunları seçmişse bizim bundan sonra diyecek bir şeyimiz olamaz. Biz sadece kendimizden mesulüz.

Fakat şu da bir gerçektir ki; bazı çevrelerin yaptığı saldırılarla haklı sindirmelerinin vebali tamamen bu hükümetin boynundadır. Bu camia bunlara çok sabretti ama bu sabırlarının da hukuki çerçevede bir karşılığını ne yazık ki bulamadı. Buda bazı şer odaklarına daha fazla cesaret verdi. Umarım bundan sonra da bu saldırılına devam etmezler. Çünkü artık bir damla bile bardağı taşırmaya yetecektir. Bu saldırıları, halkın bir kesimini sindirdi. Bu ortamda şer güçlerine destek olan Müslümanlara da Allah sizi ıslah etsin diyor,

hesabını vereceğiniz Allah`tan korkmanızı tavsiye ediyoruz.

Biz kaldığımız yerden çalışmalarımıza devam edeceğiz. Çok şükür, çaldığımız hiçbir kapı yüzümüze kapanmadı. Konuştuğumuz hiç kimse bize haksızsınız demedi. Biz de yaptığımız çalışmalardan, çaldığımız kapılardan pişman değiliz.

Biz bunu bir mücadele olarak görüyoruz ve bu günlerin insanlar arasında devir daim olduğuna inanıyoruz. Üstünlüğün halkın seçiminde değil Hakkın seçiminde olduğuna inanıyoruz. Üstün olanın hak dava sahibi olduğuna inanıyoruz. Ve bu davaya halkımızı inandırana kadar bir peygamber sabrı ile çalışmaya devam edeceğiz.
Rabbimizin şu buyruğunu kendimize rehber edineceğiz; "Üzülmeyin, gevşemeyin, inanıyorsanız üstün gelecek olanlar sizlersiniz.” Elhamdülillah, biz de böyle inanıyoruz.