Kıymetli bir insan, mümtaz bir dost, vefalı bir dava arkadaşıydı. Hep mütebessim, gayretli ve fedakârdı. Büyük ile büyük, küçük ile küçük olurdu. Ülfet olunan, yakınlık duyulan ve güvenilen bir insandı.
Beraber o kadar çalıştık, yol gittik, arkadaşlık yaptık ama bir gün bir şikâyette bulunmadı. Onun küçüğü olduğum halde söylediklerime bir gün itiraz etmedi. Ne zaman bir iş olsa hemen arardım. Davanın işi olduğunda hiç yok demezdi. “Hocam hemen yola çıkıyorum” derdi. Her işe koşardı. Ne güzel ahlak sahibiydin elhamdülillah. Programların Kur’an bülbülüydü. Hasta gelir, ziyarete onunla giderdik. Misafir gelir, zorda kalınca hemen ona gönderirdik. Hatta bir seferinde il dışından bir hastanın yeni doğmuş çocuğu Konya’da toprağa verildi. Onun her işi ile ilgilendi. Aile memleketine gittikten sonra bize haber gönderip, çocuğun annesinin, mezara bir ağaç dikilmesini ve ara sıra ziyaret edilmesini istediğini babası iletti. Halis abiye söyledik, hemen bir fidan dikti fotoğrafını aileye gönderdi. Eşi ile mezarlığa gitti, üstüne Kur’an okudu. Fotoğrafını aileye gönderdi. Yeter ki insanlar mutlu ve mesrur olsun o her işi yapmaya razıydı. Toplantı olur onunla giderdik. Misafir gelir evini açardı, mazlumu görünce gönlünü açardı. Yardıma muhtaçlara Umut Kervanı ile yardımda bulunurdu. Deprem zamanında deprem bölgesine gönüllü aş evine ve köyleri gezmede yardımda bulundu. Orada günlerce çalışmalara katkı sundu. Biz gelince o az kaldık diye sitemde bulunurdu. Evinin yanında kurulan pazara gider, namaz kılacakların tezgahına namaz kılana kadar bakardı. Kurban Bayramı arifesinde bıçak biler, yanına kitaplar alır, uygun gördüğü kişilere hediye ederdi. Onu tanıyıp da şikâyet eden kimseye rastlamadım.
Hele en son Sacit kardeşimizin şehadeti için Adana’ya gittiğimizde Sacit kardeşimize bir bakışı vardı ki inan içimize dokundu. Öyle bir iştahla ve gıpta ile bakıyordu ki hayret ediyordum. Sosyal medyada onun bu anını görenler de hepsi hayranlıkla baktılar. Allah onu ona komşu eylesin.
O bir dava adamıydı. İslam davası için camilerde namaz kılmanın zor olduğu zamanlarda hem namaz hem de Kur’an dersi vermişti. İslami çalışmalarda bulunmuştu. Bundan dolayı yargılanmış ve yıllarca cezaevi yatmıştır. Allah’ın dini dedin mi akan sular dururdu. Dava dedin mi hemen dava adamı olurdu. Hizmet dedin mi, hemen hazır kıta beklerdi. Şefkatli bir baba, candan bir arkadaş, güzel ahlaklı bir Müslüman, cami ehli bir mümin, Kur’an bülbülü bir aşık, fedakar bir dava adamıydı. Bu güzel vasıflara sahip bir kardeşe sahip olduğumuz için Allah’a binlerce hamdler olsun. O çok sevdiği Rabbine kavuştu. Rabbinin habibine kavuştu. Hüsnü hatime ile hayatını kemale erdirdi, elhamdülillah. Ölüm haktır ve her nefis de ölecektir. Erken mi geç mi önemli değil, önemli olan Allah’ın razı olduğu bir hayat yaşamaktır. Onun yolu da Kur’an’ı ve Sünneti yaşamaktan geçiyor. Bunlar da Halis başkanımda vardı, elhamdülillah.
Allah’ım biz ondan razıydık, Sen de ondan razı ol. Günahlarını af et, makamını cennet et. Habibine ümmet ve komşu et. Şehitler ve Sıddıklarla arkadaş et. Bizleri de hayırla onlara kavuşanlardan et.