Muhalefet seçmene de muhalefet ediyor. Evet evet, muhalefet hızını alamayıp seçmene de muhalefet ediyor. Yahu akıl tutulması mı yaşıyorsunuz? Seçmene muhalefet edilerek seçim mi kazanılır? Evet, bunlar kazanacaklarını iddia ediyorlardı.
Herkes de biliyor ki CHP bu seçmenle ve bu söylemle bu seçimi kazanamazdı. Dolayısıyla bu seçmen ve bu söylemi değiştirmesi gerekiyordu. Tamam, da nasıl? Hemen toplum mühendisleri devreye girdiler, önce bir helalleşmeye gidilecekti, kucaklaşmaya gidilecekti, hoşgörü ve empatiye gidilecekti. Evet gidildi. Kılıçdaroğlu bu denilenlerin hepsini yaptı. Toplumda bir dikkat çekme, acaba olur mu söylemleri oluştu. Ardından altılı masa ve her masanın bir kesimi İle irtibatlar sağlandı. Kılıçdaroğlu’nu onlara kabullendirme çalışmaları yapıldı. Akabinde HDP2nin desteği alındı ve seçmenlerini kazanma söylemleri geliştirildi. Yandaş kamuoyu araştırma şirketleri hemen anketler yayınladılar. Yüzde altmışın altına düşen şirket yoktu. Bunlar bu gaz ile acayip bir hava oluşturdular. Sahte hesaplardan atılan twiti beğeni 115 milyona ulaştı. Bunun yarısı oyunu verse bile bu iş bitmişti.
Aşırı bir özgüven ve gazlama operasyonları bunların akıllarını başlarından aldı. Hemen eski kodlarına geri döndüler. TV’lerde hesap sormalar, kök kazımalar, mahkeme kurmalar, serbest bırakmalar havada uçuştu. Kandil açıklama üstüne açıklamalar yaptı. Kimi nasıl destekleyeceklerini bildirdi. Ya kaos ya Kılıçdaroğlu propagandası yapıldı. Bir anda gündüzü geceye çevirdiler. Muhafazakar ve milletperver seçmen öyle bir ürktü ki, arkasına bakmadan o cepheden kaçmaya başladı.
Muhalefet bu işi kurtarmak için kalktılar HÜDA PAR’ı ağızlarına doladılar. Etmedik hakaret, yalan ve iftira bırakmadılar. Ölüleri propagandada kullandılar. Kadınları alet ettiler. Bayrak, Kemalizm, terörizm dediler. Olmayan bir şeyi varmış gibi göstermeye çalıştılar. Bir seçimin yarısını onu konuşarak geçirdiler.
Halk bir baktı ki seçim Hizbullah, PKK, HDP, HÜDA PAR, Gaffar Okan, Kandil, kadınların sahiplendirilmesi, vatan, bayrak, anayasa söylemleri ile dolmaya başlamış. Yahu hani benim gündelik korunlarım? Hani benim geçimim, mutfağım, kiram, maaşım? Ortada ben yokum, benim dışımda her şey var. Beklentinin çok altına inmişlerdi ve hiç de güven vermediler. Seçmen muhalefete muhalefet etti. Ona istediği oyu birinci turda vermedi.
Sen misin bana oy vermeyen? CHP’nin maskesi düştü ve bir anda ırkçılaştı. Yumuşak dil bırakıldı, kükremeye başladı. Bağırıp çağırdı. Masalar yumruklandı. Hakaretler havada uçuştu. Depremzedelere kin kustular. Hani helalleşme, kucaklaşma, hoş görü ve empati. Hepsi yalan oldu?
Öyle bir muhalefet ortaya koydular ki halka da muhalefet ettiler. Seçmene hakaret ettiler. Kendilerini destekleyen başka parti seçmenine bile hakaret ettiler. Sosyal medya ile seçimi kazanacaklarını sandılar. Kendi çalıp kendi oynadılar. İyiye de, güzele de, doğruya da, halka da muhalefet etmenin bedelini ağır ödediler.
Halk anladı ki bunlarda iş yok. Bunlar dertlerine çare olamaz. Çünkü bu kabiliyet onda yok. Dolayısıyla tekrar iktidara döndü ve onu destekledi. Ey muhalefet, kazanmak istiyorsan halka muhalefet etme!