Seçim yaklaşıyor. Ellerinde halka verecek bir şeyi olmayanlar cambaza bak cambaza oyunu ile halkın oyunu soymaya çalışıyor. Özellikle bunu HÜDA PAR üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Yani HÜDA PAR da olmasa muhalefet konuşacak bir şey bulamayacaktı sanki. Ama bu da ellerinde patladı. Attıkları çamurlar tutmadı.

Muhalefet kendisini halka şirin göstermeye çalışıyor. Değiştiğini, helallik dilediğini söylüyor. Ama iş HÜDA PAR’a gelince eski hastalığı nüksediyor ve kükremeye başlıyor. Yahu hani değiştiniz, helalleştiniz. Bu niyet okumalar nedir? Bu kin ve öfke nedir? İslami bir söylem duyunca neden hemen militanlaşıyorsunuz? Yoksa söyledikleriniz, seçim vaatleriniz gibi yalan mı?

Efendim herkes fikir ve düşüncesinde hürdür ve serbesttir. Tamam, o zaman biz bu ülkede bazı şeylerin yanlış tanımlandığını ve değişmesi gerektiğini söylediğimizde neden hemen, saldırıyorsunuz? Sen bunları söyleyemezsin! Hani fikir ve düşünce özgürlüğü?  İşte bunların hürriyetleri bu kadardır. Çünkü bunlar hakikate tahammülsüzler. Çünkü biliyorlar ki hak gelince batıl yok olacak. Hakkın duyulmaması ve gelmemesi için kuru bir gürültü yapıyorlar.

Ama bir konuda haklarını yememek lazım. Hedef gösterdikleri kişi ve partiler bir bakıyorsun ki öbür gün saldırıya uğramış. Birileri kendine vazife çıkararak hemen eyleme geçmişler. Bu eyleme geçenlerin hedef gösterenlerle bir bağ ve ilişkisi var mı yok mu bu artık emniyetin işidir. Ama kesin olan bir şey var ki, bu saldırılar hedef gösterildikten sonra yapıldı. Önce siyasi bir zemin oluşturuldu, sonra fiili bir saldırı gerçekleşti. Bunu yapanları da kınamadılar. İşte Ak Parti bürolarına, HÜDA PAR büro ve afişlerine saldırılar başladı.

Bu kirli siyasete biz çok alışığız. Bu dille çok muhatap olduk. Ama elhamdülillah ki onlar kirlettikçe biz temizleniyoruz. Onlar saldırdıkça biz güçleniyoruz. Onlar yalan attıkça biz doğrulanıyoruz. Her şey ters orantılı olarak gelişiyor. Dolayısıyla bu kirli siyasetleri ile bize bir zara veremiyorlar. Bunu gördükçe de biraz daha kahırlanıyorlar. Nasıl kahrolmasınlar ki, keçinin sevmediği ot burnunun dibinde bitmiş.

Ey kirli siyasetin kirli siyasetçileri, bu dili bırakın. Bu iftiraları bırakın. Bu düşmanlığı bırakın. Bu halka ne vaat ediyorsunuz onları anlatın. Milletin boşa zamanını almayın. Gölge etmeyin. Lafla peynir gemisi yürümez. Çoban bir yalan söyler, iki yalan söyler ama üçüncüsünde foyası ortaya çıkar.

Tarihinizde temiz bir sayfa açmak istiyorsunuz ama onu da kirli bir siyasetle yapmaya çalışıyorsunuz. Bu kiri dilinizle temiz bir laf söyleyemezsiniz. Önce kalbiniz, sonra diliniz ve en son da eylemelerinizi temizleyin. İşte o zaman başarılı olursunuz.