HÜDA PAR seçim kararını açıkladıktan sonra birdenbire organize bir saldırı altında kaldı. Daha kendisini halka anlatamadan iftiracılar ve art niyetliler devreye girdi. Bir anda öcü haline getirildi. Bir kısım halkı korkutmaya çalıştılar. Böylece hem siyasi arenada hem de halk nezdinde siyaset dışı bırakmaya çalıştılar. Daha kendilerini dinlemeden, suçlamalara cevap veremeden hükmünü verip idam etmek istediler. Ama nafile. Onların bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı var. Bir anda hesapları altüst oldu.

HÜDA PAR ekranlara çıkıp kendini savununca ve yalancıların yalanlarını ifşa edince, halk gerçeği gördü. Ayrıca HÜDA PAR’ın ne kadar dürüst ve samimi olduğunu, meselelere getirdiği çözümlerin ne kadar doğru ve yerinde olduğunu fark etti. 

Diyorlar ki kadınların kazanımları ellerinden alınacak; güya bu şekilde kadınları korkutacaklar. Hâlbuki bilmiyorlar ki kadınlar erkekleştirilmeye çalışıldığı için bu haldeler. Yani erkeklerle aynı muameleye tabi tutulmaya çalışılıyorlar. Kadına bu şekilde daha fazla yük yüklediklerini bilmiyorlar. Bunu görünce de bu sefer kadına daha fazla hak verelim derken bu sefer erkeklere zulmediyorlar. Hâlbuki her iki cinsin fıtratlarına uygun, yaşantılarına uyumlu bir hayat sistemi olmadan bu sorunlar çözüm bulamaz. Bunu dile getirince de kadın haklarına karşıymış gibi pazarlamaya çalışıyorlar. Ama nafile. Bu çamur bu duvara tutmaz. Ayrıca bu mesele üzerinden kadını erkekleştirmeye, erkeği de kadınlaştırmaya çalıştığınızı bu halk görüyor. Mesele hak meselesi adı altında ahlaksızlık meselesidir.

Bir diğeri çıkmış terör ile ilişkilendirmeye çalışıyor. Ya hadsiz herif 2012’den beri siyaset yapan bir parti hakkında açılmış bir dosya yok iken sen bu iftirayı hangi işkembe-i kübrandan atıyorsun. Tabi ya, alıştınız hem savcı hem hakim olmaya. Yargılayıp yargılayıp cezayı kesiyorsunuz. Bu mudur adalet anlayışınız. Hani sözde adaleti getirmek için yola çıkmıştınız. Daha iktidara gelmeden zulme başladınız.

Bir başkası güya bölücülük yaftası yapıştırmaya çalışıyor. Yahu utanmazlar okuma yazmanızda mı yok? Parti programı diyor ki, meselelerimiz ile ilgili değişik çözüm yollarını tartışalım. Hangisi uygunsa milletin onayıyla bunu uygulayalım. Sen bunun neresinden bölücülüğü çıkarıyorsun. Sen sadece niyet okuyorsun. KaRarmış ruhun fikrine yansımış aynadan bakıp konuşuyorsun.

Bir başkası anayasanın değiştirilemeyen maddelerine takılmış. Bunlar değişmeli diyormuşsunuz. Arkadaş hem okuyorsun hem de yanlış söylüyorsun. Değişmeli mi diyoruz yoksa böyle maddeler anayasada olmamalı mı diyoruz. Her nesil zamanın şartlarına göre istediği kararı kendi alması gerekir diyoruz. Sen anayasaya değiştirilemez maddesi koyduğunda geleceği kilitliyorsun. Senin buna hakkın yok. Bu maddeleri değiştirelim demiyoruz. Bu maddelerin değişmemezlik ilkesini değiştirelim diyoruz. Ama siz öyle bir düşmanlık gösteriyorsunuz ki daha ne dediğimizi anlamadan hurra hücuma geçiyorsunuz. Ne kadar anlayışsızsınız ya hu.

Ne kadar demokrat, özgürlükçü ve fikir hürriyeti savunucusuymuşsunuz! Gerçekten tebrik ederim sizi!