İstanbul sözleşmesi bugün yeniden gündeme geldi. Son umutlarını da kaybeden bir cephe bunu kabullenemedi. Bu sözleşmeyi geri getirmek için ahd u vaad ediyorlar. Hâlbuki toplumun kahir ekseriyeti buna karşı. Bir zamanlar bir siyasetçi de bazı odaklardan aldığı emirlerle imam hatipler için böyle bir Donkişotluğa soyunmuştu da halkımız ona iyi bir ders verdi de bir daha kendine gelemedi. Bu günlerde de birileri ondan ders almamış olmalı ki bu sözleşmeyi geri getirmek için çok çırpınıyorlar.
Feminizm ile kadının annelik ve aile rolü elinden alındı. Batı, kadını yalnızlaştırdı ve erkeklere meze yaptı. Bunu bütün filmlerde, şarkılarda ve romanlarda görebilirsiniz. Batının sanatından, barından ve edebiyatından kadını çekip alın, anında çöker. Kral çıplak olur.
Ayrıca batı medeniyeti bilerek kadının biyolojik özelliklerini göz ardı etti. Erkek ile arasında fiziksel ayırım yokmuş gibi davrandı. Onu köle gibi çalıştırdı. Evinden aldı fabrikada çalıştırdı. Atölyede, barda, pavyonda, maden ocaklarında çalıştırdı. Evine hizmet etmeyi kölelik gibi gösterdi ama patrona hizmet etmeyi özgürlük olarak sundu. Kadın bedeni ve ruhu perişan oldu. Fakat birileri de bundan köşeyi döndü. Bunu da bize kadın özgürlüğü diye yutturdular.
Birileri bize ait olmayan kavramlarla kültürümüzü zehirlemekte. Cinsiyet eşitliği, toplumsal cinsiyet ayırımcılığı, cinsiyetsiz toplum vb. kavramlarla asıl şeytanlığı gizlemekteler. Bizde olmayan ve bize ait olmayan bu kavramlarla kültürümüzü ve toplumsal yapımızı zehirlemekteler. Zihnimiz, bedenimiz ve kültürümüz batının zihin kusmuğu ile zehirlenmektedir. Bu kültürden ne idüğü belirsiz bir mahluk ortaya çıkmaktadır.
Zayıfa karşı şiddet tüm dünyanın sorunudur. Bu zayıf bazen çocuk, bazen kadın, bazen hayvan, bazen de erkek olmaktadır. Bugün dünyada erkeğin erkeğe uyguladığı şiddetten ölenlersin sayısı, kadın ölüm sayılarını kat be kat geçmektedir. Topyekûn şiddetin önüne geçecek toplumsal ve kanunsal tedbirler almalıyız. Sadece bir cinse göre değil. Şiddetin kendisine cephe almalıyız.
Bu sözleşmeyi kendi değerlerine savaş açanlar baş tacı ediyorlar. Batı âlemi baskı kuruyor. Ne kadar topluma zararlı oluşum varsa onu savunuyor. Ne oluyoruz arkadaş? Hani muhalefet idiniz. Hükümetin her uygulamasına karşı idiniz. Ne oldu? Bunu niye hararetle desteklediniz?
Her türlü şiddete hayır, her türlü yozlaşmaya hayır, her türlü sömürüye hayır diyoruz. Kirli ellerinizi bedenlerimizden, kirli düşüncelerinizi aklımızdan, kirli hayatlarınızı toplumumuzdan uzak tutunuz. Biz kendi değerlerimizle, İslami ahlak ve ahkamımızla kendi sorunlarımızı çözecek kabiliyetteyiz. Gölge etmeyin başka ihsan istemiyoruz.