Bazı olaylar vardır ki insan konuşmak istemez, çünkü yeri ve zamanı değildir. Mesela bir insanın taziyede borcunu istemesi gibi.

Bazı olaylar olur insan duymak istemez. Mesela acıları yarıştırmak gibi. Ölüleri ayırmak gibi. Ölenleri kayırmak gibi.

Her ne kadar bunlar bizde anlatılmayacak şeyler ise de insanlığını kaybetmiş bazı mahlûklar yanında, utanılacak şeyleri konuşmak sıradanlaşmış. En adi meseleleri hiç anlatılmayacak yerlerde anlatıyorlar.

Ukrayna-Rusya savaşı başladı. Şehirler bombalandı, insanlar tankların altında kaldı. Sivil insanların evleri, işyerleri, pazar ve marketleri füzelerle vuruldu. İnsanlar sokaklarda tarandı.  Yaralanmış, parçalanmış insan manzaraları televizyonlarda boy boy gösterilmeye başlandı.

Savaş elbette kimsenin istemediği bir durum. Hele hele sivillerin zarar gördüğü bir savaş, kimse tarafından tasvip edilmez.

Bazı insancıl! Hümanist! batılı gazeteciler de savaşın kötülüğünü ve vahşetini anlatmak için videolar çekmişler. Beyefendiler ve hanımefendiler ekranlara çıkmış savaşın durdurulması için çağrıda bulunuyorlar. Buraya kadar her şey güzel hoş ama çağrı yaparken kullandıkları cümleler insanın midesini bulandırıyor. Tam bir ‘şecaat arz ederken merdi kipti sirkatin söyler’ misali insanlıktan çıkmış konuşmalar yapıyorlar. Neymiş efendim, ölenler Afganlı, Suriyeli değilmiş, neymiş efendim ölenler sarı saçlı mavi gözlü kendileri gibi insanlarmış. Bunun için Avrupa ve Birleşmiş Milletler derhal harekete geçmeli imiş. Sarı saçlı mavi gözlü insanların ölümüne engel olmalıymış….

Vay vay vay hele bakın şu şom ağızlılara. Şu lanetli konuşmalara… Artık insanlar arasında ayırım yaptıklarını da gizlemiyorlar. İnsanları hala sınıflara ayırdıklarını ve kendilerine benzeyen ve benzemeyenleri ayrı ayrı saydıklarını saklamıyorlar. Kurtarılması gerekenleri ve gerekmeyenleri utanmadan sıkılmadan bütün dünyanın gözleri önünde anlatmaktan çekinmiyorlar.

Ey halkı Müslüman olan ve mazlum olan dünya insanları, batının zihin dünyasında bizim değerimiz bu. İster kabul edin ister etmeyin. Sen sarı saçlı, mavi gözlü olmadıktan sonra onların gözünde ikinci sınıf bir insansın. Bundan böyle haddini bil ve ona göre konuş! Hala ikinci ırksın ve ancak onlara hizmetçisin.

Biz yıllardır bunu biliyoruz. Aslında Avrupa’nın ‘batılı değerleri’ denilen şey,  gerçekte sadece kedilerini diğer insanlardan daha değerli gördükleri ırkçı fikirlerdir. Bu değerleri sadece bir sömürü aracı olarak  kullandığını, geri kalan insanları da kedisine hizmet etmesine göre değer verdiğini biliyoruz. Lakin bu savaşta bunu artık açık açık dile getiriyorlar. Çünkü kendi kamuoyunu harekete geçirecek başka söylemleri yok. Onlar da biliyorlar ki ancak bu söylem onları harekete geçirebilir.

Bu savaş bize bir daha gösterdi ki batının değerleri bencil ve ırkçı değerlerdir. İnsanlığı kurtaracak değerler ancak İslam’ın kardeşliği ve adaletli değerleridir. İnsanlık İslam’a muhtaç. İslam’ın değerlerine, ruhuna, adaletine ve merhametine muhtaç. İnsanlığın kurtuluşu ancak İslam ile olabilir. Yoksa insanlık bu batılı ve doğulu, sarı saçlı, mavi gözlü, sömürgeci ve emperyalistlerin elinde her gün ölmekten ve öldürülmekten kurtulamaz.