Bolu belediye başkanı çoktandır Suriyeli muhacirlerle ilgili ırkçı söylemlerde bulunuyor. Kimseden de ciddi bir tepki almıyor. Bunun üzerine git gide işi daha da ileriye götürüp bunu belediyenin kararı haline getiriyor. Dünyanın hiçbir yerinde bu şekilde bir ayırımcılık bulunmuyor. Bu resmen ırkçı bir eylem ve söylemdir. Dünyanın başka ülkelerinde bunu duyardık da kendi ülkemizden buna sinirlenirdik. Ama şimdi bunu kendi ülkemizde ve kendi şehrimizde yaşıyoruz. Bu resmen zulümdür.
Bu insanlar kendi ülkelerinde yaşayamadığı için ülkemize sığınmış, biz de bu insanlara kucak açmışız. Bu insanlar şimdi ülkemizde en zor işlerde ve en kalınmayacak evlerde yaşamak zorunda kalıyorlar. Buna rağmen yine de canla başla çalışıyorlar. Kendilerine yeni bir hayat kuruyorlar. İnsan gibi yaşamak için mücadele veriyorlar. Kimisinin annesi, babası, dayısı, halası ve konu komşusu bu savaşta can vermiş. Hem maden, hem de manen yaralı olan bu insanlarda bir de siz mi bir yara açacaksınız? Ne biçim bir insanlık anlayışına sahipsiniz?
CHP genel başkanı helalleşmeden bahsederken, belediye başkanı ise zulüm üstüne zulüm yapıyor. Eğer gerçekten bu konuda samimi ise önce bu zulme bir dur desin. Kendi partisinin belediye başkanı bunu yapıyor. Dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan bir zulmü kendi başkanı olduğu partinin belediye başkanı bunu uyguluyor. Bu gerçekten bir utanç vesilesidir. Yarın bu konuyu biri Birleşmiş Milletlere veya İnsan Hakları mahkemesine götürse Türkiye’nin adını lekeleyecek bir uygulama olarak dünyaya duyuracaklar. Yazık değil mi? Bu kadar Suriyeli muhacire ev sahipliği yap, ama biri kalkıp yaptığın bütün bu iyi şeyleri darmadağın etsin. Olacak şey midir? Bu konuya hükümet de el atmalı. Bu yerel bir mesele olmaktan çıkıp ulusal hatta uluslararası bir mesele haline gelecek!
Bu Anadolu coğrafyası bir geçiş güzergâhıdır. İster kabul edelim ister etmeyelim, bu konu tarihi bir vakadır. Dolayısıyla bugün de bu durum devam ediyor. Ayrıca Osmanlı bakiyesi olan bu topraklarda eskiden tüm coğrafya tek parça idi. Zalimlerin çizdiği sınırlar sadece bizleri bölüp parçalamak ve kuvvetten düşürmek içindi. Bugün de aynı emelleri devam ediyor. Kendileri birleşirken bizi bölüyorlar. Kendileri için kolay lokma haline getiriyorlar. Ne yazık ki içimizden birileri de habire onların değirmenine su taşıyor.
Bir insanın en doğal hakkı olan evlenmek, su, giyim ve gıda ihtiyacını gidermenin yollarını kapatmak sadece zulüm ve ırkçılıktır.
Bu zulüm daha fazla yayılmadan ve insanlar mağdur olmadan ortadan kaldırılmalı. Ve Kılıçdaroğlu uzağa gidip helalleşmeye başlamadan çıkıp bu Suriyelilerden başlamalı. Ve ya bu adamı partiden ihraç etmeli.
Kişinin ayinesi iştir lafa bakılmaz.