Bugün bayram...
Kurban Bayramı...
Bayramlar sevinç ve neşe günleridir.
Beşerî zaafların yerini insani erdemlere bıraktığı; ulvi hislerinmü'minler arasında alabildiğine canlandığı güzel günlerdir.
Özelde Müslümanları, genelde ise insanları kaynaştırıp bir araya getiren en güzel vesilelerden biridir.
Aziz olan Allah'ın şiarlarıdır bayramlar.
“Allah`ın şiarlarına saygı göstermek, kalplerin takvasındandır.” (Hacc-32)
Kaç zamandır Ümmet olarak yaşadığımız felaket, keşmekeş ve hercümercler; zillet, zulüm ve ölümler sevincimize gölge düşürse de, Allah'ın şiarlarına saygıda kusur etmemek gerekir.
Filistin, Suriye, Arakan'davahşice ve barbarca akıtılan Müslüman kanları;
Irak, Afganistan ve Pakistan'da patlayan serseri bombalar;
Ayaklar altına alınarak çiğnenen hürmetler, zîr û zeber edilen kıymetler;
Birlik ve beraberlik içerisinde olmakla emredildikleri halde tefrikaya meyyal akıl tutulmaları, basiret bağlanmaları ve iz'an körleşmeleri;
Ve bu coğrafyada, varlıklarının gayesi olan mukaddes değerlerini muhafaza için zulmet ve cehalete karşı direnenlere ve Nur'un ikamesi için çabalayanlara reva görülen zindan, muhaceret ve zulümler...
Evet, bütün bunlar ve daha niceleri bayramın sevince dair kısmını nerede ise yok etmiş durumda.
Ama kalplerin takvası gereği Allah'ın şiarlarına gösterilecek saygı, hürmet ve ihtiram; bununla beraber ortaya konulacak fiilî ve kavlî dualar yüreklerimizde ve coğrafyamızdaki amansız yangınlara rahmet yağmuru yağdıracak inşaallah!
Dün Arefe idi.
Arafat'ta VAKFE'ye durdu hacılar.
Arınmak ve fıtratlarına dönmek için.
Beşeri zaaflardan halas olup Aziz ve Muazzez İslam'ın "Büyük İnsanlık Mektebi"nin bir ferdi olmak için.
Ya Rab!
Bizleri, senin rızan için İsmail'lerini tereddütsüz kurban etmeye hazır ve nazır; duası makbul ve müstecab hale gelen; kemal-i ihlas, kemal-i teslimiyet ve kemal-i samimiyetle boyun büken; yakıcı güneşin altında ter ve gözyaşını harmanlayarak huzurunda beşerden insaniyete doğru yürek devrimleri yaşayan ve İbrahim'le Hacer(aleyhimüsselam)gibi katında kıymet kazanan muvahhid ve muvahhide hacıların dualarına bağışla!
Paramparça ve zelil hale gelmiş Ümmet'i o duaların ve adanmışlığın feyiz ve bereketi ile dirilt!
Ya Rab!
Birlik ve beraberlik oluşturamayan ve böylece senin va'dettiğinnusret ve rahmetinden mahrum kalan biz cürümkar ve isyankar kullarını,
Yeryüzünün en doğusundan en batısına dalga dalgakainatın bütün mekanlarına ulaşan,
Farklı ırk ve kavimlerden yüz milyonlarca Müslümanın dilinden aynı seda ve ahenkle dökülen Tevhid'in ilanı"Teşrik Tekbirleri"nde vahdet oluşturan görünümümüzün hatırına bağışla!
Hem zaten adamak ve adanmak değil midir kurban?
Yakınlaşmak ve yakine ermek...
Yakınlık, fıtrattan uzaklaşmamak; kulun kendine yabancılaşmaktan korunması değil midir?
Medeniyet değil midir kurban?
Allah'ın mülkünde O'nun rızasına uygun olarak hiçbir ayırım gözetmeksizin O'nun kullarına infak, merhamet, adalet, emniyet ve selamet... bahşetmek değil midir?
Yasin, Turan, Hasan, Hüseyin, Aytaç ve Riyad'ça...
Kasabın sürekli yaptığı kesim işleminden kurbanı farklı kılan nedir?
Dirilmek ve diriltmek için ölmek ve ölümsüzlüğe ermek değil midir?
Dirilt bizi Ya Rab!
Putkıran İbrahim'e selam olsun!
Teslimiyet ve samimiyet abidesi Hacer ve İsmail'e de...
Selam olsun İbrahim, Hacer ve İsmail olmaya çalışanlara...
Ve mübarek olsun bayram, sesimin ulaştığı herkes ve diyarlara...