"Trump İslam düşmanı mı?

Olsa ne olur, olmasa ne olur?

İsimlerinden biri Hüseyin olan Obama`dan daha fazla İslam`a ve Müslümanlara başka ne zarar verebilir?"

Yukarıdaki üç cümle, 11 Kasım 2016 tarihli "Bembeyaz Obama, Simsiyah Trump" başlıklı makalemden.

Niye hatırlatma gereğinde bulundum?

Şöyle bir tuhaflık var:

Obama'ya nazaran, Trump'ın şahsına aşırı bir yüklenme var.

Oysa her ikisi de aynı bataklığın sineği değil mi?

Bataklığın ustaca gözden kaçırılarak sineğe dikkat çekilmesi, yeni bir Hollywood hokkabazlığının gösterimde olduğunu ortaya koymuyor mu?

Müslümanları parçalamak ve aziz İslam'ı yok etmek isteyen küresel şeytanlar, çok uluslu petrol şirketleri ve silah tüccarları, dünya siyaseti ve finansmanının iplerini elinde bulunduran siyonist akıl, oyunun böyle açıktan oynanmasını istemiyor.

Birbirleri ile didişen, çatışan, öfkelerini ve silahlarını birbirlerine doğrultan ve tarihte hiç olmadığı kadar birbirini boğazlayan Müslümanlara şok etkisi yapıp uyuyan Müslümanlar uyanabilir çünkü.

"ABD büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyacağım da ne demek?"

Aksa'nın altını zaten gizli gizli oymuyor muyuz?

Kulağa hoş gelen "İki devletli çözüm" fikri ile Müslümanları siyonist meşruiyetine razı eder hale getirmek üzere değil miyiz?

Bize yöneldiğinde bizi yok edecek Müslüman öfkesi ve potansiyelini özellikle Suriye sahasına ustaca ve büyük bir başarı örneği olarak yönlendirmedik mi?

Kimi Müslümanlar nezdinde farklı bir mezhebe ait Müslüman bir kardeşini öldürmeyi Müslüman katili bir siyonisti öldürmekten daha kutsal hale getirmedik mi?

"İslam ülkelerinden gelen mültecileri almıyoruz da ne demek?"

Amacımız, İslam Alemi'nin 'güvensiz', AB(D)''nin 'güvenli' olduğu ve Batı uygarlığının İslam Medeniyeti karşısındaki zafer göstergelerinden birinin de ülkelerimize sığınan bu Müslüman mülteciler olduğu hususu değil miydi?

Dün İspanya'dan kaçıp kendilerine el açtığımız Müslümanların bugün öz vatanlarından kaçıp bize el açmaları, beş yüz yıllık beklentimiz ve zaferimiz değil miydi?

Bu Müslüman mültecilerin zeki olduklarını tespit ettiğimiz çocuklarını kaçırıp en büyük ihtiyacımız olan beyin gücümüz lehine devşirecek olmamız, diğerlerini de hepimizin sağlığı için organ mafyalarına ve şehvetlerimiz için de fuhuş mafyalarına teslim etmemiz neyimize yetmiyor?

Tahterevalli politikamız gereği, zihinlere kazımaya çalıştığımız farklı mezhep mensubu ülkelerin aslında "ABD dostuymuş" algısını sekteye uğratacak bir adım atmamız, bizim mi yoksa Müslümanların mı işine yarayacak?

İran'ın ve ardından Irak'ın Trump'ın kararına misillemede bulunması, diri tutmaya çalıştığımız "mezhepsel çatışma çıkarma" kartımızı elimizden almayacak mı?

"Trump'ın yeni atadığı BM temsilcisi Nikki Haley'in açıktan dünyayı tehdit etmesi de ne demek?"

Bu bizim yöntemimiz değil ki?

Biz bu işi dünyanın yüzüne gülerek zaten yapmıyor muyuz?

Kendimizi deşifre etmeye ne gerek var?

Ve saire... Ve saire...

Evet, aynen böyle söylüyor pirincimizin içindeki beyaz taşı oynamaya alışık "Büyük Şeytan" ve avanesi.

Kendi yöntemleri ile eğittikleri "Bayan Şeytan Hillary"nin kaybetmesini bu yüzden hazmedemediler.

Evet, zifiri karanlık sonrası sabah yakındır inşaallah!

Cibranlı Halil'le bitirelim:

 "Eğer kış, baharı yüreğimde saklıyorum' deseydi, ona kim inanırdı?"