Hıristiyan âleminde çılgınca kutlanan miladi yılbaşı veya Noel kutlamaları, temelde İsa aleyhisselamın doğum yıl dönümü olarak lânse edilse de bunun İsa aleyhisselamın doğumu ahlakıyla, dini inancıyla hiçbir alakası yoktur. Çünkü yapılan şeyler onun ahlâk ve inanç esaslarının zıddınadır.
Bir peygamber doğumunun kutlanması adına yapılan ahlaksızca fuhşiyat, içki ve kumar gibi çılgınca işlenen hareketler, muharref Hristiyanlığın bile kabul edemeyeceği melanetlerdir. Bir peygamberi, sabaha kadar içki, kumar ve haddi aşan eğlencelerle anmak, o peygambere yapılacak en büyük hakaret, en adi bir saygısızlık ve en iğrenç bir edepsizliktir.
Aslında mevcut haliyle kutlanan miladi yılbaşı kutlamaları, Hıristiyan ve batı kültüründen neşet etmiş emperyalist bir gelenektir. Uzun kış gecelerine göre ayarlanmış, din ve ahlak dışı hareketlerle kutlanan bu etkinliğin; dine dayanan hiçbir dayanağı yoktur. İslam zaten bu tür münker ve fuhşiyatı, kesin delillerle men etmiş ve Müslümanları bundan uzak durmaları konusunda uyarmıştır:
"(Ey peygamber!) Kendi dinlerine uymadığın müddetçe ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar asla senden hoşnut olmazlar. De ki: "Doğru yol, sadece Allah'ın yoludur. Eğer sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah tarafından ne bir dost ne de bir yardımcı bulamazsın." (Bakara: 120)
Aslında Müslüman ülkelerde yapılan yılbaşı kutlanmaları, Haçlı Hristiyan dünyasının Müslüman halklara zorla dayattığı sistematik bir kültür işkencesidir. Osmanlı'nın dağılmasından sonra kendi değerlerinden de tamamen uzaklaştırmak ve unutturmak için Müslümanlara ait ne varsa her şeyi değiştirip yok saymış, yerine kendi kültür ve değerlerini yerleştirmişlerdir.
Kültür ve eğitim sistemlerini değiştirdiği gibi, gece ve günlerini ve de bayramlarını değiştirmiş, yerine kendi gün ve gecelerini koymuşlardır. Artık tatil günümüz Cuma günü değil, Hristiyan ve Yahudilerin tatil günleri olan Cumartesi ve Pazar günleridir. Bizim bayramlarımızı değiştirememişler, ama kendi bayramlarını da bize dayatmış ve yaptırmışlardır.
1980li yıllarda çok muhterem bir seydamızın ziyaretine gitmiştik (Allah rahmet etsin). Seyda, Kenan Evren'in anayasa referandumu için halktan oy istemesini şuna benzetmişti: bunun misali; zorba bir ağanın, anasını kaçırdığı zavallı köylüye de düğün davetiyesini göndermesi gibidir. Yani ‘sen de gel ananın düğününde oyna ve sevincimize ortak ol’ demesi gibidir."
Ben de diyorum ki, bu gâvurlar yılbaşlarında eğlenmeleri oynamaları neyse! Ya şu Müslümanım diye geçinenlere ne oluyor! Size ne oluyor, siz neye oynuyor, kimin düğününe oynuyor, bayramını kutluyorsunuz! Aslında bu gavurlar lisanı halleriyle şunu demek istiyorlar:
-"Küfür tek millettir" ilkesine bağlı olarak İslam düşmanlarının, Müslümanlara yönelik yapmış oldukları zulüm ve tecavüzleri kutlamak için...
-Müslümanların eğitim haklarına, kıyafetlerine, siyasi ve sosyal bütünlüklerine yaptıkları suikast, zulüm ve haksızlıkları kutlamak için...
-Müslümanları dünya liderliğinden düşürdükten sonra kendilerini güdümlü ve sömürülür hale getirip köleliğe sürüklemek ve bunu bir noktaya kadar başarmalarını kutlamak için...
-Müslümanların tek ümmet bilincini ve İslam birliğini yok sayıp Avrupa ve haçlı zihniyetini dünyaya egemen kılma emellerini ve bu yoldaki başarılarını kutlamak için...
-İslam ülkelerini birer birer işgal edip müstemleke edindikten sonra dünya hâkimiyetini kendi ellerine geçirme ve satanistçe Müslümanlara işkence edip intikam almak için...
-Mazlumların işgal edilen toprakları, akan kanları ve ağlayan gözleriyle dalga geçercesine kahkahalar atmak ve çılgınca eğlenmek için...
İşte bütün bunlar ve bunlara benzer daha nice sebepler, haçlı ve emperyalist batı dünyasının yılbaşı gecesinde eğlenmelerine ve keyif çatıp kadeh kaldırmalarına yeterli nedenlerdir. Ama bu Müslümanlar ne zaman uyanacak ve bu zalimane uygulamalara son verecektir. Allah akıl versin, sağlıklı fikir ve izan versin.