Hz. Peygamber sallallahu aleyhi veselleme ve pak ehline ağır hakaretler içeren menfur film ile saldıranlar, Hz. Peygamberi kara ve karanlık göstermeye çalışanlar, filhakika kendilerini tarif ediyorlar. Resulüllah`a isnat ettikleri şeyler, bizzat kendilerinin ayrılmaz vasıfları olduğu için kendi kendini tasvir ediyorlar. Nitekim bütün dünyada gösterilen yoğun tepkiler ortaya koydu ki, atmaya çalıştıkları o menfur iftiralar dönüp tekrar kendi suretlerine yapışmış ve çirkin suretlerini orta yere sermiştir.
Şimdi aleyhlerine olacak iki şeyden birini tercih etmek zorundadırlar: ya tükürdüklerini yalayacaklar; ya da Hz. Muhammed sallallahu aleyhi veselleme olan bağlılığın simgesi haline gelen gösteri, yürüyüş ve mitingleri hazmedeceklerdir. Dahası bu alanlarda kendilerine yağan lanetleri ve aşağılanmaları sineye çekmek zorunda kalacaklardır. Hangisini tercih ediyorlarsa etsinler, hangi taraftan tutuyorlarsa tutsunlar hüsranda oldukları apaşikârdır.
Mevcut halleri yaptıklarına pişman olduklarını gösteriyor. Arı kovanına çomak sokarak arıların saldırısına uğrayan adamın hali gibi; arıların sokmasından korunmaya çalışırken kendi kendini dövüyorlar. Şimdi Müslüman ülkelere seyahate çıkılmasın diye kendi adamlarını uyarmaktadırlar. Hatta pişman olmaktan ziyade meydanlara dökülen Müslümanları nasıl durduracak ve neyle teskin edeceklerinin planlarını yapıyorlar.
Ama bütün bunlar nafile! Artık arılar kovanın dışına çıkmışlar, çomak sokanı da iyi tanımışlardır. Artık Müslümanlar, Peygamberlerine olan bağlılıklarını yeniden tazeleyerek ve Ona uzanan elleri ve dilleri keseceğini ilan ederek asil kimliklerini ibraz ediyorlar. Bunun en güzel ve en açık örneği ise, geçen Pazar günü Diyarbakır İstasyon Meydanında yapılan dev mitingde atılan sloganlar ve havaya kalkan öfke dolu yumruklardır.
Eğer tepkilerin bu kadar ağır ve sert olacağını, bunun Müslümanlar arasında tefrikaya ve zaafa değil vahdete ve tek kuvvete dönüşeceğini bilselerdi, asla böyle bir şeye teşebbüs etmezlerdi. Bu filmi yapıp oynatmak bir yana, engellemeye bile çalışırlardı. Çünkü bu gibi oyunlarda hedefleri Müslümanlar arasında zaaf yaratmak ve moral bozukluğu meydana getirmektir. İşte burada bunu başaramadıkları gibi kurdukları hain tuzağa bizzat kendileri yakalanmışlarıdır.
Evet, geçen Pazar günü Diyarbakır İstasyon Meydanında yapılan miting; birçok ezberi bozdu ve birçokların maskesini düşürdü. Amerikancı medyaları göstermemeye, gizlemeye çalışsa da bu miting, Peygamber düşmanlarının içine büyük bir korku salmış ve yarenlerini cidden rahatsız etmiştir. Hakeza bu miting, İslam fedaileri ve peygamber âşıklarının gönlüne moral depolamış ve düşmanlarına karşı nasıl mücadele edeceklerinin yolunu ve yöntemini öğretmiştir.
Bu miting aynı zamanda, Muhammedî sevdaya gönülden ve samimi bir şekilde bağlı olan Müslümanlar ile samimiyetsiz, tavırsız korkakları da birbirinden ayırdı. Kesin ayırıcı bir mi`yar gibi kimin nerede durduğunu ve kimden yana olduğunu açıkça ortaya koydu. Daha açıkçası bu tavırlar veya tavırsızlıklar açık bir imtihana dönüşerek kimilerini aziz ve şerefli kılarken, kimilerini de zelil ve pespaye bir konuma düşürdü.
Evet, bu zorlu sınavda mevki ve makamlarına el etmeyenler, menfaat ve çıkarlarına esir düşenler, devrin hâkim güçlerini küstürmek istemeyenler bu sınavda kaybettiler; bu elemede eleğin altına düştüler ve bu rafineride katran çukuruna isale oldular. Bu onların bu dünyadaki zillet cezalarıdır. Yarın ahirette ise, Allah`ın Resulü (s.a.v), onlara soracak: Bana hakaret edenlere karşı, benimle alay edenlere karşı varlık gösterilirken, protestolar yapılırken siz neredeydiniz? Kimin saffında ve kimin yanındaydınız? İşte o gün verilecek hiçbir cevapları yoktur.
Şu ana kadar aşağılık filme karşı gösterilen tepkilerde veya bu tepkileri bastırmak isteyen güvenlik kuvvetlerinin eliyle 20 ülkede aralarında 4`ü Amerikalı olmak üzere 30 kişi hayatını kaybetti. Rabbimiz, şehit edilen Müslümanların şehadetini mübarek eylesin ve onları bizlere şefaatçi kılsın, ahirette de uğruna canlarını feda ettikleri nur Muhammed`e komşu olarak Naim cennetlerinin içine koysun İnşaallahu Teâlâ.
Sonuç olarak diyoruz ki, selam olsun onlara, selam olsun Muhammedî safta yer alanlara, selam olsun bu sevdaya tutulanlara, selam olsun nur Muhammed`e âşık olanlara, selam olsun meydanları doldurup inletenlere, selam olsun zalimlerden hesap soranlara, selam olsun zalimlerin gözüne diken gibi batanlara… Allah`a emanet olun.