Makalemizin başına seçtiğimiz bu başlık, bir Arap atasözüdür. Bunu başlık olarak seçmemizin nedeni ise, aksiyoner bir harekete motivasyonu sağlayan bir nasihati hatırlatmak içindir. Manası: “Durmaksızın sürekli hareket halinde olmayı sana tavsiye ederim!” Eskiden doğu medreselerinde Seydalar, talebelerin gayretini biraz daha kamçılamak için hep bunu hatırlatırlardı. Açıklamasını da şöyle yaparlardı:

İlmi olarak kaydedilen bir aşamadan hemen bir sonraki aşamaya geçmek, bitirilen bir lisanstan hemen bir üst lisansa geçmek suretiyle sürekli ve kesintisiz bir eğitim halinde olmaktır. Hakeza seyrusülukta kat edilen manevi bir merhaleden daha büyüğüne ve daha yükseğine geçiş yapmaktır. Aynı şekilde kazanılan veya öğrenilen bir meslekten hemen sonra bir başkasına veya bir üst basamağına geçmek suretiyle sürekli yakaladığı her yeni fırsatı yerinde ve zamanında değerlendirmesini ve kullanmasını başarabilmektir. 

İşte ‘Ahde vefa`, Diyarbakır İstasyon Meydanı`nda, kapatılan Mustazaflar İle Dayanışma Derneği, tabanına böyle bir motivasyonu pompaladı. Öyle ki, derneğin resmen kapatılmış haberi ile başlatacağı yeni hareketin müjdesini birden verdiler.  Böylelikle bir yandan kapatılan derneklerinden dolayı tabanın öfkesini biraz daha bilerken, öbür yandan da başlatılan hareketin müjdesini vermekle de aşk ve heyecanlarını daha da artırdılar ve ince bir manevrayla aleyhlerine işlenmek istenen süreci, lehlerine dönüştürmüş oldular.

Dün İstasyon Meydanında toplanan o muhteşem ve mahşeri kalabalık, estirilen o manevi hava ve coşkulu meydanda dolu dolu aşk vardı, heyecan vardı, sadakat ve ahde vefa sözü vardı. Hep bir ağızdan tek yumruk gibi Mustazaflar`a: “sonuna kadar arkanızdayız, doğru bildiğiniz istikametinizden şaşmadan dosdoğru yürüyün, dimdik durun, anca beraber kanca beraber” dercesine sadakatlerini gösterdiler, desteklerini bildirdiler ve biatlerini tazelediler.

Evet, Mustazaflar camiasının hayatında bir dönem kapandı ve yepyeni bir dönem başladı. Bir sayfa dürüldü arşive kaldırıldı, ama bembeyaz bir sayfa daha açıldı. Bu dönemin yeni yol haritası ise, bundan sonra işleyecek süreçte belirginlik kazanacak. Ama şu bir gerçektir ki, artık Mustazaflar bundan sonra bir dernek olarak değil, birçok derneğin ve cemiyetin bağlı bulunacağı bir hareket olarak yoluna devam edecektir. Görünen köy kılavuz istemez. Zira bu vücut epey büyüdü artık bu elbiseye sığmaz.

Ne var ki, bu hareketin büyümesini, varlık göstermesini istemeyen, hazmedemeyenler şimdiden bir telaş sarmıştır onları. Gerek bu güne kadar İslam`ı bir kabuk olarak kullanarak onun üzerinden semiren, aslında ise ruhundan tamamen uzak olan AKP gibi muhafazakârlar olsun ve gerek bu halkın hem ruhunu, hem de beynini kemirip sömüren BDP gibi ulusalcı Marksistler olsun ciddi şekilde rahatsızlık duymaktadırlar. Zira ikisi de kan kaybetmekte, alan kaptırmaktadırlar. 

Tabi ki, bunu istemez, hazmedemezler. Ama Mehmet Göktaş hocamızın dediği gibi: isteseler de istemeseler de artık bize alışacak ve bizi hazmetmek zorundadırlar. Zaten ikisinin de miadı doldu. Artık bu halk, kimin ne olduğunu iyi anlamış, gerçek sahiplerini de çok iyi tanımıştır.

Biz de bu kutlu kervana, bu genç ve dinamik harekete: “aleyküm bil hareketi min gayri sükûn=durmaksızın harekete devam” diyoruz. Yolunuz aydınlık, ufkunuz geniş ve bahtınız açık olsun. “Nerede hareket, orda bereket” vardır. Hareketin olmadığı yerde pısırıklık vardır, uyuşukluk vardır, tembellik ve dağınıklık vardır, korkaklık ve çaresizlik vardır. Mustazaflar`ın kitabında ise, böyle bir şey yazmıyor zaten.

Son olarak şunu diyoruz: fazla tasalanmaya üzülmeye gerek yok. Bir şeyin kullanma müddeti dolmuşsa zaten yenilenmesi, değiştirilmesi gerekir. O halde yeni bir tabela ile yola devam! Mühim olan tabiatların, düşüncelerin ve ilkelerin değişmemesidir. Tabelalarla tabiatlar değişmez. Hele Mustazaflar gibi düşünce ve ilkelerini vahiyle şekillendiren hareketler, değişmemelidir.  Pes etmek, vahiyle beslenenlerin kitabında yoktur. Onlar bu işlere zaten alışıktırlar. Hayatları çile ve zorluklarla doludur. Gerekirse yine dağlar üzerinden yalın ayak yürürler. Onları tanıyanlar, bu işlerde ne kadar sabırlı ve ne kadar kararlı olduklarını çok iyi bilirler.