Ne oluyor şu israil itine!.. Son bir haftadır özgürlüğüne kavuşan Suriye’nin toprak bütünlüğünü ihlal, silah depoları ve hava savunma sistemlerinin yanı sıra 320 kadar stratejik hedefi bombalama cüreti de neyin nesi!.

Golan’ı işgal altında tutarken Suriye’nin Şeyh Dağını, Kuneytra’yı da işgal etmekle Gazze’de soykırımı devam ettirirken Lübnan sonrası üçüncü bir cephe mi açmak niyetinde!.

Başta Türkiye olmak üzere çevre İslam ülkeleri bu eşkıyalığa dur demeyecek mi? Dışişleri Bakanlığı’nın, "israilin, 1974'te imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması'nı ihlal ederek Suriye topraklarında ilerlemesini şiddetle kınıyoruz." açıklaması, siyonist israilin umurunda mı ki!..

432 gündür soykırım yapılan Gazze için dünyanın dört bir yanından milyonların protestolarına aldırmayan siyonist teröristlerin, yardım tırlarını Refah sınırından geçiremeyen Müslüman ülkelerin kınamalarından mı çekineceğini zannediyorsunuz!..

Kendinizi avutuyorsunuz.. israil, uluslararası sistemi inşa eden ABD ve İngiltere’den aldığı destekle hiçbir uluslararası kurumu, anlaşmayı, sözleşmeyi ve hukuku kâle almazken size ne oluyor da size darbe-ler vuran düşmanınızın uymadığı göstermelik uluslararası hukuk kurallarına uyma mecburiyetinde hissediyorsunuz kendinizi!..

Beş daimi üyenin tasallutu altındaki BM’ye göre de işgalci ve soykırımcı olan siyonist rejim, işgal üstüne işgal yapabiliyorken, garantörü konumunda olduğunuz Suriye’nin özgürleşen halkının meşru hükümetinin talebi doğrultusunda ülke sınırlarını koruma görevini üstlenmek gibi meşru bir girişimde bulunmak neden zor!..

Kötülüğün namı diğer adı “israilin arkasında ABD var, biz girersek iyi olmaz, ülke güvenlik tehdidi yaşar, ekonomi çöker.” gibi bitmeyen korkularla emperyal güçleri gözlerinde büyütenler; “Allah’ın da bir hesabı var” faktörünü hesaba katmadığınızdan olmasın tüm bu zelil, aciz duruşlar..

Müslüman ülkelerin yalnız bıraktığı Gazze’deki bir avuç direniş erinin, siyonist çete ve ABD’nin başını çektiği emperyal devletlere karşı 14 aydır verdiği mücadele, iman gücü ve Allah’ın yardımı ile değil mi peki? İnşallah bu inanç, Kitabı ve Peygamberi bir bölge halklarımızı, siyonist emperyalizmin sinsi oyunlarına karşı uyandırıp birleştirir de bu birlik Gazze, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın da özgürlüğüne giden yol olur.

Suriye halkının özgürlüğüne kavuşması da; Gazze’nin bu örnekliği ve öğretileri sonucu dünyada hiçbir şeyin artık eskisi gibi olamayacağı sürecinin başlamasının İslam beldeleri nezdindeki ilk meyvesidir.

Ancak bu kazanımın korunması ve yüz binlerce insanın canına mal olan on yılların mücadelesinin heba olmaması ve yeni bir kaos ortamının oluşmaması için çok ciddi tedbirlerin alınması gerekiyor. Burada Suriye savaşının başlamasıyla en büyük mülteci yükünü çeken Türkiye’ye büyük görevler düşüyor.

Türkiye’nin Libya ile yaptığı deniz yetki ve ülke içi askeri anlaşma modeli gibi Suriye’nin yeni hükümetiyle de acilen askeri, ekonomik ve deniz yetki anlaşmaları imzalanarak ülkenin toprak bütünlüğü korunmalıdır.

Siyonist israil, işgal altında tuttuğu Golan ve henüz girdiği Suriye topraklarından derhal çıkarılmalıdır.

Çevre Müslüman ülkeler, terör rejimi israilin, Suriye’nin dikta rejiminin yıkılışını kendi siyonist emelleri için fırsata çevirmesi karşısında teyakkuzda olmalıdır.

Yok eğer hâlâ biz müdahale edemiyoruz şeklindeki acizlik modundan kurtulamamışsanız o zaman asıl şu andan itibaren Suriye İslam topraklarına hava savunma sistemleri konuşlandırılıp İHA, SİHA’larla desteklenmelidir. Aksi halde bu saatten sonra Suriye’ye sirayet edecek her kaos başta Türkiye olmak üzere çevre ülkelere de yansıyacak, bu biline…