Nihayet iyi bir gelişme yaşandı. Lübnan Hizbullah hareketi, siyonist terör rejimini durdurmayı başardı. Komuta kademesinden birçok ismi kaybetse de tıpkı 2006 zaferi benzeri bir başarı elde etti.

Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum; israilin Gazze’ye yönelik saldırılarına dünya kamuoyunun gösterdiği tepkinin onda biri Lübnan için gösterilmemesine rağmen işgal rejimi ateşkes yapmak zorunda kaldı. Neden mi; çünkü havadan verdikleri zayiatı karadan perçinlemek için her hareket ettiklerinde Hizbullah karşısında büyük askeri kayıplar verdiler. Ayrıca yedek askerlerin, bu ölüm cephesine gitme konusunda ayak diretmesi, siyonist rejimi ateşkes imzalamaya zorlayan sebeplerin en önemlisi. Bu da bir kez daha gösteriyor ki; terörist israil laftan değil, ancak güçten anlıyor.

Gazze’ye yönelik saldırılar ise 14. ayında halen sürüyor. Özellikle terör şebekesinin muhasara altında tutarak katliamlar yaptığı, halkı zorla göç ettirdiği Gazze’nin kuzeyi ise çok zor durumda.

Bunca zamandır görünen odur ki siyonist terör rejimi askerleri, Kassam mücahitleriyle savaşmıyor, sadece tespit edebildiklerini hava harekâtlarıyla binlerce tonluk bombalarla katlediyorlar. Tankların içerisine gizlenmiş fareler gibi savaşıyormuş gibi duran terörist siyonistler ve de paralı askerlerin yaptığı tek mel’anet; yetmiş yaşından, ana rahmindeki bebeğe değin soykırım yapmak!.

Siyonist terör hareketinin nihai amacı; direnen, direnişe destek çıkan tüm Filistin halkını tehcir ederek ve soykırımdan geçirerek Filistin topraklarını Yahudileştirmek!.. Bu insanlık dışı gelişme; ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin terör rejimi israile hibe ettiği silah, uçak, askeri teknolojiler, istihbarat ve finansal güç sayesinde gerçekleşiyor. Ancak tüm bu beşeri güç ve abluka karşısında yardımını sadece Allah’tan alan HAMAS ve İslami Cihad hareketleri, çok kısıtlı imkanlarına rağmen Gazze’de büyük bir destan yazıyor.

Şu anda Gazze genelinde; gıda, ilaç ve havaların soğumasıyla birlikte giyecek elbise ve battaniye ihtiyacının had safhada olduğu belirtiliyor. Maalesef İslam ülkeleri bu süreçte çok kötü bir imtihan verdi. Vahşeti durduramadıkları gibi Gazze’ye yeterli yardımların ulaşmasını da sağlayamadı. Bu büyük vebal 57 İslam ülkesinin boynunda durmaya devam ediyor. Ta ki biri çıkıp siyonist terör rejiminden hesap soruncaya dek..

Lübnan’da gerçekleşen ateşkesin kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi ve Gazze’de de yapılması konusunda İslam ülkeleri uluslararası diplomasiyi bir an önce harekete geçirmeli. Gerçi ABD’nin bunak Başkanı Joe Biden, Lübnan’da gerçekleşen ateşkesin önümüzdeki günlerde Türkiye, Mısır ve Katar aracılığıyla Gazze’de de olabileceğine dair açıklamalarda bulundu.

Ancak Gazze’de bir ateşkes yapılacaksa bu ateşkes kalıcı olmalı ve siyonist rejim ile destekçilerinin menfaatleri doğrultusunda değil, tüm siyonist unsurların Gazze’den çekilerek karşılıklı esirlerin bırakılmasıyla mümkün hale getirilmeli. Çünkü siyonist işgal rejiminin 14 aydır saldırılarını sürdürdüğü Gazze’ye yönelik bir başarı hikayesi yok. Aksine bunca askeri güce rağmen küçücük şehirdeki esirlerine ulaşamadığı gibi bilakis çok büyük askeri kayıplar verdi. Başarısızlığının hıncını ise nihai hedefi Filistin topraklarını Yahudileştirmek olan proje gereği çoğunluğu kadın ve çocuklardan olan 50 binden fazla insanı vahşice katletmekle çıkardı.

Dolayısıyla sahada canlarını verenlerin savunduğu Filistin topraklarının kazanımı, masada, mücadeleden uzak rahat koltuklarında israille işbirliğine her daim hazır bekleyen hainlere teslim edilerek kaybedilmemeli!..

Nihai olarak; öldürmeyi kendilerine bir yaşam felsefesi gören ve bundan büyük bir keyif alan insanlık yoksunu ete kemiğe bürünmüş bu asalak siyonist zihniyetten bir an önce kurtulmadıkça, insanlık ailesi rahat etmeyecektir.