CHP hiç değişmedi, değişmeyecek.. Geçmişi ne ise bugünü de o.. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bir etkinlikte laikliğin evrensel tanımı ile CHP’nin laiklik anlayışı arasındaki uçurumu anlattı.
CHP’nin laiklik anlayışının 1940'lı yıllarda camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşın Kur'an öğrenmesini yasaklamak olduğunu dile getirdi. Bakan Tekin, geçmişte yaşanan acı hatıralara ve bir asırdır değişmeyen geri kalmış zihniyete dikkat çekerek önemli bir çıkış yaptı.
Zira Türkiye’deki Laiklik anlayışı ve uygulanma biçimi, anavatanı Fransa’dan bile katı, sığ ve çok daha kanlı. Hatta, CHP patentli bu Kemalist laik uygulamanın dünyada bir benzeri yok..
Evrensel laiklik, tüm dinlere eşit mesafede dururken, CHP’nin Kemalist laiklik anlayışının temelinde İslam düşmanlığı yatıyor. Ve bunu devlet yönetimine dayatarak değişmez bir kural olarak yaşatıyor. Mesela Yeni Anayasa için aşılamayan mevzu da bu sorundan kaynaklanıyor.
Bakan Tekin’e cevap, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den geldi. Özel, "CHP ne camileri ahır yaptı ne de kapattı” diyerek cephanelerin akşam ıslanmaması için camilerde samanların üzerine bırakıldığı şeklinde trajikomik bir savunmada bulundu.
Geçmişin CHP iktidarının bu ülke Müslümanlarına ne zulümler yaptığına onca belge, bilgi ve milyonlar şahitken insan ne dediğine, neyi savunduğuna bir bakar da öyle konuşur be başkan..
Bu konuda Vakıflar Genel Müdürlüğünün ve Başbakanlık Devlet Arşivlerinde çok önemli bilgi ve belgeler mevcut.
Sayın Özel; 1923-1950 arası CHP iktidarı döneminde tam 2815 caminin kapatılıp satıldığını biliyor musunuz? Benim ki de soru işte; elbette biliyorsunuzdur..
İsterseniz o dönemi birazcık anımsayalım…
Dönemin CHP iktidarı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın camilerin satışına dair yeterince istekli olmaması nedeniyle işi Evkaf Umum Müdürlüğü’ne veriyor. Tüm kolaylaştırmalara rağmen halk cami satışlarına rağbet etmeyince, Valiliklere gönderilen genelgede "Camilerin yıkılarak; enkazının ayrı, arsasının ayrı satılması" öneriliyor.
Mesela Evkaf Umum Müdürünün, Tekirdağ Valiliğine yazdığı bir genelgede “Gazete ilanlarında, cami ve mescit olarak yazılmamasını, harap vakıf malı yazılması" belirtiliyor.
Bu tabir Kemalizm’e has laikliği savunabilesiniz diye tam da sizi aklamaya yönelik zihniyet ecdadınızdan ısmarlanmış yalan bir hamle Özgür Bey..
Ayrıca gerekli olmadığı halde orduya verilen 488 cami depo, at ahırı, samanlık, vs. olarak kullanılmış!. Beşinci Harem-i Şerif kabul edilen Diyarbakır Ulu Cami bile o dönem ahıra dönüştürülmüş mukaddes mekanlarımızdan biri..
1933 yılı CHP iktidarında yıktırılan bir cami de Afyonkarahisar'daki Umurbey At Pazarı Camii’dir. Bu cami, Yıldırım Beyazıt'ın Anadolu Beylerbeyi Kara Timurtaş Paşa'nın oğlu Umur Bey tarafından 1455 yılında yaptırılmış. Cumhuriyetin 10. Yıl hatırası için 1290 TL'ye Afyon Belediye Encümenin 1168 nolu kararıyla kamulaştırılan Camii yıktırılarak yerine Avusturyalı heykeltıraş H.Krippel'e 59.446 TL'ye Zafer Anıtı yaptırılmış. Açılışını da 24 Mart 1936’da Başvekil İsmet İnönü yapıyor.
Tam da zihniyetinize özel bir hizmet anlayışı değil mi Özgür Bey? Cami yıktırıp heykel yaptırmak! Aradaki para vurgunu da günümüze değin heykel hizmetinde kalıtsal bir alışkanlık galiba..
Tüm bunlar neden mi yapıldı? Batılı ülkelerin, İslam alemine önderlik yapan İslam beldemizin bir daha ayağa kalkmaması, batıya karşı durmaması içindi.. Geride bıraktığı aparatlarınca halkın dili, kılık kıyafeti değiştirilip cehalete sürüklendi. En önemlisi de insanlığın memba-ı olan Kur’an eğitimi yasaklandı, Alimler asıldı, Camiler yakılıp yıkılarak ülke batının müstemlekesi haline getirildi.
Ancak zulüm ilelebet sürmez. Bu halka yüzyıldır dayatılan batılı bağnaz, din düşmanı sapkın ideolojik maya artık tutmuyor.