Dokuz ayda doksan bin tona yakın bomba yağdırdılar Gazze’ye. Neredeyse bombalanmamış yer yok abluka altındaki şehirde. Gazze’ye atılan bombalar Hiroşima, Nagazaki’ye atılan nükleer bombalardan çok çok fazla. Enkaz altındakilerle birlikte 50 bin insan katledildi.
Bu sayının yüzde 70’i çocuk ve kadın.. 100 bin civarında yaralı var. Siyonist teröristlerin bilinçli olarak Filistinli çocuk ve kadınlara yönelik soykırımı, nesli yok etme planı çerçevesinde işletiliyor.
7 Ekim’den bu yana Gazze’de gerçekleşen vahşi katliam, açlığa maruz bırakma, soykırım; son yüzyılda tüm dünyada gerçekleşenlerden çok daha fazla ve en acı olma özelliği taşıyor.
Buna rağmen 57 İslam ülkesinin şu ana kadar Filistin halkına yapılan bu vahşi katliamları durdurmaya yönelik bir adım atmaması, hatta yardımları Gazze’ye ulaştıramama acziyeti, utancın en dip halidir. Siyonist rejimin yaptığı katliamları meşru gören Batılı ülkeler ise en başından bu yana siyonist rejimi açıktan destekleyerek soykırıma ortak tavırlarını sürdürüyor.
Ya Birleşmiş Milletler’e ne demeli peki?
İşgalci israil’in canlı yayınlar eşliğinde yaptığı soykırımla şu ana kadar imza altına alınmış tüm uluslararası insan hakları ve savaş suçları sözleşmelerini hiçe sayan cüretkarlığına rağmen harekete geçmemesi soykırım suçuna ortaklık değil mi?
Bence bu saatten sonra BM’ye de bir şey demeye gerek yok. Çünkü sözün bittiği yer çoktan aşılmış ve BM’nin işlevini yitirmiş olduğu kanıtlanmış durumda.
Madem tüm batılı ülkeler terörist olduğu halde israil’e destek sunarken BM suskun, 57 üyeli İslam İşbirliği teşkilatı(İİT) acizlikten kıvranıyorsa; o zaman yapacak tek bir şey var..
Kendi göbeğini kendin kesmek..
Filistin halkının temsilcisi HAMAS, acilen Filistin Devleti’ni ilan etmelidir.
Böylesi siyonist bir zalimlik karşısında ölüm kalım savaşı verirken seçim meçimle uğraşmak abesle iştigal etmektir. Sözde demokrasinin kurucuları olan batının ekmeğine de yağ sürmektir.
Tüm Filistin şehirlerinde belirlenen bir gün ve saatte halkın meydanlara inerek siyonist terörü lanetleyip, HAMAS’a desteklerini sunmaları yeterli.
Batılı ülkelerin desteklediği işgalci siyonist dokuz aydır havadan, karadan ve denizden yüksek teknolojik silahlarla saldırmasına rağmen Kassam mücahitleri kıt imkânlarına rağmen muazzam bir direnişle destan yazıyor.
Bunu bir de Filistin Devletini ilan ettikten sonra her devlet gibi kuracağı resmi bir ordu ve satın alacağı, tank, uçak, helikopter, İHA ve SİHA’larla israil’in terör saldırılarına karşı kullandığını düşünün..
Birileri çıkıp da böyle bir girişimin illa da batının onaylayacağı, BM’nin zaptürapt altına alacağı bir kararla olacağını söylemesin!
Yok artık öyle bir dünya.. Tüm dünya halklarının inancına göre ne batılı ülkelerin, ne de BM’nin hükmü kalmamıştır.
İster doğuda, ister batıda olsun fark etmez; yönetimler, halklarını kandırabilir ama artık gerçekleri saklama gibi bir lüksleri yok.
Batılı ülkeler, israili soykırım yaptığı halde desteklerken, kendinden gördüğü Ukrayna’ya yüz milyarlarca dolar, silah yardımını üstelik karşılıksız yaparken; milyarlarca insanın gönlünde kabul görecek olan Filistin Devleti neden ve üstelik parasıyla silah alamasın?!.. Bu, hayal değil, gerçekleşmesi bir an meselesi..
Sizce böyle bir güç karşısında işgalci siyonist diz çökmez mi? Elbette çöker.. Çünkü siyonizm ancak güçten anlar…