Geçtiğimiz Pazar günü Refah’ta bez çadırları füzelerle vuran terörist israil, yine onlarca çocuk kadın ve erkeği katletti. Bu vahşi saldırılar hafta boyunca devam etti. Burası BM’nin sözde güvenli bölge diye adlandırdığı alandı.
Katliam sonrası dünyanın dört bir yanındaki vicdan sahibi insanlar yine sokaklara indi. Ancak siyonist teröristlerin şuana kadar yapmadık katliam, aşmadık kırmızıçizgi bırakmamasına rağmen harekete geçmeyen Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki 57 İslam ülkesini, son çadır katliamı da harekete geçiremedi.
Bu durum; kınamaların ötesine geçmeyen İİT ve BM’nin işlevselliğini yitirdiğinin kanıtıdır artık. Gün, batılı emperyalistlere karşı çıkacak, siyonist vahşileri durduracak, dünya halklarına adaleti tattıracak yeni bir dünya düzenini inşa etme vaktidir.
“Çadırkent Katliamı” sonrası sosyal medyaya düşen bir annenin üç yaşındaki evladına veda ettiği videoyu izlemediyseniz, izleyip iman tazelemenizi tavsiye ederim.
İzlerken tüyleriniz diken diken olacak. Gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız.
Ya Rabbim; bu nasıl bir teslimiyet, bu nasıl bir tevekkül, bu nasıl bir sabır ve şükür..
Bir anaya çocuğu için öleceğini bile bile ateşe atılmaktan vazgeçmeyeceği merhameti bahşeden Allah’ım.. Gazzeli Anne babalara öyle bir iman nasip etmişsin ki Seni görüyormuşçasına inanıyor, yaşıyor ve Senin verdiğin canı, malı yine sekinet içerisinde teslim ediyorlar.
Üç yaşındaki Eyyub’unu şehid veren ananın ciğerparesini Allah’a ısmarlarken “Sen yeter ki razı ol Ya Rabbi..” yakarışındaki samimiyet ve teslimiyetin, insanı nasıl da Mele-i A’lâ’ya yükseltebileceğini idrak ettiriyor.
Adeta Allah’ı görüyormuşçasına bir imanla konuşuyordu Eyyub’un annesi. Konuşmaları, hal ve hareketleri; 1400 sene önce dünyaya teşrif edilen Efendimiz Hz. Muhammed’in(Sallallahu Aleyhi Vesellem) yetiştirdiği sahabeler gibi.
Sanki Medine’de Hz. Peygamberin namaz sonrası sohbet halkasından yeni kalkmış gibi halleri var Gazze halkının...
Siyonist teröristlerin her onlardan birilerini katlettiğinde, şehidlerini uğurlarken Allah’a Tevekkül, Hz. Peygambere, sahabelerine selam gönderiyorlar Gazzeli analar, babalar ve direnişin aslanları...
Çekilen videoda; Eyyüb’unu cennete uğurlayan mübarek annenin gah Rabbi ile hasbihali, gah ciğerparesini Cennete uğurlayışı da samimi bir imanın vücut bulmuş halini resmediyor..
“Elhamdulillah Ya Rabbi; Yeter ki Sen razı ol Ya Rabbi.
Beni de affet Ya Rabbi..
Bana çocuklarımla şehid olmayı nasip etmediğin için, hayatta kaldığım için üzgünüm..
Allah’ım, çocuklarıma yetişip bana da şehid olmayı nasip et.”
Sonra şehid yavrusuna dönerek;
“Sorun değil yavrum, sen Rahman’la berabersin. Firdevs içinde yavrum..
Hayatım boyunca hep cennet kuşlarım olsun istedim.. Rabbim de onları cennet kuşları olarak aldı.
Rabbim işlerini kolaylaştırsın Eyyub..
Ona Eyyup adını verdim; Sabır ile bilenen Peygamberimiz Eyyub’un hikayesi için..
Ben de sabırlıyım yavrum..
Sorun değil yavrum..
Cennette şehitsin yavrum.
Peygamber ve arkadaşlarının yanında.
Ammar bin Yasir’in yanında.
Peygamber ve arkadaşlarına ve Ebubekir’e selam söyle.”
Bir isyan kelimeye rastladınız mı; ya da bir dünya sevgisi? Sarf edilen sözler içerisinde günümüz dünyanın dört bir yanında gerçekleşen ölümlerin ardından yapılan ağıt ve yakarışlardan bir kesit var mı?
Yok, bulamazsınız.
Çünkü onlar; Allah’a inanan, indirdiği Kur’an’a ve alemlere rahmet olarak gönderdiği Hz. Peygambere kalpten iman edip, bunu yaşayarak ortaya koyuyorlar.
Gazze’de yaşanan her şehadet, her direniş, her haykırış; ümmete ve insanlığa birer mesaj ve uyanışı beraberinde getirmekle birlikte temiz fıtrata dönmeye yani İslam’a çağırıyor.
Not: (Videoyu paylaştığım linkten izleyebilirsiniz.) https://x.com/Msaidozcan/status/1795091415732547715