Her gün yüzlerce şehid verilmesine rağmen Gazze’de daha ne olmasını bekliyoruz Allah aşkına.. İslam ülkeleri yöneticileri, işgalci terörist rejimin, Gazze’ye nükleer bomba atmasını mı gözlüyor acaba!..
Yapılan barbar katliamlarla birlikte abluka dolayısıyla baş gösteren açlıktan ölümler, bizi insanlığımızdan soğuttu. Bunun sorumlusu; imkânları ölçüsünde Filistin’e askeri destek sunmayan, siyonist işgalciye çatmayan, ticaretini kesmeyen, ilişkileri devam ettiren Müslüman ülkelerdir. Kimi ülkeler utancı, kimileri ise ihanetin vebalini taşıyacaklar.
Oysa Gazze’deki bir avuç yiğidimizin 145 gündür direndiği düşmanlarımızın güçlü olsalar da iman, cesaret ve kararlılık karşısında yenilebileceğini ispatlamış durumdalar.
Halkların kendi iradeleriyle seçtikleri yöneticiler, daha ne zamana kadar batılı emperyalistlerin tahakkümü altında kalacaklar? İzzeti kuşanmanın zamanı gelmedi mi?..
İslam ülkelerinin kınamanın ötesine geçmeyen zul hali, bir parça da Müslüman halklara yansımış olmalı ki; İslam beldelerinin hiçbir meydanında yer yerinden oynamıyor! Siyonist elçilikler adeta ziyaret edilir gibi pasif sloganik protestolarla son buluyor.
Ancak etkili protestolarla yönetimlerini zor durumda bırakan halklar da var. Gazze okulu ve insanlığın öğretmenleri, Avrupa halklarının uyanışına vesile olduğu için seviniyoruz. Ama Gazze’miz soykırıma uğrarken halklarını pasifize etmeye çalışan İslam ülkelerinin ve bu durumu normalmiş gibi kabullenen Müslüman ahalinin hâli, hüzünlendiriyor.
Gaflete düşüp çıkmak istemeyen ve ihanet içerisinde olan İslam beldelerinin yöneticilerine söylenecek tek söz vardır; Allah (Celle Celalühü) elinizde tuttuğunuz yönetimleri devirsin, yerinize ehil, cesur Müslüman idareciler getirsin..
Ancak yüreği yanıp gizli gizli bir şeyler yapmaya çalışan ama bu yeterli gelmeyince durup bekleyen, seyreden İslam ülkeleri yöneticilerinin hâli de hâl değil. Olmaz, böyle olmamalı. Her seferinde “devlet duygusal yönetilmez” diyerek siz idarecileri, ‘Kraldan çok kralcı’ bir üslupla savunan geçmişten görme bürokratlarınızı derhal kovmalısınız.
Yerlerine hak üzere olduktan sonra kaybetmeyi de göze alan ‘seferden sorumlu, zaferi Allah’tan bekleyen’ dirayetli cesur devlet adamlarını getirmelisiniz. Zafer inananlarındır ve inananlar asla kaybetmezler.
Bu süreçte devletlerinin kendilerine uyguladığı yaptırımlara rağmen Müslüman halklardan daha çok meydanları doldurup etkili protestolar yapan batılı halkları bir kez daha tebrik ediyorum..
Etkili ve de ölümcül eylemlerden biri de geçtiğimiz 25 Şubat Pazar günü yaşandı. 25 yaşındaki Aaron Bushnell adlı ABD’li bir asker, Gazze’de yaşatılan soykırım dolayısıyla siyonist israilin Washington büyükelçiliği önünde üstüne benzin dökerek kendini yaktı.
The New York Post’a konuşan yakın bir arkadaşı, Bushnell’in ABD ordusuna dair “gizli bilgileri” öğrenmesinin ardından 24 Şubat’ta kendisini aradığını anlatmış.
Bushnell’in, kendisine “ABD ordusunun Filistin’deki birçok Filistinliyi öldürerek soykırıma dahil olduğunu” anlattığını belirterek gazeteye demeç vermiş.
Bushnell’in Hava Kuvvetlerinde istihbarat verilerini işleme sürecinde görev aldığını belirten arkadaşının anlattıkları, Bushnell’in eylem öncesi yaptığı kayıtta söyledikleriyle uyuşuyor.
ABD Hava Kuvvetlerinin, Bushnell’in 70. istihbarat, gözlem ve keşif kanadında siber savunma operasyonları uzmanı olarak görev yaptığını açıklaması da, arkadaşının, Bushnell hakkında gazeteye verdiği demeci doğruluyor.
Bushnell, ülkesi Amerika’nın birçok İslam beldesinde yaptığı katliamları son olarak Filistin’de soykırım şeklinde devam etmesine isyan etmiş, “..Ve artık soykırımın suç ortağı olmayacağım.” diyerek ölüme gitmişti.
Çektiği cep telefonu kaydının devamında, “Aşırı seviyede bir protestoya kalkışacağım. Ancak Filistinlilerin yaşadıklarına kıyasla bu hiç de aşırı sayılmaz. Yöneticilerimizin normal olduğuna karar verdiği şey de bu...” diyerek nefesi kesilene kadar "Filistin'e özgürlük" diye bağırıyor.
Bushnell de Rachell Cori gibi vicdanı kirlenmemiş bir Amerikalıydı.
Hani Filistinli bir aileye ait evin yıkılmasını önlemek için israil tankının önünde duran ancak siyonist canilerin durmayarak ezdiği Rachell Cori…
Onlar, İslam fıtratı üzere doğan ancak daha sonra anne babalarının Hristiyan olarak yetiştirmelerine rağmen akıl ve kalplerinin, iradelerini temiz fıtratla buluşturduğu şerefli kimselerden idiler.
Rabbim vicdanı kirlenmemiş, yüreği insanlık için yanan bu insanların sayılarını artırsın. Çünkü, devletlerinin, siyonist barbarlara verdiği desteği geri çektirecekse, vicdanlı bu halkların etkili protestolarıyla olacak gibi..
Eğer ABD ve Avrupa devletleri bugün silah ve lojistik desteği keserse siyonist işgalci yarın saldırılarını durdurur. Çünkü Kassam siyonist teröristlerin iflahını kurutuyor, nefeslerini kesiyor, onlara kök söktürüyor.
Onun içindir ki ABD ve siyonist rejim; son birkaç gündür sürdürülen ateşkes görüşmeleri çerçevesinde sahada kaybettiklerini masada kazanmanın yollarını arıyorlar ama nafile.. HAMAS lideri İsmail Heniyye, böylesi sinsi siyaset oyunlarına izin vermeyeceklerini açıkladı.
Bu anlamda tüm duyarlı STK’ları ve vicdan sahibi tüm insanlığı son bir gayret Gazze halkının kurtuluşu ve zaferi için protesto gösterilerini artırmaya ve boykotu savaş bitse de sürekli uygulamaya davet ediyorum.