Cuma günü Lahey’de bulunan Uluslararası Adalet Divanı'ndan (ICJ) ara karar çıktı. Güney Afrika’nın, siyonist israil’in yaptığı soykırımları taşıdığı mahkeme, 15 evet 2 hayır oyuyla işgalci israil’i suçlu buldu.
Kararın uluslararası anlamda israil’in işgalci bir rejim olduğunun tescili ve yaptığı soykırımla terörizminin deklare edilmesi açısından önemli.
Ancak mahkemenin açıkladığı kararın gerekçesi, israil’in saldırılarını ‘Soykırım olmayacak şekilde yürütebileceği’ne dair adeta onay verir gibi anlaşıldı.
Mahkemenin, HAMAS’a yönelik açıkladığı kararda ise Kassam’ın elinde tuttuğu ‘Esirleri derhal serbest bırakması’nı isteyerek ‘Gazze’yi işgalci israil’e teslim et’ dercesine bir söylemde bulundu.
Hem nalına hem mıhına türü bu karar içimizi rahatlatmadığı gibi aksine işin içinde şer güçlerin karıştığı bilinçli sinsi bir oyunun olabileceği şüphesini uyandırdı.
Mahkeme kararının geçerliliğinin olabilmesi için işgalci israil’in saldırılarını hemen durdurması gerekirdi. Ama bırakın saldırıları durdurmayı işgalcinin sözde savunma bakanı çıkıp mahkemeyle ‘Lahey mahey’ diye dalga geçti. Netanyahu da açıklama yaparak saldırıların devam edeceğini söyledi. Yani mahkemeyi (ICJ) takmadılar.
Uluslararası mahkemenin kararının genel itibarla israil’i suçlu bularak dünya halklarının, özellikle de meydanları terk etmeyen Avrupa halkının gazını almayı umduğunu düşünür oldum. Mahkemenin aslında israil’i bağlayıcı bir yaptırımda bulunmadığı gibi sahada diz çöktürülemeyen HAMAS’ı masada yargı eliyle diskalifiye etme çabası içerisine giriştiği kanaati de oluşturdu bende…
Yine en başa dönelim o zaman… Devletini de ilan etse, işgalci bir rejim olduktan sonra yok “7 Ekim’de bana saldırdı” diyen terörist israil’e cevaben, direniş hareketi HAMAS’ın “1948’den bu yana insanlarımı katlediyor, topraklarımı işgal ettiğin içindir” karşılığı, hakkaniyetli olacaktır.
7 Ekim’de aldığı darbeyi, havadan kimyasal bombalarla saldırarak 20 bin çocuk ve kadın toplamda 30 bin insanı katledip Gazze topraklarını da işgal edebilmeyi uman terörist israil, sahada büyük bir hezimet yaşıyor. Kassam tugayları siyonistin arlanmaz cıvık askerlerinin adeta korkulu rüyası olmuş durumda. Zırhlı araçlarından dışarıya çıkamıyorlar. Şu ana kadar işgalci israil’in binlerce askeri cehenneme yollanmış, beş bin civarı askeri de yaralı-sakat bırakılmış durumda. 1500 civarında Merkava tankı ve zırhlı aracının da Yasin 5 roketleriyle imha edildiği belirtiliyor.
Gelinen aşamada şu gerçeği başta siyonistler olmak üzere tüm dünya görmüş oldu. Kassam Tugayları’nın başını çektiği Direniş Hareketleri asla teslim olmayacak. Siyonist işgalci de HAMAS’ı bitirebilecek bir kapasitede asla değil. Ancak Gazze halkı perişan durumda; aç, açıkta ve yaralılar. Vicdan sahibi tüm insanlık olarak meydanlarda Gazze halkı ve Filistin davasını haykırmaktan geri durmamalıyız. Müslüman ülkeler ne yapıp edip bu onurlu halka karadan, havadan veya denizden yardım ulaştırmak zorundalar. Çünkü Gazze mazlumlarının ahı, Arş-ı Ala’yı titretiyor artık. Gazap geldi gelecek…