CHP’de kazanlar kaynama başlamış durumda. Kılıçdaroğlu’na başkaldıran başkaldırana. Seçim öncesi ana muhalefet partisi olmakla beraber “Halil İbrahim sofrası” diye takdim ettiği masaya İyi Parti gibi Türk milliyetçisi ile Kürt halkının haklarını sözde savunma iddiasında olan HDP'yi, değerlerini ayakları altına aldırarak bir araya getirebilen Kılıçdaroğlu, seçimi kaybederek hayalini kurduğu Cumhurbaşkanı koltuğundan olduğu gibi CHP genel başkanlık koltuğunu da kaybedecek gibi..
Oysa seçimi kazanacaklarına dair o kadar emindiler ki masa sakinleri olarak hiçbiri milletvekilliği için başvurmamıştı. Ne de olsa Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olacaktı. Akşener, Davutoğlu, Karamollaoğlu, Babacan, Uysal Cumhurbaşkanı yardımcısı olacaklardı. Kılıçdaroğlu o kadar bonkör davranmıştı ki oyları yüzde 1’i bulmayan partilere 40’a yakın milletvekili koltuğu ve bakanlıklar vadetmişti.
Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı hayali, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları İmamoğlu ve Yavaş’ı da cezbetmişti. Halkın hizmet beklediği Belediyeleri bırakıp o meydan senin bu meydan benim deyip yalan ve iftiralar dolusu bir seçim süreci geçirmişlerdi.
14 Mayıs gecesi “Aramızda kalsın kazanıyoruz” diyerek cumhurbaşkanlığı yardımcılığı hayali güden Ekrem İmamoğlu, 28 Mayıs’ta yapılan ikinci tur seçimlerinin ertesi günü “Kimse endişe etmesin, her şey yeniden başlıyor. Unutmayın; ‘Değişmeyen tek şey değişimdir. Her sahada, her ortamda değişim. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç asla beklemeyeceğiz artık.” Diyerek “Cumhurbaşkanım” diye hitap ettiği Kılıçdaroğlu’nu koltuğundan indirerek CHP genel başkanlığına aday olacağı sinyalini vermişti.
İmamoğlu koltuğa göz diker de Özgür Özel geri kalır mı? Özel de yaptığı açıklamada “İlla genel başkan olayım demiyorum. Ancak sorumluluktan kaçmam” diyerek ben de varım dedi. Kılıçdaroğlu’na en sadık isimlerden biri olarak görülen Özel, seçim öncesi mecliste partisine son defa seslenen Kılıçdaroğlu için içli içli gözyaşları dökmüştü. Ama demek ki o gözyaşları timsah gözyaşlarıymış…
Muharrem İnce’nin daha önce teşebbüs ettiği CHP Genel Başkanlık Koltuğu, cumhurbaşkanı adaylığında kendi lehinde ısrar etmesi, İnce’nin seçime birkaç gün kala ani bir kumpasla geri çekilmesiyle sonuçlanmıştı.
Ancak şimdi durum farklı. 2010’dan bu yana girdiği tüm seçimleri kaybetmesine rağmen CHP genel başkanlık koltuğunu koruyan Kılıçdaroğlu’nun karşısında bir kişi, iki kişi yok, çok kişi var o koltuğu gözüne kestiren. Bunlardan bazıları şunlar; başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere Mansur Yavaş, Özgür Özel, Tanju Özcan, Mustafa Sarıgül, Muharrem İnce ve dahası var…
Buna rağmen Kılıçdaroğlu’nun koltuk sevdası ağır basıyor ki “Gemiyi sağlam limana götürmek yine kaptanın görevidir. Gemiyi sağlam limana götüreceğimi herkes bilsin” diyerek CHP genel başkanlığı koltuğunu terk etmek istemiyor. Ama nafile, kurultaya giderken her ne kadar delegeleri yanına çekme yönünde yoğun girişimleri bulunsa da bu girişimlerin başarısız olacağına dair bir gidişat söz konusu.
Çünkü kasetle gelip kumpaslara rağmen seçim kazanamıyorsan CHP’yi yönlendirenlerin kulağına fısıldadığı İmamoğlu’nun sinyalini verdiği “Değişim” zamanı gelmiştir.
Bakalım süreç neyi gösterecek.