Cumartesi günü başkanlık divanı toplantısı sonrası kameralar karşısına geçen HÜDA PAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu, ilk gündemlerinin depremzedeler olduğunu, kalplerinin depremzedeler için çarptığını, teşkilatının sahada yanlarında olduğunu ifade etti. Ardından seçime dair konuşan Yapıcıoğlu, 14 Mayıs seçimlerinde aday çıkarmayacaklarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıkladı. Çok yerinde bir karar, hayırlı olsun inşallah.

Medyadaki beklenti, Cumhur İttifakı’na katılıp katılmayacakları bilgisiydi ki Yapıcıoğlu, bunun için görüşmelerinin sürdüğünü belirtti.

Bu konuda AK Parti’nin biraz daha öngörülü davranması ve biraz da fedakarlıkta bulunarak HÜDA PAR’ın mecliste grup kurabileceği sayıda milletvekilli koltuğu teklif etmesi gerektiği kanaatindeyim.

Bu strateji, AK Parti’ye kazandıracağı gibi tüm Türkiye’ye de kazandıracaktır. Çünkü Doğu ve Güneydoğu’da Pkk’nin etkisini sıfıra indirmenin yolu HÜDA PAR’ı desteklemekle olur.

HÜDA PAR DIŞA BAĞIMLI OLMAYAN YERLİ VE MİLLİ BİR DAVA PARTİSİDİR

80 darbecileri, 90’ların eski Türkiye’si, 28 Şubatçı zalimler, 15 Temmuz darbecileri…

HÜDA PAR, İslam coğrafyasını geçmişten bu yana tahakkümleri altında tutmaya çalışan küresel emperyal güçlerin yerli taşeronlarına karşı yarım asra yakındır Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu illerinde Müslüman kimliğiyle mücadele veren, canlarıyla bedel ödemiş bir yapı.

Dışa bağımlı olmayan yerli ve milli değerlere sahip bir yol haritasıyla yürüyen HÜDA PAR, parti programında da yer verdiği üzere halkın ‘Can, Mal, Din, Nesil ve Akıl Emniyeti’ni sağlamak üzere çalışmalarını yürüten bir dava partisi.

Bir yanda devlet içerisinde FETÖ gibi taşeronları eliyle asker, bürokrat, satılık liderleri kontrol altında tutan, diğer yanda vahşi katliamlara imza atan PKK gibi örgütleri istedikleri gibi kullanan küresel şer güçlere karşı mücadele etmenin yolu, Hak üzere cesurca birlikte hareket etmekle mümkün olur.

Kırk yılı aşkın bir süredir ‘haklarınızı savunuyorum’ yalanıyla Kürt halkına kan ve gözyaşından başka bir şey vermeyen PKKHDP’nin, ABD’nin elinde maşa, sapkın güruhların oyuncağı olduğu aşikar bir durum.

Hristiyan batının değerlerini bu İslam topraklarında Müslüman halka empoze etmeye çalışan CHP zihniyetiyle aynı frekansları paylaşan PKKHDP, hiçbir zaman yerli ve milli olmamıştır. Geçmişten günümüze sürekli İslam ve değerleriyle çatışmaktan geri durmamıştır.  

Her seçim döneminde bu toprakların rengine bürünmeye çalışarak Müslüman halkı kandırma çabası içerisine giren bu ikiyüzlü yapılara karşı yurdun dört bir yanındaki Müslüman halkımız, uyanık olmalıdır.

SALDIRILARIN NEDENİ HÜDA PAR’IN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’I DESTEKLEME KARARI

Önceki gün HÜDA PAR’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyeceği kararı sonrası tüm İslam düşmanı kesimlerin anlaşmışçasına sosyal medya üzerinden saldırıya geçmesi karşısında gayri ihtiyari ‘Sen neymişsin be HÜDA PAR’ demekten kendimi alamadım.

PKKHDP’lisi, FETÖ’cüsü, CHP’lisi, DHKP-C’si, kısacası tüm şerli kirli odaklar bir anda saldırıya geçtiler.

Anlaşılan bunları birleştiren, birden saldırtan operasyon merkezi bir..

Birbirlerinden pek hazzetmeseler de kimisini tehditle, kimisini şantajla ya da başka çıkar ve amaçlar uğruna bir araya getiren güç, karalama, gözden düşürme emri vermiş olmalı. Çünkü bu seçim çok önemli.

İSLAM DÜŞMANI KAOSSEVERLERDEN ÜÇ ÖRNEK

Bu, öfkesinden kudurup da HÜDA PAR’ı diline dolayıp çamur atanların yazıp, çizip söylediklerini buraya tekrar yazmadan bunların İslam düşmanı, dışa bağımlı, katil ve kaossever kesimlerle ortak yanlarını ortaya koyan örnekleri vermeden geçmek olmaz. 

HÜDA PAR’ı çemkirenlerden Sedef Kabaş’ın hangi alanda profesyonel olduğunu biliyorsunuz. Geçmişte yalan atma konusunda verdiği örnekler üzerinden seminer veren Kabaş, kitlelerin bu çok tekrarlanan yalanlara nasıl inanacağını anlattığı videoları hala gösterimde. Ne demişti Kabaş:

 “…kitleleri etkilemek için ortaya kocaman bir yalan atın. Ama çok büyük bir yalan olsun. İkinci kriter, çok basit bir yalan olsun. Sonra bu büyük yalan ve basit yalanı sürekli tekrar et. Ve ardından kitlelerin o yalanı nasıl gerçekmiş gibi kucakladığını otur seyret.”

İslam ve Müslümanlara karşı iflah olmaz kişiliğiyle tescilli Perinçek’in bebek katili Apo’ya Bekaa Vadisinde gül verirken çıban açan yüzünü gösteren fotosuna rağmen HÜDA PAR hakkında ileri geri konuşmaya cüret etmesini kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.

Bir de İsmail Saymaz var. HDPPKK’nin yaptığı vahşetleri saymaz İsmail ama HÜDA PAR’a gelince sayar da sayar. Çünkü İsmail de bağlı olduğu gönüldaşlarına vefa gösterenlerden. Nereden mi biliyoruz; Apo posterinin altında poz verdiği PKK tişörtlü fotoğraflarından.. FETÖ’cülere dizdiği methiyelerden biliyoruz. İnsanda biraz utanma olur.

O kadar yalan iftiralar atıyorlar ki, kimi dönüp de yazdıklarına baktıktan sonra ‘bu kadarı da fazla’ diyerek twetini silmek zorunda bile kalabiliyor.

HAKKANİYETLİ DAVRANANLAR; BAŞTACISINIZ

Kimi gazeteci, kimi siyasetçi, kimi akademisyen, kimi yazar kisvesi altında şaklabanlıklar yaptı/yapıyor. Ama elhamdülillah, hak gözü açık olanlar HÜDA PAR’ı, HÜDA PAR’lı olmadıkları halde hakkaniyet çerçevesinde savunarak iftiracıların estirdiği yalan rüzgarını savuşturdu ve rüzgar tersine esti.

İmam Şafii'ye sormuşlar: “Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?” Demiş ki: "Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür." diye. 

‘Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır.’

Güneş doğdu bir kere…  

HÜDA PAR’A TEVECCÜH, HDP’NİN ETKİSİNİN AZALMASI DEMEK

Geçmişten bugüne on yıllardır sayısız katliama imza atan PKK’nın kadın, çocuk yaşlı ayırt etmeksizin yaptığı vahşetleri görmezden gelen aymazlar, ağababalarınca kendilerine tevdi edilen emri yerine getiriyor. Endişelenmekte de haklılar aslında. Çünkü HÜDA PAR’ın mecliste etkinlik göstermesiyle Doğu ve Güneydoğu’da HDP’nin etkisinin çok çok azalacağı ve Müslüman Kürt halkının, değerleriyle örtüşen HÜDA PAR’ı tercih edeceğini çok iyi biliyorlar.

Korku ve endişeleri bundandır. CHP’nin yüzde 1’lik partilere fedakarlık(!) yaparak çoğunluk algısıyla üstünlük sağlama çabası da.. HDP’nin İYİ Partiye rağmen bu ittifaka hem de karşılıksız destek vermeye hazır olmasının da tek nedeni; kendilerine destek veren güçlere ülkeyi arka planda kontrol edecek imtiyazı sağlama mücadelesidir yapılan, edilen.

Belgeli delil yok elimde ama… 15 Temmuz gecesi tankların arasından geçerek CHP Bakırköy Belediye başkanıyla kahve keyfinde gelişmeleri izleyen Kılıçdaroğlu’na sorun. Kandil ile ABD arasında mekik dokuyan Demirtaş’a sorun!

HDP’ye yön veren Pkk’nin 40 yılı aşkın bir süredir bu ülkede bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden katliamlar yaparak acı ve gözyaşından başka bir şey bıraktığını iddia eden var mı? Şu an gücü zayıfladığı halde bu şirret zihniyetinden vazgeçtiğini iddia edebilen çıkar mı? Kim diyorsa ya yalan söylüyor veya Pkk’yi tanımıyordur.

İŞTE PKK’NİN KATLİAMLARINDAN BAZILARI…

1987’de Ortabağ Katliamı(2’si çocuk, 4’ü kadın 8 köylü)

1987’de Pınarcık köyü katliamı(16’sı çocuk, 6’sı kadın, 8’i erkek toplam 30 insan)

1987’de Yuvalı (Anıklı) köyü Haraberk mezrası katliamı(7’si çocuk 2’si kadın 9 kişi)

1987’de Çiftekavak mezrası Katliamı(2’si hamile 5 kadın, 4’ü çocuk 11 kişi)

1987’de Başyurt (Zaxuran) köyü Efeler (Gündikêporti) mezrası katliamı(4’ü çocuk 10 kişi)

1988’de Yağızoymak katliamı(PKK’liler 9 çobanı boğarak öldürdü)

1988’de Behmenin mezrası katliamı(aynı aileden 8’i çocuk, 2’si kadın 11 kişiyi öldürdü)

1989’da İkiyaka (Satê) köyü katliamı(Çocuk, yaşlı, bebek, kadın demeden 28 kişi hunharca katledildi)

1990’da Çevrimli katliamı(çoğu kadın ve çocuk 27 kişiyi yakarak öldürdü)

1991’de Pazarcık ve Çağlayancerit katliamları (köyleri basan PKK’liler 9 kişiyi yakarak katletti)

1992’de Sütlü mezrası katliamı(araçtan indirdiği 13 kişiyi kurşuna dizerek katletti)

1992’de Susa Cami katliamı(10 köylüyü cami içerisinde tarayarak şehid etti)

1992’de Cevizdalı (Hewek) köyü katliamı(8’i çocuk 30 kişi)

1993’te Başbağlar katliamı(33 kadın çocuk erkek)

1993’te Derince köyü katliamı(13’ü çocuk 22 kişi)

1993’te Yavi beldesi katliamı(35 sivil katledildi)

1994’te Ormancık ve Akyürek katliamları(11’i çocuk 21 kişi)

1994’te Darıkent beldesi katliamı(6 öğretmen)

1994’te Karacadağ Şehitleri (Mayın patlatıldı; 11 şehid)

2006’da Diyarbakır Koşuyolu Parkı katliamı(1’i bebek 11 kişi)

2011’de Siirt 'te 4 genç kız katledildi

2014’te 6-8 Ekim vahşeti(53 kişi)

2016’da Merasim sokak katliamı(27 kişi)

2016’da Kızılay katliamı(36 kişi)

2016’da Dürümlü katliamı(tonlarca patlayıcı kullanıldı; 16 köylünün cesetleri buhar oldu)

2016’da Diyarbakır’da bombalı saldırı katliamı(12 kişi)